Başbakan Binali Yıldırım'dan gündeme dair çarpıcı açıklamalar geldi. Başbakan Binali Yıldırım'ın gündeminde CHP'nin 'Adalet Yürüyüşü'nden Manisa'daki asker zehirlenmelerine kadar birçok konu vardı.
Abone olBaşbakan Yıldırım, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a başlattığı ''Adalet Yürüyüşü''ne ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu'nun yargı kararları konusunda çelişkili açıklamalar yaptığını belirten Yıldırım, yürüyüşte zihnen ve bedenen yorulduğunu savunarak, ''Sayın Kılıçdaroğlu bize lazım'' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Atina’da Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos ve Başbakanı Çipras ile görüştükten Batı Trakya Türkleri'yle bir araya geldikten sonra yurda dönüşte gazetecilerin sorularını yanıtladı.
'YOLLARDA KENDİNİ HEDER ETMESİNE GÖNLÜMÜZ RAZI OLMUYOR''
Başbakan Yıldırım'a CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ''Adalet Yürüyüşü''nün gerekçesi hatırlatıldı, ''Yargı kararları nedeniyle yürümek zorunda bırakıldım'' dediği iletildi.
Yıldırım bunun üzerine Ömer Faruk Kavurmacı ile ilgili kararları özetledi. Tutuklanıp serbest bırakılınca Kılıçdaroğlu’nun eleştirdiğini, Kavurmacı bir üst mahkeme kararıyla tutuklanınca CHP Lideri'nin bu karara da eleştirel yaklaştığını söyledi.
Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
''Hangisi doğru? Kılıçdaroğlu yürüyüşte olduğu için biraz zihinsel ve bedensel yorgunluk da var. O yüzden çelişkili açıklamalar yapmaya başladı. Bence bu yürüyüşü bırakmasında yarar var. Sayın Kılıçdaroğlu bize lazım. Yollarda kendini heder etmesine gönlümüz razı olmuyor. Konuşulacak bir şey varsa bir araya gelir, konuşuruz.''
KABİNE REVİZYONU
Bir soru üzerine kabine revizyonu söylentilerinin veya haberlerinin bakanlar üzerinde olumsuz etki yarattığını belirten Başbakan Yıldırım, ''Görmedik duymadık kalmasın diye ramazan davulu mu çalacağız?” diye sordu.
Bu söz üzerine ''O zaman ramazandan sonrasını mı bekleyelim”? sorusu gülüşmelere yol açtı. Başbakan, ''Dışardan bakan ataması olur mu?'' sorusu üzerine habercilere espri yaptı, ''Yarınki haberlerde performansınızı görelim ona göre bakarız” dedi.
KILIÇDAROĞLU'NUN YAZDIĞI MEKTUP
Başbakan Yıldırım'a, Kılıçdaroğlu’nun kendisine yazdığı mektubun içeriği de soruldu.
Başbakan’ın verdiği bilgiye göre, mektup, Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerinden alınan ve açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça ile ilgiliydi. Kılıçdaroğlu mektubunda, hayati tehlike arzetmeden soruna çözüm üretilmesini istedi.
Başbakan Yıldırım, bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’yi görevlendirdiğini anlattı. Binali Yıldırım, Nurettin Canikli’nin ailelerle görüştüğünü belirtti, alınan yanıtları şu sözlerle açıkladı:
''Sayın Canikli bu eylemi sonlandırmalarını istedi ve bunda olumlu bir yaklaşım göremedi. Aksine aileler, 'Biz bunların eylemlerinden gurur duyuyoruz. Asla bırakmayı da düşünmüyoruz' gibisinden bir tutum içerisine girdiler. İstedikleri şu: 'Herhangi bir itiraz komisyonuna girmeden doğrudan görevlerine iade edilsinler.' Öyle bir işlem yetkimizde değil. İtiraz komisyonu var. Titiz bir şekilde incelenecek. Başka ne yapabiliriz?”
Bizzat araştırdığını, söz konusu kişiler hakkında örgüt ilişkisi yüzünden gözaltı kararı çıktığı bilgisi aldığını belirten Yıldırım, ''Ben Başbakan olarak yargısal faaliyetlere müdahele edecek, şöyle olacak böyle olacak diyecek konumda değilim. İnsani bakımdan gereken çalışmaları yaptık. Ama gördük ki iş ideolojik boyuta taşınmış ve yapacak da fazla bir şey yok.''
''O İNSANLARIN DENİZDE YOK OLUP GİTMESİNE GÖZ YUMAMAYIZ”
Başbakan Yıldırım'a, vize serbestisi ve sığınmacılarla ilgili olarak Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 18 Mart 2016'da varılan mutabakat hatırlatıldı.
Başbakan, Türkiye'nin özellikle sığınmacılar konusunda üzerine düşeni yaptığını belirtti.
Ankara'nın sığınmacı anlaşmasını, insani bir konu olarak gördüğünü belirten Yıldırım, ''O insanların denizde yok olup gitmesine göz yumamayız" dedi.
''TÜRKİYE'NİN BİR KAPASİTESİ VAR''
Başbakan, ''Bu kapıları hiç açmayacağız anlamına mı geliyor?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
''Biz göçmenleri tehdit ve silah olarak kullanmadık kullanmayı da düşünmeyiz. Ama Türkiye'nin de bir kapasitesi var. Onu da Avrupa Birliği görmeli."
''HEM DARBEYİ KABUL ETMİYORLAR HEM DE...''
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Yunanistan'a kaçan askerlerin iade edilmemesi, Ankara ile Atina arasında gerilime yol açmıştı.
Çipras'ın "Yapacak bir şeyim yok" dediğini anlatan Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
''Darbeye bakış, darbede yer alanlarla ilgili düşünceleri bizim açımızdan olumlu. Yani bizim tezlerimize yakınlar. Hem darbeyi kabul etmiyorlar hem de bu darbeye karışanların masumiyetini savunmuyorlar. Ama yine de bu konularda destek olmaya gayret edeceğini ifade etti. Bazı başka ülkelerde durum farklı biliyorsunuz. Yunanistan'da böyle bir şey yok. O farkı ortaya koymamız lazım."
ZEHİRLENEN ASKERLER
Manisa'dan sonra Kastamonu'dan askerlerin zehirlenmesiyle ilgili haberler geldiği belirtilerek, "Nedir bu, bir sabotaj mı yaşanıyor?" diye sorulması üzerine Yıldırım, "Bunu söyleyebilmek için elde bilgi olması lazım. Her ihtimal dikkate alınarak araştırma yapılıyor. Benzer olayların üst üste gelmesi buna benzer düşüncelerin oluşmasına neden olabiliyor. Zaman zaman gıda zehirlenmesi olabilir ama bunların Manisa'da başlayıp arka arkaya devam etmesi kamuoyunun hassasiyetini de artırdı. Meseleye bütüncül bir bakış yapmamız lazım. Dolayısıyla bütün birliklerdeki toplu yemek işlerini gözden geçiriyoruz. İaşe alımlarıyla ilgili yeni bir sistem devreye girecek. Böylece, kalitesi sıkıntılı olan malların girmesini önlemiş olacağız." ifadelerini kullandı.
KATAR KRİZİ
Katar ile ilgili son gelişmelerin hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Biz diyoruz ki 'Suudi Arabistan ağabeylik yapsın.' Hedef, Körfez'deki bütün ülkelerin ahenk içinde yaşamasını sağlamaktır. Yaşananlar insaniyete de uymaz. Biz gereken insani desteği veriyoruz, sır değil ama sorunun çözümünün istişarelerle, suhuletle yapılmasını istiyoruz. Açıkçası Katar'a yapılan suçlamaların tam ne olduğunu da kimse bilmiyor. 'Müslüman Kardeşler'e, Hamas'a yardım etmek', bunlar ne zamandan beri silahlı terör örgütü oldu? Müslüman Kardeşler, Mısır'da yapılan seçimlerde iktidara geldi. Darbeyle yok edildiler, insan haklarını savunuyorlardı." ifadesini kullandı.
Başbakan, Türkiye ile Yunanistan siyasi karar vericiler arasında doğrudan temas oluşturup beklenmedik durumların krize dönüşmesinin önüne geçeceklerini de söyledi.