Başbakan Erdoğan Kılıçdaroğlu'nu türban üzerinden vurdu. 'Sorunu ben çözerim' diyen CHP liderini, halkı kandırmakla suçladı.
Abone olİNTERHETHABER.COM- Türban sorunu başka maddelerle ele alınmasını isteyen CHP'ye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu'nu türban vaadinin altında ezilmekle suçlayan Erdoğan, CHP liderini sözünü tutmamakla eleştirdi ve 2011 seçimlerini işaret etti:
"Referandum öncesi başörtüsü sorununu istismar malzemesi olarak kullandıysa millet nezdinde bedelini ödeyecektir. Benim milletim bunun cezasını kesecektir.."
Yeniden yapılanan HSYK'ya yönelik eleştirilere tepki gösteren Erdoğan üstü kapalı YARSAV'ı hedef aldı: "Ortada siyasallaşan bir yargı yok. Ortada siyasallaşmış unsurlar tarafından sindirilmiş bir yargının artık tarafsız bir yargıya dönüşümü var."
Başbakan Erdoğn partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi, gündemi değerlendirdi. Eleştiri oklarını en büyüğünü CHP'ye ve onun liderine yolladı. 2008'de CHP'nin türban yasasının iptali için yaptığı başvuruyu hatırlattı:
"MHP'yle yaptığımız Anayasa değişikliği CHP'nin itirazıyla reddedildi. Partimiz hakkında açılan kapatma davasının maddelerinden biri de buydu. Çabalarımız CHP'nin ve statükocuların engeline takıldı."
BEDELİNİ ÖDEYECEKTİR
Referandum öncesi meydandanlarda verdiği sözü yerine getirmemekle suçlayan Kılıçdaroğlu hedefteydi:
"Bu sorunu CHP Genel Bşakanı gündeme getirdi halkoylaması sürecinde. CHP'nin girişimine samimi şekilde destek vereceğimizi söyledik. Hatta lokomotif değil vagon olalım dedik. Önceki genel başkan çarşaflı arkadaşlarımıza rozetler taktı. Bir süre sonra seçim otobüsünden alaşağı ettiler. Kılıçdaroğlu referandum öncesi başörtüsü sorununu istismar malzemesi olarak kullandıysa millet nezdinde bedelini ödeyecektir. Aksi durumda ise CHP'nin kodlarını dikkate almadığı açıktır. CHP, Genel başkanının populist çıkışlarına rağmen 1940'lı yıllardan bugüne gelememiştir."
DİK DURUŞ GÖSTEREMEDİLER
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya'nın muhtıra kokan bildirisine ses çıkarmayan CHP'yi dik durmamakla suçladı:
"Yargıtay Başsavcısının açıklamasını içine sindirmiştir. CHP 27 Nisan'da AK Parti gibi dik duruş gösterememiştir. Kılıçdaroğlu CHP'nin yasakçı geleneklerini hiç hesaba katmadan vaatte bulunmuş ve o vaadin altında ezilmiştir.
Biz sözü bir kere söyleriz ve o sözün arkasında dururuz. İnsan hakları şarta bağlanabilir mi? İnancına göre giyinmek de temel bir insan hakkıdır. Bu sorunun CHP ile çözülemeyeceği artık netlik kazanmıştır. CHP makus talihine bir kez daha milletin gerisine düşmüştür. "
ÇIT KIRILDIM BİR CUMHURİYET DEĞİLDİR
Cumhuriyet tartışmalarına da giren Erdoğan, değişim ile rejimin daha da güçlendiğini savunarak ilginç sözlerde bulundu:
"TRT ŞEŞ. Bir kanalı sadece buna tahsis ettik. 'Bölünürüz, güç kaybederiz' diyorlardı. Bölündük mü? Parçalandık mı? Biz bunlara izin vermedik. Yasakları kaldırdık, kaldırıyoruz. Bu cumhuriyet çıt kırıldım bir cumhuriyet değildir. Bu cumhuriyet kökü derinlerde, büyük bir milletin kurup yaşattığı bir cumhuriyettir.
MİLLETE PATRONLUK MU YAPMAK İSTİYORSUNUZ
Siz bu yetkiyi kimden alıyorsunuz? Hangi vasfınızla, kerametinizle siz bu milletten daha iyi biliyorsunuz? Kendi iradenizi milli iradenin üzerinde ne zamandan beri görmeye başladınız? Milleti küçümseme vekilleri yok sayma cüretini nereden alıyorsunuz? Siz milletin velisi yada vasisi misiniz? Meclis yanılıyor, yasama yanılıyor, ya yoksa siz millete patronluk mu yapmak istiyorsunuz? Cumhuriyet işte sizin bu vesayet anlayışınızı, evet şimdi çok ciddi manada test ediyor ve üzerinde tasallut kurmasın diye sizin gibi zümrelerin keyfilikleri, baskı altına almasın diye cumhuriyetimiz ilan edildi, şimdi de cumhur cumhuriyetine sahip çıkıyor."
GİZLİ AJANDAMIZ YOK
AK Parti'nin yargıyı ele geçirdiği iddialarına tepki gösteren Erdoğan, yeni HSYK'ya yönelik eleştirilere de şu sözlerle karşı çıktı:
"HSYK seçimlerinde aday oldular, seçimde oy kullandılar, ama istedikleri sonucu elde edemeyince, bugün farklı imtihanlarla seçimleri karalamaya çalıştılar. Sesi çok çıkan bir zümrenin, neye tekabül ettiği ortaya çıktı. Bir avuç insanın, nasıl binlerce insana ipotek koyduğu ortaya çıktı. HSYK seçimlerinde ilk defa on binin üzerinde yargı mensubu şeffaf biçimde oy kullandı ve üyeleri seçti. Şimdi buna yargının siyasallaşması denebilir mi?
Türkiye’ye cumhuriyet geldi, demokrasi geldi. Ama birilerinin hala haberi yok. Hala birileri belli alanlarda hakimiyet kurmak istiyor. Kusura bakmasınlar. Kimse demokratikleşmeden muaf değildir.
Ortada siyasallaşan bir yargı yok. Ortada siyasallaşmış unsurlar tarafından sindirilmiş bir yargının artık tarafsız bir yargıya dönüşümü var. Bizim hiçbir gizli gündemimiz yok. Bizim gizli bir ajandamız yok, gizli niyetlerimiz yok. Biz bu cumhuriyetin nasıl kurulduğunu çok iyi biliyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz."
BAHÇELİ'YE ÇATTI
Türban sorununda MHP'nin güvenilmez bir tavır sergilediğini iddia eden Erdoğan, Bahçeli'yi stükoculukla suçladı:
"MHP'ye de gittiler arkadaşlarımız. 2008 yılında 411 oyla kabul edilen anayasa değişikliğinin iptali karşısında MHP'nin gerekli tavrı vermediğini düşünüyoruz. MHP adeta 2008'deki kararını inkar etmiştir. MHP, halkoylamasındaki 'hayır' tavrını, bırakınız Türkiye'nin tamamını, kendi tabanına bile izah edememiş ve büyük bir darbe almıştır. MHP bir kez daha statükonun yanında yer almış ve ülkücü camiayı ve Türk kamuoyunu hayal kırıklığına uğratmıştır. Son yaşananlar kimin samimi, kimin sözlerinin arkasında durduğunu göstermiştir. Son sözü millet söyleyecek. Meselenin siyasetin müdahalesi olmadan fiili olarak çözüm yoluna girmesi umut vericidir."