Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak’ta kaçırılan ve daha sonra serbest bırakılan TIR şoförleri ile Şanlıurfa’da iftar yemeğinde bir ar...
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak’ta kaçırılan ve daha sonra serbest bırakılan TIR şoförleri ile Şanlıurfa’da iftar yemeğinde bir araya geldi.
Başbakan Erdoğan verilen iftar yemeğinin ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçimlerinde Şanlıurfa’nın AK Parti’ye gösterdiği teveccühten dolayı teşekkür ederek, “Şanlıurfa kıdemli ve tecrübeli vali, şimdide büyükşehir belediye başkanı olan değerli kardeşimizle inşallah yapılanmasını tamamlamış şekilde Türkiye’nin örnek bir büyükşehir belediyesi olacak. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyemiz tarafından yeni düzenlenen Rabia meydanında iftarımıza iştirak eden tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Mısır’daki Rabia meydanı kardeşlerimizin verdikleri hak ve özgürlük mücadelesinin sembolü oldu. Bu meydana aynı ismin verilmesini Mısırlı kardeşlerimize gönderilmiş bir selam, bir destek mesajı olarak değerlendiriyorum” dedi.
Irak’ta alıkonulan konsolosluk çalışanlarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, “Irak’ta uzun süre alı konulduktan sonra serbest bırakılan kamyon şoförlerimizden bir kısmı da bizlerle birlikteler. Kendilerine ve ailelerine bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Musul’da alı konulan konsolosluk çalışanlarımızın bırakılması içinde çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Durumun hassasiyeti nedeniyle Musul’daki olaylarla ilgili değerlendirmelerde her zaman dikkatli olduk. Ne yazık ki gerek muhalefet partisi, gerek medya, özelliklede ihanet şebekesi Pensilvanya medyası son derece sorumsuz açıklama ve yayınlarla durumun nezaketini artırıyorlar. Muhalefet ve malum medya adeta Musul’daki vatandaşlarımızın başına bir şey gelsin de, hükümet yıpransın diye ellerinden gelen sorumsuzluğu sergiliyorlar. Elbette bizlerde milletimizle bu sorumsuzluğu bu insanlık dışı vicdan dışı tahrikleri not ettik. İnşallah alı konulan personelimizi oradan çıkardığımızda gerek içeriye gerekse dışarıya tüm değerlendirmelerimizi yapacağız. Bu arada serbest bırakılan şoförlerimizin ekmek tekneleri olan kamyonlarının TIR’larının biran evvel ülkemize teslim edilmesini istiyoruz. Bununla ilgili girişimlerimizde devam ediyor.
Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere seyirci kalmadıklarını ve kalamayacaklarına da işaret eden Başbakan Erdoğan, “Şu mübarek Ramazan gününde hiçbir Müslüman’ın hiçbir insanın hakkının, hukukunun ve izzetinin çiğnenmesine gönlümüz razı olmaz. Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta Libya’da Myanmar’da ve dünyanın pek çok yerinde Müslümanlar kardeşlerimiz zaten ciddi manada acı çekiyor. Zulüm görüyorlar. Biz Türkiye olarak tarih boyunca bu bölgedeki iç karışıklıklara her zaman mesafeli durduk. Irak’ta, Filistin’de Suriye’de Mısır’da, Libya’da biz bugünde sadece ve sadece hakkın tarafındayız. Hakkın tarafında durmanın eğer bir bedeli olacaksa biz bu bedeli öderiz. Biz Şanlıurfa’da yaşamış, enbiyadan bunu öğrendik. Hak adına ateşe yürüyen Hz. İbrahim’den bunu öğrendik. Eğer zulüm karşısında boyun eğersek, zalim karşısında geri adım atarsak Şanlıurfalı enbiyaya, evliyaya gönül insanlarına tarihimize ve ecdadımıza nankörlük etmiş oluruz. Bırakın birileri Mısır’daki politikalarımızın dengeler adına yanlış olduğunu iddia etsin. Bırakın birileri Filistin meselesindeki tarafımızın dengeler adına yanlış olduğunu ifade etsin. Biz dengelere değil hakka tapan bir milletiz. İnşallah ebediyen de öyle kalacağız. Fransa’ya, Polonya’ya yardım eli uzatmış bir ecdadın gururlu torunlarıyız. İnşallah bizden sonrada gelecek nesillerde Filistin davasında dik durmuş, Mısır’da hakkı, Irak’a kardeşliği savunmuş, Suriyeli kardeşlerine kucak açmış, Somali’ye Myanmar’a elini uzatmış dedeleriyle gurur duyacaklardır. İçimizden birileri dengeler adına sussa da biz hakkı savunmaya insani değerleri vicdani değerleri savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Biz başı dara düştüğü için kapımıza gelen hiçbir kardeşimizi geri çevirmedik çevirmeyiz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan Suriyelilere her türlü ihtiyaçlarını görmek için imkanları seferber ettiklerini ancak dünya genelinde ve özellikle batı ülkelerinin bu konuda sınıfta kaldığını ifade ederek, “Türkiye bu büyük sosyal sarsıntıyı tek başına göğüslemek zorunda kaldı. BM, sınırın öte tarafındaki geçici yerleşim yerlerine yaptığı sınırlı bir yardım dışında hemen hiçbir ülke hiçbir kuruluş bu konuda kılını kıpırdatmadı. Hamt olsun Türkiye’nin imkanları, sayıları milyonları aşan misafirlerimize sahip çıkmaya yetiyor. Yetecektir, sizlere ensar olma yakışmaz mı? Dünya bu konuda çok kötü bir sınav verdi ve sınıfta kaldı. Bununda bilinmesini istiyorum. Bilhassa kendi sınırlarına dayanan 3-5 mülteciye bile tahammülü olmayan batı ülkelerini insani hassasiyet konusunda kimseye söyleyecek bir sözü kalmamıştır. Biz hem devlet ve millet olarak ensar anlayışıyla muhacir kardeşlerimize sahip çıkmaya yardımcı olmaya devam edeceğiz. Kendimizi hiçbir zaman ülkemizin fiziki sınırlarına hapsetmedik. Bundan sonra da hapsetmeyeceğiz. Bosna’dan Suriye’ye, Myanmar’dan Irak’a, Afganistan’dan Somali’ye kadar nerede sıkıntıya düşmüş kardeşimiz varsa, onların yanında olacağız. Büyük devlet ve millet olmanın gereği budur” şeklinde konuştu.
(İHA)