BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,49
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Başbakan Erdoğan'ın yüzde 47 sırrı

Anketlerde ortalama 47-48 bandında gezinen AK Parti, seçim kampanyasında hangi konuları işleyerek seçmeni kendine çekiyor?

Abone ol

Oktay SAĞLAM
İNTERNETHABER.COM-
Seçim anketlerinin hemen hepsinde AK Parti oyları yüzde 45-50 bandında geziniyor. 5 araştırma şirketinin son açıkladığı anketlerin ortalaması da bu oranlara çok yakın. Eğer AK Parti yüzde 47'nin üstünde oy alırsa Türk siyasi hayatında bir ilk olacak. Yılların getirdiği yorgunlukla oyları düşmesi beklenen parti nasıl oluyor da üçüncü döneme iddialı giriyor? Seçim kampanyası bu anlamda önemli ayrıntılar içeriyor.

ÇILGIN PROJELER
Başbakan Erdoğan çılgın projeleri birbiri ardına sıraladı. İstanbul ve Ankara'dan sonra 2 Haziran İzmir için proje vakti olacak. Hatta Diyarbakır için bile projelerin olduğu bugün gazetelere yansıdı.  Kamuoyunun bir bölümü "fantastik" ve "uçuk" olarak buluyor. Projenin uygulanabilirliği ayrı bir tartışma konusu. Ancak 9 yıl sonra bile Erdoğan, hayalleriyle birlikte kendisine inanan kitleleri peşinden sürüklemesini iyi biliyor.

RİSK ALGISI
Alternatifsiz olduğunu hafızalara işlemesini iyi biliyor. O nedenle "İstikrar sürsün Türkiye büyüsün" sloganı bu anlamda iyi seçilmiş bir söz. AK Parti'nin 2006 ve 2008'de yaşanan küresel kriz ve iki yerel ve bir genel seçime rağmen rağmen piyasaları ayakta tutması orta ölçekli işletmelerin sandıkta yeni bir risk almasını önlüyor. Her konuşmasında 1990'lı yılları ve 2001 krizini hatırlatması bıktırıcı gibi görünse de aslında partisinin sağlamasını yapıyor.

'KÖTÜ'NÜN İYİSİ
Kılıçdaroğlu'nun vaatleriyle Demirel'in "500 gün vaadi" arasında bağ kurması partisi adına başarılı bir seçim. O dönemde Türk siyasi tarihinin en somut ve çarpıcı vaadi 'herkese 2 anahtar'dı. O iki anahtardan biri ev diğeri de arabaydı. Erdoğan böylelikle ortadaki seçmenin kafasında "kötünün iyisi" imajını pekiştiriyor. Dahası Kılıçdaroğlu'nun vaatlerini 120 günde tamamlama sözünü Erdoğan mitinglerde işlemesini iyi bildi.

İKİ MİTİNG ARASI TOPLU AÇILIŞLAR
Başbakan Erdoğan 9 yılın yorgunluğunu hiç yaşamamış gibi. Her gün ortalama iki miting yapıyor, aynı anda da rutin devlet işlerini de araya sıkıştırıyor. Bu arada da muhalefetin dilinden düşürmediği toplu açılışlara katılıyor.

2023 HEDEFİ

Günübirlik yaşama alışkın Türkiye'de 10 yıl sonrasının hedeflerinin altının çizilmesi de istikrarı besleyen unsur olarak karşımıza çıkıyor. 500 milyar dolar ihracat, 200 bin doktor, yüzde 5 işsizlik, evlenecek yoksul çiftlere ev sözü, kişi başına milli gelirin 25 bin dolar hedefi öne çıkan vaatlerden bazıları.

USTALIK DÖNEMİ İÇİN YETKİ İSTEMESİ
Ustalık dönemi için halktan yetki istemesiyle seçmeni kendisine bağlamak istiyor. 9 yılda yapılanları çıraklık ve kalfalık olarak lanse etmesi, yeni dönem için beklentilerin çıtasını ister istemez yükseltiyor. Bu durum kararsız seçmenin başka partilere kaymasını da önlüyor.

CHP'YE KARŞI SEÇMENİ ÖRGÜTLÜYOR
Seçim meydanlarında nabza göre şerbet veriyor. Her ne kadar Kılıçdaroğlu'nu bu yönde suçlasa da aynı taktiği başarıyla kendisi yürütüyor. Sağ seçmeni tek çatı altında toplamasını iyi bilen Erdoğan'ın CHP'yi hedef alması boşuna değil. Dindar kesime CHP'nin 1940'lı yollardaki camilerin kapatıldığını gösteren belgeleri meydanlarda elinden düşürmüyor.

KÜRT VATANDAŞLAR
Kendilerine oy veren Kürt vatandaşları da İsmet Paşa döneminde yasaklanan Kürtçe plakları ve kitapları hatırlatıyor. Hakkari'de "asimilasyon ve inkar politikalarına son verdik" diyor, Nevşehir'de ise CHP'nin Hakkari mitiginde neden Türk bayraklarının olmadığını soruyor. Erdoğan "ikili oynuyor" eleştirilerine maruz kalsa da Kürt vatandaşların haklarıyla ilgili iktidarlarında atılan adımları sıralayarak eleştirileri bertaraf ediyor.

EKONOMİK GÖSTERGELER
Makro ekonomik göstergeler cari açık sorunu dışında genelde hükümetin arzuladığı seviyede. Enflasyon, kamu borç net stoku, milli gelir, ihracat rakamları, faiz oranları, Erdoğan'ın hiç gündeminden düşürmediği konular arasında. Muhalefetin hiç gündemden düşürmediği yoksul sayısının 19 milyondan 12 milyon 750 bine indiğini söylemesi, açık sözlüğüne ve kendi penceresinden hükümetin başarısı olarak görülebilir.