Musa Kart'a tazminat davası açan Başbakan, bir dava da Yalçın Pekşen'e açmış. Pekşen'i daha önce yarayan danışmanlar, nasıl yazı yazacağını söylemiş.
Abone olYalçın Pekşen, başlıklı yazısında kendisine tazminat davası açan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hukuk sistemini eleştirdi.
Musa Kart'ın kedili karikatürü nedeniyle tazminata mahkum olması yabancı basında konu olmaya devam ediyor.
'Die Welt' gazetesi, Hürriyet gazetesindeki habere göre 'işin dozunu kaçırarak' Başbakan'ı bu kez başka bir hayvana benzeten karikatür yayımladı.
Hürriyet yazmış ama ben o hayvanın adını yazmak istemiyorum.
Çünkü burası Türkiye; karikatürde suç unsuru bulabilen hukuk sistemimiz, Die Welt'teki karikatürün acısını benden çıkarmaya kalkışabilir.
Zaten benim de başımda benzer bir dert var:
17 Eylül 2004 tarihinde Sabah gazetesinde Bülent Aydemir imzasıyla şu haber yayınlandı:
'Başbakan Tayyip Erdoğan kendisine yönelik hakaretlere karşı açtığı yaklaşık 20 davada toplam 300 milyar lira kazandı. Davalardan kazandığı tazminatın tek kuruşuna bile dokunmayan Erdoğan bu paraları harcamalarına karşılık avukatlarına bırakıyor. Erdoğan yeni adli yılın ilk günlerinde de gazeteci Yalçın Pekşen'e tazminat davası açmaya hazırlanıyor...' vs.
Bu haberin yayınlanmasından birkaç gün önce, Başbakanın basın danışmanı Ahmet Tezcan aramıştı.
Telefonda bana, sonradan dava konusu olacak yazımı doğru bulmadığını söyledi ve yazılarımı nasıl yazmam gerektiği konusunda akıllar-fikirler sundu.
Ben de kendisine, işinin bana danışmanlık hizmeti vermek değil, Başbakan'a yardımcı olmak olduğunu söyledim.
Ardından Sabah gazetesinde yukardaki haber çıktı. Birkaç gün sonra da dava açıldı ve hala sürüyor.
* * *
Mahkeme heyetini etkilememek için davanın esasına giremiyorum; fakat benim bu gelişmelerden çıkardığım, Başbakanın danışmanları ve avukatları tarafından yanlış yönlendirildiğidir.
Musa Kart olayında Başbakan'ın avukatları 5000 YTL. kazanırken, Başbakan'a ve ülkeye parayla ölçülemeyecek kadar zarar vermişlerdir.
Şimdi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı kedili karikatüre açtığı savaş yüzünden Batı basını tarafından 'demokratik bir ülke başbakanı gibi davranmamakla' suçlanıyor.
* * *
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınıp alınmaması tartışmalarının yapıldığı bu günlerde yukarıda sözünü ettiğim hava, ulus olarak harcadığımız onca çabayı olumsuz etkiliyor.
Ayrıca çağdaş bir ülkede kedi gibi bir sevimlilik simgesine benzetilmenin suçlanıp cezalandırılmasını kimsenin aklı almıyor.
Son olarak Die Welt'in 'Başbakan'ı benzettiği' hayvan da, Hürriyet'in sandığı gibi 'işin dozunu kaçırmak' için yapılmamış olabilir. Çünkü Müslümanlar için makbul sayılmayan o hayvan, Hıristiyanlar için neredeyse sevimliliğin sembolüdür.
Şimdi kolaysa Die Welt'i mahkemeye ver...
Almanya'da sevimli bir hayvana benzetilmekte hakaret niyeti arayan bir savcı bulmak bizdeki kadar kolay değildir.
Tersine bu türden bir iddiayla karşısına gelenin akıl sağlığından kuşkulanan savcı, bakarsınız adaleti değil ama başka bir sistemi harekete geçirir.
YAZI:Yalçın Pekşen
AKŞAM