BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Başbakan'ın ikiz politikası

Işık, Başbakan'ın oy almak için imam hatip kozunu nasıl kullandığı ile Kıbrıs konusundaki tavrına dikkat çekiyor.

Abone ol

Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi'nin yazarı Metin Işık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim meydanlarında, oy alabilmek için imam hatip kozunu nasıl kullandığını ve Kıbrıs konusunda izlediği tavrına dikkat çekiyor. İşte Metin Işık'ın yazısı: Arınç'a çağrı ve ikiz politika bumerangı Yaşanan olayların etkisiyle belki farkında değiliz ama AK Parti ve Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan son iki aydır ilginç bir tavır içinde. Aynı konularda, özellikle Kıbrıs ve Denktaş ile ilgili olarak taban tabana zıt, 'ikiz bir politika' izliyor. Başbakan Erdoğan 'istikrar adına' oy istediği seçim meydanlarında bazen 'imam hatip sorunu çözülecek' cümlesini araya sıkıştırıyor. Saadet Partisi'ne ve Erbakan'a kayması muhtemel asker oyları engellemek için, eski yol arkadaşları ile, tabir yerindeyse adeta sinyalleşiyor. Seçim sonunda işine geldiği, zaman konuyu imam hatip sorununun çözülmesini bekleyen sessiz çoğunluğun siyasi isteği haline getirerek, kamuoyuna 'İmam hatip sorununu çözeceğimi anlatarak güçlendim' diyecek. Böylece bir zamanlar, 'bir kısım' dediği medyanın da büyük yardımıyla 'ekonomik ve siyasi istikrar adına' AK Parti'ye oy veren insanları küstürecek. İşine gelmediği zaman da imam hatip ve başörtüsü mağdurlarına karşı 3 Kasım seçimlerinden sonra olduğu gibi, 'ne yapayım sistem size karşı. Biraz daha sabır' kozunu oynayacak. Bu politikayla da imam hatip ve başörtüsü sorunu da siyasallaşmaktan kurtulamayacak. Vah ki vah... İkiz politika Kıbrıs'ta da sürüyor. Başbakan Erdoğan ABD başta olmak üzere dış temaslarında, 'Kıbrıs sorununu mutlaka çözeceğim' mesajı, hatta sözünü veriyor. Denktaş'ı sürekli hırpalatıyor, hırpalıyor. Sorumluluğu üzerinden atmak istediği zaman da, 'Kıbrıs'ta Sayın Denktaş'ın dediği olur' mesajını vermekten de geri durmuyor. Denktaş hırpalanıyor Kısaca Denktaş'ı hırpalanıyor. Hükümet, 'TSK'da bile Denktaş'ı destekleyenler, desteklemeyenler var' ayrımını güçlendirecek görüntüsü veriyor. MGK toplantılarına başkanlık eden Cumhurbaşkanı Sezer Kıbrıs Zirvesi'ne davet edilmiyor. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sermet Atacanlı, 'davet yok' diyor. Dışişleri başta olmak üzere hükümetin gerekçesi ise ilginç: 'Sayın Cumhurbaşkanı icranın içinde değil.' Ama hükümet dörtlü zirveye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ü davet ediyor. Sancılı ve gecikmeli başlayan önceki günkü zirvede de yaşanan 'ikiz siyasi tavır', ihtimal vermemekle birlikte akla ister istemez şu soruları getiriyor: 1- Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile Denktaş ve destekçileri karşı karşıya mı getirilmek isteniyor? 2- AB havucu ve ABD sopası ile Özkök ve komuta kademesinden farklı bir düşünce noktasına mı çekilmek isteniyor? Terfi ayı ağustos yaklaşıyor, İnanmak istemeyiz ama yoksa terfi sırası gelen bazı subayların emekliliği mi hedefleniyor? Bazı sol çevreleri memnun etmek adına. 3- İsviçre'deki dörtlü görüşmelerin Başbakanlar bölümü 28 Mart sonrasında olacak. Muhtemelen 29 Mart veya 1 Nisan sabahı Kıbrıs'ta tartışmalı bir uzlaşma çıkacak. Erdoğan o uzlaşmayı aldığı yüksek oyla meşrulaştırmaya mı çalışacak? Böylece 28 Mart'ta AKP'ye oy verecekler için Kıbrıs'ta bir oldu bitti ile 29 Mart sabahı bir siyasi de facto durumu ortaya çıkarsa sakın şaşırmayın... TBMM Başkanı Bülent Arınç'a da bir çağrımız var. Kıbrıs ile ilgili duyarlılığınız biliniyor. Lütfen 28 Mart öncesi KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı konuşmacı olarak TBMM'ye davet edip, tarihe bir not düşmesine katkıda bulunun. Bu TBMM üyelerinin de hakkıdır. Çocuklarımız da Kıbrıs görüşmelerini gazete sayfalarından değil, TBMM tutanaklarından öğrenmiş olur.