Gezi Parkı protestolarının Erdoğan'a karşı gelişen bir harekete dönüştüğünü kaydeden Ahmet Taşgetiren, Başbakan'ın da bunun gereğini yaptığını söyledi.
Abone olGAZETECİLER.COM -Habertürk'te konuşan Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren Gezi Parkı protestoları ile başlayan süreci yorumladı.
Eylemlerin başlangıçta çevre temalı olsa da bir hesaplaşmaya dönüştüğünü kaydeden Taşgetiren Başbakan'ın da bunun gereğini yaptığını söyledi.
ERDOĞAN BU HAREKETİ KENDİNE KARŞI BİR KOMPLO OLARAK OKUDU
Gezi Parkı ve çevrecilikten çıkan hareket orada kalmadı. Tayyip Erdoğan'la hesaplaşma niteliğine büründü. Başbakan bunu böyle anladı. Eylemi geliştirenler de eylemi bu çerçeveye taşırdılar. Başbakan da öyleyse böyle dedi. Böyle bir mesaj veriyorsanız bunun karşılığını görürsünüz demiş oldu. Nitekim Başbakan yardımcısı özür diledi, Vali sıcak diyalgolar kurmaya yöneldi. Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı da bu yönde mesajlar verdi.
EYLEMLER ÇEVRECİ SINIRDA KALSA SORUN ÇÖZÜLÜRDÜ
Eylemlerin niteliği ağaç ve çevre olarak kalsa rahat çözülürdü. Ama Başbakan'a karşı bir harekete dönüşütü. Tek çadır olarak kalmak da anlamsızdı. Başbakan orası İstanbulluların diyor. Oraya gerçekten kolay girilemiyordu. Bir türk akreditasyon da yapılıyordu eylemciler tarafından. Başbakan da ben böyle bir işgale razı olamam dedi. Geceler boyu görüşmeler yapıldı. Orada çözüm arandı.
TAKSİM DAYANIŞMA ÇITAYI ÇOK YÜKSEK TUTTU
Ama Taksim komitesi gerçekten pazarlığı çok yüksekte tuttu. Hatta ilk günlerde başka illerdeki valilerin görevden alınmasından 3. köprü projesine kadar talepler getirildi. Olay bir hesaplaşmaya dönüştü. Başbakan da bir hesaplaşma varsa onun gereğini yaparım dedi. Benimle hesaplaşmak istiyorsanız bunun yolu sokak değil sandıktır dedi. Bence sokak eylemleri sandığı hiç gündeme getirmiyor.
Gezi Parkı ve çevrecilikten çıkan hareket orada kalmadı. Tayyip Erdoğan'la hesaplaşma niteliğine büründü. Başbakan bunu böyle anladı. Eylemi geliştirenler de eylemi bu çerçeveye taşırdılar. Başbakan da öyleyse böyle dedi. Böyle bir mesaj veriyorsanız bunun karşılığını görürsünüz demiş oldu. Nitekim Başbakan yardımcısı özür diledi, Vali sıcak diyalgolar kurmaya yöneldi. Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı da bu yönde mesajlar verdi.
EYLEMLER ÇEVRECİ SINIRDA KALSA SORUN ÇÖZÜLÜRDÜ
Eylemlerin niteliği ağaç ve çevre olarak kalsa rahat çözülürdü. Ama Başbakan'a karşı bir harekete dönüşütü. Tek çadır olarak kalmak da anlamsızdı. Başbakan orası İstanbulluların diyor. Oraya gerçekten kolay girilemiyordu. Bir türk akreditasyon da yapılıyordu eylemciler tarafından. Başbakan da ben böyle bir işgale razı olamam dedi. Geceler boyu görüşmeler yapıldı. Orada çözüm arandı.
TAKSİM DAYANIŞMA ÇITAYI ÇOK YÜKSEK TUTTU
Ama Taksim komitesi gerçekten pazarlığı çok yüksekte tuttu. Hatta ilk günlerde başka illerdeki valilerin görevden alınmasından 3. köprü projesine kadar talepler getirildi. Olay bir hesaplaşmaya dönüştü. Başbakan da bir hesaplaşma varsa onun gereğini yaparım dedi. Benimle hesaplaşmak istiyorsanız bunun yolu sokak değil sandıktır dedi. Bence sokak eylemleri sandığı hiç gündeme getirmiyor.