BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Başbakan’dan başörtü ye tam destek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’ye başörtüleriyle geleceklerini açıklayan kadın milletvekillerine destek vererek, "Kadın vekillerin tas...

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’ye başörtüleriyle geleceklerini açıklayan kadın milletvekillerine destek vererek, "Kadın vekillerin tasarrufuna müdahale inançlara ve parlamentoya saygısızlıktır" dedi.
5. İzmir İktisat Kongresi’nin açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kaya Termal Otel’de parti teşkilatıyla biraraya geldi. Başbakan Erdoğan, konuşmasında İzmir teşkilatına mesajlarının yasınıra muhalefet partilerine de yüklendi. Partililere hitap eden Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ’Dolmabahçe’den Kadıköy vapuru ile gelen kadınları dikizliyor’ sözlerine sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun sözlerine kendisinin yanıt vermeyeceğini belirten Başbakan Erdoğan, "Hala muhalefet demokrasiye katkıda bulunmak ya da ülkenin kalkınmasına katkıda bulunma anlayışına katılmış değil. Ötekileştirmenin, seviyeyi son derece aşağılara çeken üsluplarına biliyorlar ki Başbakan yanıt vermeyecek. Bu cevapları benim arkadaşlarımı verecek. Ne derlerse desinler benden cevap alamayacak. Bunlara cevabı benim milletim en güzel şekilde 30 Mart’ta sandıkta verecek. Karşımızdaki bu üslup ve seviyeye ben cevap vermezken, bir şeyi söylemem gerekiyor. Burada özellikle şahsımıza veyahut da kendi yakınlarımıza yönelik kullanılan ifadeler hatta hatta ailemize yönelik kullanılan ifadeler yenilir yutulur değil. Ama biz ya sabır diyoruz. İnanıyoruz ki milletimiz bunun bedelin onlara ödetecektir" dedi.

“BÖYLE AHLAK DIŞI BİR YAKLAŞIM OLABİLİR Mİ?
Başbakan Erdoğan, "Bir ülkenin Başbakanına küfretmek, hakaret etmek midir? Affedersiniz, çok enteresan, Başbakanlık ofisinde Kadıköy’den gelen vatandaşlarımız geçiyor, her türlü giyim içerisinde olan var, hepsine saygı duyuyorum, diyor ki, oradan geçen bayanları dikizliyor diyor. Ya böyle bir yani böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi? Böyle bir ifade olabilir mi? Ben ne söylüyorum o ne söylüyor. İşte AK Parti iktidarının ahlak üzerinde ülkemizi yükselteceğiz dememizin altında bu yatıyor" dedi.
TBMM’ye başörtüleriyle geleceklerini açıklayan kadın milletvekillerine destek veren ve CHP’yi bu konuda eleştiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çıkıyor bir milletvekili, milletvekillerini açıklamasından rahatsız olmuş ve bu bir siyasi simgedir diyor. Başörtüsü nasıl siyasi simge olabilir? Başörtüsü dinimizin gereklerinden bir tanesidir. Fakat cehalet çok kötü birşey. Dinimizin böyle bir emrinin olduğunu bilmeyecek kadar cahil. Ve bu adam milletvekili oluyor. Ve unu söylüyor. Bu ülke başörtülü olanın da olmayanın da. Başını örtüyü örtmüyor lütfen saygı duyun. Kimsenin özgürlük alanına müdahale etmeyin. Kendi özgürlük alanında inandığı gibi yaşasın. AK Parti’de böyle bir şey söz konusu değil. Biz insanımızı olduğu gibi kabul ediyor ve saygı duyuyoruz. Parlamentoda iç tüzükte buna mani hiçbir şey yok. Bu kardeşlerimiz bu konudaki kararlarıyla ilgili olarak buna herkesin saygı duyması gerekiyor. Bunlar 657’ye tabi memur da değil. Millet tarafından seçilmiş milletin parlamentodaki temsilcisidir. Onların tasarrufuna müdahale etmek inançlara ve parlamentoya saygısızlıktır. Bu kardeşlerimizin orada teline zarar asla getirmeyiz. Gereği neyse onu yaparız. Kaldı ki ben CHP grubunun da aynı şekilde davranmayacağına inanıyorum. Aldıkları karar sebebiyle saygı duyacaklarına inanıyorum."

“YAŞLANMIŞ BİR TÜRKİYE İSTEMİYORUM”
Başbakan Erdoğan, ömrü yettiğince Türkiye’nin şu anda sahip olduğu genç nüfus avantajını kaybetmemesi için 3 çocuk ısrarında bulunacağını kaydederek, "Bunun için bu işin üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Şu anda attığımız adımlarda 3 çocuk istiyorum. Kadın vücudu üzerinden siyaset yapıyor diyor. Ben temennimi söylüyorum, ifadene dikkat et. Bu ülkede yıllarca doğum kontrolü yapıldı. Adeta kısırlaştırılmaya vesile olacak haplarla evlere girildi. Bizim nüfusumuzun gençliği. Ben ülkenin Başbakanı olarak arzum şu, 2040 yılında o yıllarda yaşlanmış bir Türkiye, istemiyorum. Genç ve dinamik bir millet istiyorum. Ve bunun için de ben temennimi söylüyorum ve bu temennimi her yerde işliyorum. Burada ömrüm elverdikçe işlerim. Niye? Türkiye’nin genç nüfusa ihtiyacı var. Bunu korumamız gerekiyor. En büyük sermaye insandır" diye konuştu.

“MARMARAY’IN BOZULMASI BİRİNİN İMDAT ÇEKECEĞİNİ ÇEKMESİ NEDENİYLE”
Siyasi partilerin kutuplaştırıcı dillerinin tehlikeli boyutlara ulaştığını belirten Başbakan Erdoğan, Marmaray’ın açılışının ve bugün bir vatandaşın imdat kolunu çekmesi nedeniyle oluşan sorunun dahi sosyal medya ortamına taşınmasına da sert tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dün İstanbul’daki çok önemli açılış ve biraz sonra yapacağımız kongre açılışı bu milleti sevindirmez mi? Dünden bu yana 15 gün ücretsiz çalışacak Marmaray. Fakat birileri daha ilk günden oradaki hassas çekilmemesi gereken imdat şeyleri var, onu çekiyor. Tabi orada ister istemez sorun yaşanıyor. Medya hemen çekiyor. Ardından tweetler atılıyor. Ne için çalıştıklarını anlatmak bakımından çok önemli. Fakat isteseler de istemeseler de millet istikametini bulmuştur."

“153 YILLIK RÜYAYI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ DEDİĞİMİZDE DALGA GEÇİYORLARDI”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul trafiğini rahatlatmak için projeler üretmeyi sürdüreceklerini de belirterek, sosyal medya ortamında Marmaray ile ilgili atılan tweet’lerin kendisini memnun ettiğini dile getirdi. Erdoğan, "Ben tweeleri pek takip etmem. Ama bu ara güzel şeyler de oluyor twitterda. Ecdadımız kardan yürüttü gemileri diyor, AK Parti’de Marmaray’ı denizin altından yürütüyor. Hamdolsun bunların hayallerinin bile ulaşamadığı yere bizim icraatımız ulaşıyor. 153 yıllık rüyayı gerçekleştireceğiz dediğimiz zaman da bizimle dalga geçiyorlardı. Ve bununla da kalmayacağız, onun güneyinde de 2015’te bitecek şekilde iki katlı tüneli şu anda inşa ediyoruz. 3. köprüyü de yapıyoruz. O da 2015’te."
Siyasi partilerin kutuplaştırıcı dil kullanmasını eleştiren Erdoğan, kendilerinin 11 yıl boyuncu bu dili kullanmadıklarını, kardeşlik üslubunu benimsediklerini vurguladı. Erdoğan şunları söyledi:
"Biz milletçe 90’ıncı yıl coşkusu yaşarken, Marmaray’ı uluslararası katılımla açarken, dünyanın en büyük kongre merkezini açarken belli kesimin bizim heyecanımızı coşkumuzu paylaşmadığını gördüm. Özellikle ülkemizde üzülerek müşahede ettiğimiz bir şey var; AK Parti’ye, hükümete yönelik böyle bir muhalefet, sorumsuz vekiller tarafından bir düşmanlığa, öfkeye tahrir edilmiş durumda. AK Parti’nin hiçbir sorumluluğu yoktur. Daha kurulduğumuz günden itibaren Türkiye partisi olduğumuzu, milletin tamamına eşit nazarla baktığımızı, bir ve beraber olarak kucakladığımızı ifade ettim. Hiçbir vatandaşımızın ideolojisine, nereye oy verdiğine bakmadan eşit hizmet götürmenin gayreti içerisinde olduk. Biz terörü açtığı yaraları kapatmanın, ayrıştırmanın önlemenin samimi mücadelesi içerisinde olduk. Dilimiz hep kardeşlik üslubu oldu, sanal gerilimlerden, tartışmalardan özenle sakındık. 11 yıl boyunca sadece işimize baktık, gece gündüz demeden koşturduk. Biz kardeşliğin dilini kullanırken birileri ısrarla ayrıştırmanın dilini kullandı. Bazıları siyaseten varolmak için özellikle şehitlerimizin istismarına ihtiyaç duydular ve bunu sürdürüyorlar. Bazıları oy alabilmek için kutuplaştırmaya ihtiyaç duydular ve bunu halen yapıyorlar."

“CHP’NİN BU KADAR BECERİKSİZ VE SEVİYESİZ OLMASINA CHP TABANI ADINA DA ÜZÜLÜYORUZ”
"İktidar partisi olarak AK Parti’nin mensupları olarak, CHP, MHP ve BDP seçmenin içine düştüğü durumu iyi analiz etmeliyiz” diyen Erdoğan, “Biz parti yönetimleriyle parti tabanlarını özenle ayırdık bugüne kadar. Parti tabanları dar kesime hitap ederken biz her zaman ülkeyi topyekün kucakladık. CHP’nin bu kadar beceriksiz ve seviyesiz olmasına açıkçası CHP tabanı adına da üzülüyoruz. Aynı şekilde MHP’nin bu kadar ağzı bozuk, küfürbaz, Türkçe’nin güzelliğinden bu kadar nasipsiz olmasına da MHP tabanı adına üzülüyoruz. BDP’nin bu kadar ayrıştırmacı olmasına tabanı adına kaygıyla bakıyoruz. AK Parti değil, muhalefet partileridir. Oradan nemalandıkları için istismar ediyorlar, her türlü beceriksizliği, ufuksuzluğu, vizyonsuzluğu istismarlarla örtmeye çalışıyorlar" dedi.
Başbakan Erdoğan ülke gündemine dair değerlendirmelerinden sonra yerel seçimler nedeniyle İzmir teşkilatına mesajlar verdi.

“KASIM SONUNA İZMİR ADAYLARINI YETİŞTİRMENİN GAYRETİ İÇERİSİNDE OLACAĞIZ”
Temayül yoklaması sonuçlarını dikkate alacaklarını ancak temayül sonuçlarının tek başına belirleyici olmayacağını, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe adaylarını Kasım sonuna kadar açıklamak için çalıştıklarını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"5 ay var. İzmir’in 80 ilden daha fazla çalışması gereken bir teşkilat. İzmir teşkilatıma yürekten inanıyorum. Temayül yoklaması yapıldı. neticelerini arkadaşlarımız bu hafta sonu çalışacak, ya da önümüzdeki hafta başı. Sonra üst kurulun önüne gelecek. Bu bir ön yoklamadır, nihai belirleyici değil. Üst kurul olarak kamuoyu araştırmasına gideceğiz gerekirse. İl başkanı ve vekillerle tekrar değerlendireceğiz. Biz de elimizden geldiğince kılı kırk yararak ideal isimlere ulaşacağız. Hatalarımız yanlışlarımız olabilir. Biz de insanız hata payımız var. İnşallah bu çalışmayla gecikmeden adaylarımızı açıklamak istiyoruz. İzmir’in adaylarını da Kasım sonuna yetiştirmenin gayreti içerisinde olacağız."

“KAPI KAPI DOLAŞIP 35 PROJEYİ ANLATIN”
Başbakan Erdoğan, kadın ve gençlik örgütü başta olmak üzere teşkilat üyelerine, futboldaki adam adama markaj yöntemini önerdi ve İzmir’le ilgili iktidarın yaptığı hizmetleri, 35 projeyi anlatmaları çağrısında bulundu. "İzmir teşkilatı olarak sorumluluğumuz büyük. Hizmet hareketi içerisine alamadığımız her ir kardeşimizin vebali üzerimizde. Bize yabancı gibi bakan her vatandaşımızın vebali üzerimizdedir. Kutuplaştırma çabalarına karşın bizim ısrarla bütünleştirici olmamız gerekiyor. İdeolojinin, istismarın egemenliğini kırmamız gerekiyor özellikle İzmir’de" diyen Başbakan Erdoğan, mesajlarını şöyle verdi:
"Bütün ideolojik tavırlara karşın hizmeti ön plana çıkarıp projelerimizi tek tek hayata geçirmeye devam edeceğiz. Karalamaya ihtiyacımız yok. Biz yaptıklarımızı anlatacağız. Vatandaşımızın oy verip vermemesi kendi takdiridir ama biz anlatacağız. Biz anlatalım takdir kendisinindir. 12 Haziran seçimlerinde elde ettiğiniz başarıyı çok daha üst seviyelere çıkaracağınızı ben biliyorum. Benim sizden beklediğim, futbolda iki taktik vardır, bunlardan birisi alan markajıdır. diğeri de adam adama markajdır. Ben diyorum ki biz siyasette adam adama markajı yapmamız lazım. Gerek ana kademe, gerek kadın ve gençlik kollarımız kapı kapı dolaşarak bu hizmetlerimizi anlatmamız gerekiyor."