Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, eğitim hayatıyla ilgili olarak' babası izin vermediği için hiç giremediği bir ders olduğunu' açıkladı.
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, eş Davutoğlu başbakan olduktan sonra verdiği ilk röportajında, özel hayatı ve geçmişiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı.
SARE DAVUTOĞLU'NUN HİÇ GİRMEDİĞİ DERS...
Sare Davutoğlu, Milliyet gazetesine verdiği röportajda, başörtüsünden dolayı okul hayatından yaşadığı zorluklardan bahsetti. Aynı zamanda doktorluk mesleğini sürdüren Sare Davutoğlu, beden eğitimi derslerine hiç giremediğini, kısa şort giyildiği için babasının bu derse girmesine rıza göstermediğini ifade etti.
İşte o röportajdan çarpıcı satırlar:
"Ben, lise sona Eskişehir Anadolu Lisesi'ne başörtülü olarak gittim. Tabii ki kapıda açıyordum. Güzel bir okulumuz, spor salonumuz vardı ama spor dersine hemen hemen hiç giremedim, çok kısa şortlarla ders yapılıyordu. Babam izin vermezdi. Annem başını yarım örter ve kısa kollu elbiseler giyerdi. Çapa'da kampüste 6 kişi başörtülüydü ve sınıfta tek başımaydım. Ben üçüncü sınıftayken başörtüsü yasakları başladı. Derse girmemeye başladım. Yasak hafiflediğinde ses çıkarmayan hocaların derslerine giriyordum, sorun çıkaran hocaların derslerinin notlarını alıyordum. Pratik dersleri başladı. Kısa boylu olmanın avantajını yaşadım. Pratik yapan grupta tesadüf uzun boylu erkek arkadaşlar vardı. Bir hoca geldiğinde 'Sare' diye seslenip halka yaparlardı ve beni saklarlardı"
İŞTE SARE DAVUTOĞLU'NUN EN RAHATSIZ OLDUĞU KONU
Çok fazla görünür, çok fazla bilinir oldum, bundan biraz rahatsızım. Dışişleri Bakanlığı döneminde de bilinirliğim vardı ama... Mesela hiç bu kadar çok fotoğraf çektirmek isteyen olmamıştı. Zaten son günlerde böyle bir fotoğrafa düşkünlük var. Hastanede, yolda... Başbakanlık'tan sonra çok fazla oldu bu.
"HASTALARIMA ZAMAN AYIRMAYA ÇALIŞIYORUM"
Programım ne kadar yoğun olursa olsun hastalarıma zaman ayırmaya gayret ediyorum. İstanbul'a her geldiğimde arkadaşlarımı, ailemi ziyaret etmek yerine hastalarımı kabul ediyorum. Son geldiğimde iki doğum yaptırdım. Çok uzun zamandır takip ettiğim hastalarım var, beşinci doğumunu yaptırdığım hastalarım var. Çok mahrem ve yakın bir ilişki. Mesleğim hayatımda sabit, kendi belirlediğim ve rahat ettiğim bir şey. Ve çok mutlu oluyorum işimi yaparken. Mesleğimi sağlığım el verdiği sürece devam ettirmek istiyorum, bırakmayı istemiyorum.
"HASTA OLRAK GELENLER VE BAŞBAKAN'A ULAŞIP BİR TALEP ETMEK ÜZERE GELENLER..."
(Eşiniz Başbakan olduktan sonra hasta sayısında bir artış oldu mu sorusuna cevaben) Bunu iki grupta söyleyebilirim: Hasta olarak gelenler ve Başbakan'a ulaşıp bir talep iletmek üzere gelenler. Talep için gelenleri çok çabuk fark ettim. Muayeneye değil görüşmeye gelenlere de 'bakın buraya hastalarım için geliyorum ve lütfen onların hakkına saygı gösterelim' diyorum. Artık her hastaya önceden soruyoruz; 'Görüşmeye mi geliyorsunuz, yoksa hasta olarak mı geliyorsunuz?'. Ama şöyle hastalarımız da var, bir hastam mesaj attı ve "Ahmet Bey'in babaannesinin duası meşhur olduktan sonra çocuğumu siz doğurttuğunuz için artık ben de ona öyle dua ediyorum" dedi.
"BAŞBAKAN DAVUTOĞLU ÇOK GÜZEL GÜREŞ TUTAR"
(Başbakan spor yapıyor mu sorusuna yanıt olarak) Çok güzel güreş tutar, futbol oynar ama şu son dönemlerde hiç spor yapamıyor. Arada bir oğlumuz Mehmet'le güreşiyor.
"SAĞLIĞI İÇİN ÇOK ENDİŞELİYİM"
Sağlığı için çok ciddi endişeliyim. Her şeyi fark ediyorum, doktor olmanın zararları... Çok az uyuyor, çok çalışıyor ama il seyahatlerinde insanlardan çok pozitif enerji alıyor.