BIST 9.660
DOLAR 34,63
EURO 36,24
ALTIN 2.908,87
HABER /  POLİTİKA

Başbakan numara mı yapıyor?

CHP'li Kemal Anadol konuşmasında Başbakan'ı "cambaza bak numarası" yapmakla suçladı.

Abone ol

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''manipülasyon ve toplumu şaşılaştırma'' çabalarından sonra Çankaya'ya çıkması halinde, Anayasaya göre yargılanabileceğini savunarak,
''Turgut Özal'ın bile, ceketine iliştirilmiş dokunulmazlık dosyası yoktu'' dedi.
         
Halkın, aydınların ve yazarların, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın,
cumhurbaşkanı olup olmayacağı konusunda adeta papatya falı baktığını belirten Anadol, Erdoğan'ın, adaylığını bir sır gibi milletten sakladığını söyledi.
    
Anadol, Erdoğan'ın, ''kendi adaylığı ve robot resmini çizdiği 5-6 milletvekilinin adaylığı konularında milletvekillerine ayrı ayrı sorular yönelttiğini'' kaydetti.
    
Erdoğan'ın, toplumu manipüle ettiğini, şaşılaştırdığını, kafa karışıklığı yarattığını öne süren Anadol, ''Klasik 'cambaza bak' numarasını oynamaktadır. Güya Türkiye'nin en akıllısı Erdoğan, millet ipin üstündeki cambaza bakarken, o da marifetini yapacak ve cumhurbaşkanlığını kapacak'' diye konuştu.
    
Anadol, cumhurbaşkanı seçiminin, AK Parti'nin küçük bir ilçe kongresinde,
ilçe başkanının kim olacağı tartışmalarına dönüştüğünü; olaya, böyle bir
''primitif anlayışla'' bakıldığını savundu.
    
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, her şeyin sütliman olmayacağını
ileri süren Anadol, onlar için mutlu son gerçekleşmeyeceğini, sonun başlangıcı olacağını söyledi.
     
CUMHURBAŞKANININ SORUMSUZLUĞU
     
Anadol, 1924, 1961 ve 1982 anayasalarında milletvekili dokunulmazlığının
geniş şekilde uygulandığına işaret etti.
    
Milletvekili seçilmeden önce işlenen suçların da dokunulmazlık kapsamında
olduğunu anımsatan Anadol, ''Bunun en çarpıcı örneği Erdoğan'ın,kalpazanlık suçudur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, Akbil davasında sahte bilet bastırmışlar, havuza para aktarıp, menfaat sağlamışlar. Bunu ben değil, Cumhuriyet savcısı iddianamesinde iddia ediyor'' diye konuştu.
    
Anadol, 1924, 1961 ve 1982 anayasalarına göre, cumhurbaşkanının sorumsuz olduğuna, hakkında, yaptığı eylem ve işlemlerden dolayı dava açılamadığına dikkati çekti.
    
1961 ve 1982 anayasalarına göre, cumhurbaşkanının, bu sorumsuzluğa seçildiği tarihte sahip olabildiğini, bunun geriye doğru işlemediğini vurgulayan Anadol, 1924 Anayasasının, cumhurbaşkanına, seçilmeden önce de güvence sağladığını ifade etti.
     
''ÖZAL BİLE ÇANKAYA'YA DOSYAYLA ÇIKMADI''
     
Anadol, en tartışmalı cumhurbaşkanının Turgut Özal olduğunu öne sürdü.

Ancak Özal'ın, ceketine iliştirilmiş dokunulmazlık dosyası bulunmadığını; Cumhurbaşkanı seçildikten sonra tanımadıklarını ilan ettikleri Özal'ın bile, Çankaya'ya dosyayla çıkmadığını belirten Anadol, şöyle konuştu:
    
''Erdoğan, bu manipülasyon, toplumu şaşılaştırma çabalarından sonra,
uygulayacağı senaryo sonunda Çankaya'ya çıkarsa, Anayasamıza göre yargılanmaması için hiçbir neden yoktur. 276 oyla, salt çoğunlukla cumhurbaşkanı seçilmeden önce işlediği suçlar nedeniyle Yüce Divan bile tartışmalıdır. Ait olduğu mahkemenin önüne çıkar. 23. dönem parlamentosu, halk o yetkiyi verirse, o Meclis aritmetiğini oluşturursa, yeni Meclis, cumhurbaşkanını; cumhurbaşkanı, hatta milletvekili seçilmeden önce savcılığın iddianamesine göre işlediği kalpazanlık suçu nedeniyle yargının önüne çıkarır. Hiçbir engel yoktur, mahkum olursa da oradan aşağı iner.Yeni parlamentonun bunu yapmak, boynunun borcudur.
    
Sayın Erdoğan oraya çıkmadan önce, AKP grubu bu olasılığı düşünmek
zorundadır. 'Yerinde dursun, başbakanlığa devam etsin' diye onun cumhurbaşkanı seçilmesine karşı çıkan sermaye çevrelerinin bazı isimleri de düşünmek zorundadır. 23. dönem parlamentosunun işine karışmasınlar, ekonomik dengeler bozulacaksa şimdiden baskılarını yapsınlar. Atatürk'ün koltuğuna oturacak, Çankaya'ya çıkacak kişinin, dokunulmazlık dosyaları olmamasını sağlasınlar.''
     
''OLACAKLARI HESAP ETMELİ''
     
Demokrasinin sadece sandık olmadığını, sandıktan kalpazanlık dosyası ile
çıkıp, Çankaya'da Atatürk'ün köşkünde oturulamayacağını belirten Anadol, 'Hasan almaz, basan alır' mantığıyla bu sonucu elde edenlerin, Türkiye'nin büyük çoğunluğuna kulak vermeyerek, yangından mal kaçırır gibi Çankaya'ya çıkanların, olacakları hesap etmesi gerektiğini söyledi.
     
 ''SİYASİ AHLAKA SIĞMAYAN BUDUR''
     
Erdoğan'ın, Eskişehir'de dün yaptığı konuşmada, yasa görüşmelerinde CHP'nin bir maddeyle ilgili 48 değişiklik önergesi verdiğini belirterek, bunun siyasi etiğe sığıp sığmayacağını sorduğunu hatırlatan Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü:
    
''Anamızın ak sütü gibi bu hakkı kullanırız, etik dışı bir tarafı yok. Bu Meclisi, Erdoğan'ın isteklerine göre yönetmiyoruz. İçtüzük bu olanağı veriyorsa kullanırız. Bu, siyasi etiğe sığar. Asıl siyasi ahlaksızlık, Akbil dosyasıyla
beraber Çankaya'ya aday olmaktır. Siyasi ahlaka sığmayan budur. Asıl siyasi etiğe sığmayan, 'sünnetten gelen altınlarla servetimi edindim' diye savunma yapmaktır.

İktidara geldiğinde ise bu beraat kararını temyiz etmeyeni, müsteşar yapmaktır.''
     
''İKTİDAR, MEDYA GRUPLARINI YÖNLENDİRİYOR''
     
TMSF'nin aralarında Sabah gazetesinin de yer aldığı medya grubuna el koymasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Anadol, hukuksal olarak bu tartışmaya katılmanın yanlış olduğunu söyledi.
    
İktidarın, cumhurbaşkanı ve genel seçim öncesinde medya gruplarını
yönlendirmek için elinden geleni yaptığını; tehdit ettiğini iddia eden Anadol,
ekonomik ve siyasi istikrar kadar, medyadaki istikrarın da önemine işaret etti.