Serdar Turgut'un yeni hedefi Yeni Şafak yazarları oldu. Turgut, Başbakan'la buluşan yazarların neden güldüklerine taktı.
Abone ol Serdar Turgut, kendisine yeni bir hedef belirledi. Daha önce Milliyet yazarlarını sürekli topa tutan Turgut, bu sefer de "Yeni Şafak" yazarlarına taktı. Turgut, Başbakan Erdoğan'ı ziyaret eden Yeni Şafak'çıların neden güldüğünü merak etti. sorusuyla başlayan Turgut, soruyu eleştiriye çevirdi.Yazı : Serdar Turgut
Kaynak :
Ben daima dalga geçeceğim, okuyucuyu gülümseteceğini zannettiğim yazıları sevdiğim insanları konu alarak yazarım. Bu benim bir yazı prensibimdir ama bugünlük bu prensibimden vazgeçmek zorundayım, çünkü bu yazımın konusu Yeni Şafak gazetesi yazarları olacak.
Milliyet gazetesi bir süre önce Başbakan'ı ziyarete gitmişti ve kahkahalarla geçtiği belli olan görüşmeden fotoğraflar gazetelerini süslemişti. Ben de gayet tabii ki bu fırsatı kaçırmayarak Milliyet'teki arkadaşlarla adamakıllı dalgamı geçtiğim bir yazı döşenmiştim. O yazı benim için kolaydı; çünkü prensiplerime uygundu, dolayısıyla da mizahı tutturmak kolaydı, şimdi ise prensiplerime tamamen aykırı bir şey yapacağım, bırakın sevme ufkumda bulunmamalarını, hatırlamak bile fazla istemediğim insanlar hakkında yazı yazacağım.
Nedendir bilmem ama Başbakan'ı ziyarete giden her gazeteci kahkahalarla gülmek hatta gülmekten yere yıkılmak zorunda galiba. (Gülmekten yere yıkılmak mecazi bir tanımlama değildir, Milliyet ziyaretinde bu tür bir olay gerçekten yaşanmıştır)
Bakıyorum da fotoğraflara, Yeni Şafak yöneticileri, yazarları da kahkahalar içindeler, Recep Bey ise nazik bir gülümsemeyle yetinmiş, içinden 'bu garip adamlar neden basit şeylere bu kadar fazla fazla gülüyorlar ki' diye düşündüğü suratına vuran bir ifadeyle, tuhaf ortamı idare etmeye çalışıyor.
Açıkça söyleyeyim; Yeni Şafak yazarlarına ve özellikle Kürşat Bumin'e gülmek pek yakışmıyor, buna rağmen onların ziyaretinde de durumu, görüntüyü kurtaran jönler var. (Örneğin Ali Bayramoğlu da poz vermiş gülümserken, onu Yeni Şafak'ta tutsak kalmış olan Beyaz Türk olarak tanımlayabiliriz, Milliyet gazetesinin jönü de Can Dündar'dı)
Benim merak ettiğim konu aslında şu: Acaba Başbakan kendisini ziyarete gelen gazetecilere ne anlatıyor da onları kahkahalarla güldürebiliyor? Biliyorum, bazı insanlar gülmek için dıştan gelecek bir dürtüye ihtiyaç duymaz ve doğal olarak çok gülerler. (Örneğin Milliyet ziyaretindeki Meral Tamer'i hatırlayın, o kendiliğinden gülebilir, üstelik başladıktan sonra hiç durmayabilir de.) Ama son ziyarette gördük ki, Başbakan bu kez dışarıdan büyük dürtü gelse bile gülmekte hayli zorlanan adamlardan oluşan Yeni Şafakçılar grubunu bile güldürmeyi de başarmış. Acaba Başbakan'da bizim bilemediğimiz bir stand-up yeteneği mi var ki?
Başbakan bizi de görüşmeye çağıracak diye korkuyorum, çünkü iyi mizah dinlediğim zaman ben, tepinerek gülerim ve zor da dururum. Bunun fotoğrafı ise basın tarihe geçebilir. Düşünsenize fotoğrafı; ben yerdeyim ve tepinerek gülüyorum, Başbakan ise utangaç bir gülümseyişle bana bakıyor paniklemenin eşiğinde, AKŞAM'ın diğer yazarları ise bu karede gözükmüyorlar, çünkü onlar utançlarından Başbakanlık Konutu'nun bahçesinin çeşitli yerlerine saklanmışlar.
Bu son anlattıklarım olabilir de, ben kararımı değiştirdim, artık Başbakan'ı ziyaret etmek istemiyorum. İlla da toplu halde gülme ihtiyacımız varsa biz gazete olarak Cem Yılmaz'ı ziyaret edeceğiz Başbakan yerine. Yeni kararım bu. Başbakan'la görüşme talebimizi geri çekiyorum ve Cem Yılmaz'ı ziyaret için başvuru başlatıyoruz. Hem biliyor musunuz; memleket sorunları ve bunlara çözümler konusunda Cem Yılmaz Başbakan'dan çok daha rasyonel fikirlere sahip, dolayısıyla onunla görüşmemizde birkaç günlük sürmanşetlik haber çıkar bence.