BIST 9.420
DOLAR 34,34
EURO 36,24
ALTIN 2.834,80
HABER /  POLİTİKA

Başbakan Erdoğan'dan teşkilata fırça

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlık sistemi ve yerel seçimler için teşkilata fırça attı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- AK Parti'nin seçim çalışmalarına start verdiği Kızılcahamam kampı başladı. Tarihinin en büyük kampı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partililere hitap etti.

Erdoğan konuşmasında anketlerde başkanlık sistemine çıkan desteğin sonuçlarını eleştirerek, hazırladıkları başkanlık sistemi broşürlerinin teşkilatlar tarafından okunmadığını anladığını belirtti.

Teşkilata başkanlık sistemi konusunda Ar-Ge biriminin hazırladığı tüm faaliyetlerin takip edilmesi iyi öğrenilmesi çağrısı yaptı. 2014 yılında yapılacak seçimlere de dikkat çeken Erdoğan 30 belediyeyi kazanmak istediklerini ve 2014 yılının en kritik yıl olduğunu söyledi.

Konuşmasından satırbaşları...

76 milyonun emanetini omuzlarımızda taşıyoruz. Üyelerimizle oy verenlerimizin tamamıyla istişare yapmamız mümkün değil. Ancak bunu temsil yoluyla gerçekleştirmek zorundayız.

Arkadaşlar altını çizerek söylüyorum siyaset pasif zaman anlayışıyla yapılmaz. Siyaset aktif zaman anlayışıyla yapılır. Aktif zamanını bu işe ayıramayanlar zaten siyaset yapmasınlar. Zaten işlerimi tamamıyle bitireyim akşam geçerken de parti teşkilatına uğrayayım dersek bu siyaset olmaz. Biz bunu farklı ele almalıyız. Bu işe ciddi manada zaman ayıracağız. Ve zaman ayıracak arkadaşlarla bu yola yürümeliyiz.

30 BELEDİYEYİ ALMAMIZ GEREKİYOR

Yapmak istediklerimiz nedir? vatan topraklarını en önde modern çağa çıkarmaktır. Yapmak istediğimiz Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktır. Onun için aktif zaman anlayışıyla bu işi yapacağız. Ve 11 ay sonra yapacağımız seçimlerde de AK Parti alacağı oylarda silip süpürecek.

30 belediye bunları almamız gerekiyor. Ve bizim Türkiye'deki istikrar çizgimizin farklı esmesi lazım. Sevgili başkanlar bakınız bu fakir devlet geleneğimizi anlatırken çınar ağacı benzetmesini çok sık kullanır. Burada bu geniş katılımlı toplantıda çınar misalini sunmak isterim. Zira çınar ağacı hem Selçuklu devletinde Hem Osmanlı'da hem Türkiye Cumhuriyeti'nde geçmişin bugünün ve istikbali anlatmak için kullanılmıştır. 

ÇINAR VE AK PARTİ BENZETMESİ

ÖncelikLe kökleri derinlerde olan çınardır. Kökü derinde olmayanın gövdesi yere yakın olur. Kökü derin olmayan savrulur gider, uzun yaşayamaz. Biz çınar gibi besinimizi, gıdamızı özümüzü köklerimizden alacağız.

Çınarın kökleri tarih ise gövdesi bugün dalları ve yaprakları ise yarındır. Gövdeyi köklerden aldığımız gıda ile dallardan alacağımız umut ile ayakta tutacağız.

Her birinizin görevi çok ama çok önemli. İlçenin nüfusu az olabilir. Uzak olabilir ücra olabilir. Ama farketmez. Her bir dal her bir yaprak gövdenin devamı için önemlidir. Nerede nefes alıp verebilen bir insan varsa sizin onun farkında olmanız daha da önemlisi onun sizin farkınızda olması gerekiyor. 
 
Siz kapılarınızı kapattığınız anda oraya ışık girmez. AK Parti'nin Genel Başkanı, yardımcıları, bakanları, milletvekilleri ne kadar sorumluluk taşıyorsa il başkanımız, belde başkanımız, sandık başkanlarımız o kadar sorumluluk taşır.

Bizim her kadememiz koltuk sahibi olmak için değil hizmet için bu makamdadır. Tek gayemiz millete hizmettir. Öyleyse 24 saatimizi sadece ve sadece millete hizmetle geçireceğiz. Hiçbir mazeret tanımıyoruz. Hiçbir engel tanımıyoruz. Mazereti olan bahanesi olan engeller karşısında korkan yılan ve yorulan hiç tereddüt etmeden yolu açmalı ve kanalları açık tutmalıdır. Boşa geçirecek tek bir saniyemiz yoktur.

GECE BAŞINIZI YASTIĞA KOYDUĞUNUZDA BUNU KENDİNİZE SORUN

Gece başını yastığa koyduğunda bugün vatanım ve milletim için ne yaptım diye herkes kendini gözden geçirmelidir. Bakınız AK Parti siyaseti millete hizmetin bir aracı olarak görürken rakiplerimiz siyaseti makam elde etme çıkar elde etme olarak görüyor.

AK parti siyaseti hizmet yoluyla yaparken rakimlerimiz sembollerle sözlerle yapma yolunu seçiyor. Halkımız on yıllar boyunca devam eden gerilim ve slogan siyasetinden bugün de hazzetmiyor. Halkımız siyasetten bölücü bir dil değil birleştirici bütünleştirici bir dil bekliyor.

Kırıcı kaba bir dil değil, gönüller yapıcı gönülleri fethedici bir dil bekliyor. Bu AK Parti'nin bir yanağına vurana diğerini de çevireceği anlamına gelmez. Bu tepkisiz kalacağımız iftiraları yutacağımız anlamına da gelmez. Ancak tahrik dilinin tuzağına düşmeyeceğiz. Aldatan olmayacağız, aldanan da olmayacağız.

Siyasi partilerin üst yönetimiyle oy verenleri ayrı tutacak ve ayrı değerlendireceğiz. Su damlaya damlaya mermeri nasıl işliyorsa nasıl deliyorsa bizler de sabırla anlatamaya devam edeceğiz. Diğer siyasi partiler ayrımcılıktan medet umdular. Bu milletin arasında nifak sokulamadı Allah'a hamdolsun. Bütün gayretlere rağmen biz birleştirmek bütünleştirmek için sabırla tevazuyla vaziyetimizi yerine getireceğiz.

2014 KRİTİK YIL

Türkiye için artık son derece kritik bir evredeyiz. 2014 yılı kritik sonuçların alınacağı bir yıl olacak. ilk olarak Mart ayında mahalli seçimler, yıl ortasında Cumhurbaşkanlığı seçimi ve anayasa için halk oylaması da gündeme gelecek. En kritik seçimlere hazırlanıyoruz. 3 Kasımdan beri yapılan seçimler bugünü temeli ilgilendiren seçimlerdi. O seçimlerde zaferlerimizle temeli sağlamlaştırdık. Demokrasinin hukukunu sarsılmas şekilde kuvvet kazanmasını temin ettik. Artık istikbale yoğunlaşacağız.

Biz aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Aynı gaye aynı hedef üzerinde kader birliği yapmış bir teşkilatız. 

ANKETLERDE BİR ŞEYE BAKIYORUM

Ben anketlerde bir şeye dikkat ediyorum. Acaba AK Parti teşkilatı buna ne diyor. Örneğin çözüm sürecine destek vermede AK Parti tabanı ne diyor? Eğer AK Parti tabanı yüzde 100'e yakın destek vermiyorsa bir sıkıntı var. Ne yapmamız var il başkanlarımız ilçe başkanlarımız kendimizi check etmeliyiz. Neden biz kendimizi anlatamamışız demektir. 

Bir başkanlık sistemi tartışılıyor. Bunu Başbakan söyledi tamam. Bunu ilk defa mı söyledi Başbakan? Turgut Bey de söyledi bunu. Bizim ecdadımıza baktığımızda Osmanlı bunu yaşamış. Dünyada yüzü aşkın ülke bunu yaşıyor ve bizde muhalefetin propagandalarına AK Parti'ye oy verenler aldanırsa o zaman bize şuna inanıyoruz tavrını koyamayan bir teşkilat anlayışı ortaya çıkıyor.

TEŞKİLATA FIRÇA

Sizlere gönderilen broşürler demek ki okunmuyor, verdiğimiz mesajlar takip edilmiyor. Eğer bugün gelişmiş ülkeler başkanlık sistemi ile yönetiliyorsa demek ki bunda bir şey var. Parlamenter demokrasi başkanlık sistemişnde yoktur diyorlar. Kim diyor, muhalefet. Ama bugün herkes de var. ABD'de bugün çift dereceli hem kongre hem senato.

Partili cumhurbaşkanlığı dedik onu bile farklı yerlere çektiler. Başkanlık sisteminde başkan kral değildir ama bizdeki cahiller yalan söylüyor.

TAKSİM'DEKİ KARŞITLIK İDOLOJİK

Çok daha hızlı yürümemiz lazım. Çılgın projeler diyoruz, ama bir çılgın projenin gerçekleşmesi için bize hendek atlattılar. 3-4 sene gecikmeli proje başlatabiliyorsunuz. Bizim bir Marmaray'ımız var. Çanak çömlek hikayesi bize 4 sene kaybettirdi. Şimdi 29 Ekim'e yetiştirmek istiyoruz. Her geçen zaman bu ülkenin aleyhinde işliyor.

Türkiye 4 yıl içinde modern bir havalimanına ulaşacak. Birileri geliyor Kanalistanbul gereksiz bir proje diyorlar. Sen o aklını kendine sakla. Hem İstanbul'a bir farklılığı kazandıracak, bambaşka bir yapılaşmayı getirecek Kanalistanbul'u gerçekleştireceğiz. Taksim gezi alanı diyoruz, buna da karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik hemen ana muhalefet karşı çıktı.

Denizin dibinden 3-5 tane çanak çömlek bulunmuş, çatal kaşık bulunmuş, bunları koruyorsun ama Taksim Meydanı'ndaki devasa kışla, gayet güzel mimari estetiği hepsi güzel ve bunu korumuyorsun. Bu, ideoloji değil de nedir?

TEŞKİLATA ÖDEV

Öyleyse AK Parti'nin kendi tabanı da bu konuda bilgilenmeli. Gönderilen tüm o bilgiler Ar-Ge bilgimizin yaptığı eğitim çalışmaları vesairelerle çalışanların konferanslar dikkatle takip edilmeli.
 
Statüko partileri cumhuriyete miyop bir gözle bakmış. CHP ve MHP cumhuriyet çınarının köklerini göremedikleri için korunacak durumda zannetmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kökü derinlerde olan güçlü bir çınar gibidir. Bu çınar kasırgalara direnecek kadar güçlüdür. İçinden çürütülecek dışından baltalanacak kadar aciz değildir. Cumhuriyet çınarına miyop gözle bakanlar onun her an yıkılacağını zannederker.

Muhalefet partileri 10 yıldır öldük bittik diyorlar. Ama bakıyorsunuz ekonomi güçleniyor biz yola devam ediyoruz. Biz 10 yıl öncde görevi devraldığımızda döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Bakın şu an en son açıklanan rakamla rekoru kaydettik. 132 milyar dolara ulaştık. Sevgili kardeşlerim IMF'ye olan borç 27,5 milyar dolardı. 400 milyon dolara indirdik. 2 hafta sonra borcu tamamen kapatıyoruz. Ey Bahçeli ey avaneleri, Ey Kılıçdaroğlu ey avaneleri. Bu mu bölünen Türkiye. Sizin borçlarınızı biz ödüyoruz. Ey Bahçeli siz borçlandınız biz ödedik be.

Tabi bunları halkımıza anlatmamız lazım. Siz işçi kardeşimin maaşını daha kaynakta parasını kestiniz ve zorunlu tasarruf adı altında işçiye memura borçlandınız. Kim ödedi bunu? Geldim önüme bu kondu. Başbakan olduğumun ilk günü. Şok oldum, şaşırdım. Bu borcu kim ödedi, biz ödedik. Aynı şekilde konut edindirme yardımı adı altında da para aldılar. Ortada ne konut var ne bir şey var. Kim yavru CHP yani DSP, MHP ve ANAP.

Şimdi sıkılmadan gönder Yüce Divan'a diyor. Yüce Divan seni kabul eder mi bilmiyorum. Olur ya zamanaşımına girdi girmedi bunlar da olabilir. Durmadan da meydan okuyor. Ben milletin hafızasına girsin diye belgeleri açıklayacağım. Teşkilata da göndereceğimiz belgeleri herkese anlatacağız. Vatandaşımız bunların kirli yüzünü görecek. Hakikaten utanmıyorlar ya.  

Geride bıraktığımız 10 yılı gözlerinizin önüne serin. Birkaç istisna dışında her uygulamamızın karşısında bir blok cephe oluştu. Her ne yaparsak yapalım karşımızda yer aldı. 2010 halk oylamasını hatırlayın, karşımızda durdular. Biraraya gelmeleri hayal edilemeyen uçlar AK Parti karşısında ittifak yaptılar. Milletim bunlara cevabı 27 Temmuz ve 12 Haziran'da verdiler.

Şu anda, çözüm sürecinde, aynı blok, aynı cephe, birkaç eksiğiyle, fazlasıyla, yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısına dizildiler. CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi Partisi'nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı 'çoban' olanlar, şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi

Şu anda çözüm sürecinde aynı blok tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısında dizildiler. Milletin defterini dürdüğü siyasetçiler İP önderliğinde yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı çoban olanlar şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular.

Önceki gün MHP genel başkanı bizim MÜSİAD konuşmamız için yazılı açıklama yapıyor. Edepsizlik yapınca bu ittifakı kapatmaya çalışıyor. Benim MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim İşçi Partisi ile ittifakı görmeli. Şu an şehirlerde bir avuç çapulcunun İP ve MHP'nin yaptığını benim milletim de MHP'ye gönül verenler de görüyor. İP lideri terör örgütü lideriyle fotoğraflar çektirdi. BU CHP yönetimi bu MHP yönetimi, İşçi Partisi biraraya gelmiş değiller. Bunların eylem birliği bugüne ait değil. Kavga ediyormuş gibi yapıyor statükoyu ayakta tutuyorlardı. Kan ticareti içinde işte bu beyefendiler geçinip gidiyorlar. Takke bir kez daha düştü. Bunların ellerinde tek bir tututanacak dal varı o da terördü. Bunlar son sığınaklarını ellerinden kaçırdılar.

Bunlar iktidara gelseler Kandil'e davet gönderip teröristleri mağaralara geri çağırırlar. Çünkü bunlar terörden beslenirler. 

Çözüm sürecinde Türkiyenin başını eğecek hiçbir girişim içerisinde değiliz. Müzakere taviz verme pazarlık asla ve asla söz konusu değildir. Ve buradan ana muhalefetin genel başkanına yavru muhalefetin genel başkanına sesleniyorum. Biz bugüne kadar kimseyle bu ülkenin bu milletin menfaatlerini pazarlık konusu yapacak kadar düşmedik, alçalmadık asla da alçalmayız.

Normalleşen demokratikleşen ret inkar politikalarını reddeden bir ülke olacağız. Silahla şiddetle hiçbir şeyin elde edilemeyeceği anlaşılmıştır. Biz Türk kardeşim ve Kürt kardeşimle aynı zeminde kucaklaşacağı bir vatan toprağını tesis ettik. Biz yeni anayasaya bir kavram oturttuk. bizim Türk milleti kavramımız içerisinde ne kadar etnik unsur varsa hepsi bunun içindedir. 

Kürt kardeşlerime diyorum ki sakın siyasi Kürtçülük yapma, ama Türk kardeşime sen de siyasi Türkçülük yapma diyorum. 

Bugüne kadar hangi başbakan Kürt vatandaşa, Kürt kardeşim dedi? 

Şu anda Türkiye'de unutmayın tarih yazılıyor! Sadece tarihe tanıklık etmeye değil tarihi inşa etmeye devam edeceğiz.