Başbakan Erdoğan, ne kimseye dayatma yapacaklarını, ne de dayatmalara eyvallah diyeceklerini ifade ederek, "Çevre hassasiyeti daha farklı e...
Abone olBaşbakan Erdoğan, ne kimseye dayatma yapacaklarını, ne de dayatmalara eyvallah diyeceklerini ifade ederek, "Çevre hassasiyeti daha farklı eylemlere ve amaçlara bir paravan işlevi taşımış, demokratik bir yönetime karşı illegal bir başkaldırıyı maskeleme görevi görmüştür" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında Gezi Parkı eylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Yüzde 50’nin oyuyla da iktidara gelmiş olsak da kendimizi her zaman yüzde 100’ün iktidarı olarak gördük" diye konuşan Erdoğan, her zaman kucaklayıcı bir dil kullandıklarını, Türkiye’de asla etnik, dinsel, bölgesel ayrımcılık yapılamayacağını söylediklerini ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Batı ne gördüyse Doğu’da, Güneydoğu’da aynısını görecek dedik. 81 vilayetin tamamına eşit mesafede olduğumuzu söyledik. 76 milyonu bir ve beraber olarak tanımlayan millet kavramı bizim konuşmalarımızda en fazla zikrettiğimiz kavramdır. Son iki haftadır devam eden olayları her boyutuyla değerlendiriyoruz. Bazı gençlerin neden bu tepkiyi verdiğini en ince detayına kadar araştırıyor, tabloyu sağlıklı olarak belirlemeye çalışıyoruz. Onların hassasiyetlerine kulak tıkamadık. Bütün bunları yaparken sapla samanın birbirine karıştırılmasına, meselenin bağlamından koparılmasına izin vermeyeceğiz. Farklı zeminlerde farklı hesaplaşmalar içine girenlere karşı bundan sonra da dirayetli bir duruş sergileyeceğiz. Biz ne kimseye dayatma yaparız, ne de kimsenin dayatmasına eyvallah ederiz. Son iki haftadaki olayları tek katmanlı, tek boyutlu olaylar olarak görmüyoruz. Burada bir itirazın yükselmesi ilk anlarda yanlış bilgilendirmenin, özellikle de siyasi istismarın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Taksim’de yapılan Taksim’in yayalaştırılması kapsamında bazı ağaçların sökülüp başka bir yere taşınmasından ibarettir. Belediye Meclisi’nde CHP’li üyelerin onayıyla çıkan bir projedir. Bunlar şimdi onaylarını da inkar ederler."
"KAMU BİNALARININ YAKILMASI, ÇEVRE KATLİAMI DEĞİL Mİ?"
"Çevre sadece yeşil bir ağaçtan ibaret mi? Kamu binalarının yıkılması, çiçek saksılarının yıkılması, araçların yakılması çevre katliamı değil mi?" diye konuşan Erdoğan, çevre hassasiyeti bahanesiyle çıkan olayların arkasında 4 cansız beden bıraktığını söyledi. Araç kornalarıyla, tencere tava sesleriyle evlerinde gece yarıları insanların rahatsız edildiğini, büyük bir gürültü kirliliğine neden olunduğunu belirten Erdoğan, hava kirliliğinin de, görüntü kirliliğinin de çevreye karşı bir tavır olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Türkiye ekonomisi doğrudan doğruya hedef alınmıştır. İçerisi ve dışarısının dayanışmasıyla bunlar devreye sokulmuştur. Uluslararası çevreler sistematik olarak yanlış bilgilendirilmiş, Türkiye’ye yönelik bir kampanya yürütülmüştür" dedi.
"YÜZDE 95’İ GEZİ PARKI’NI BİLMEZ"
Erdoğan, Gezi Parkı eylemlerinin arkasına sığınılarak gerçekleştirilen şiddet eylemlerine işaret ederek, "Buraya gelenlerin yüzde 95’i bu olaylardan önce Gezi ParkI nerededir diye sorsanız adresini bilmezler. Buralar benim doğup büyüdüğüm yerler. Çok iyi bilirim. Artık öyle yerler vardır ki ağaçlar ağaç sökme makineleriyle sökülür, bir başka yerde bunlar dikilir. Buna mani bir hal varmış gibi bunu göstermek sandıkta çıkamayanların kendilerine alternatif yol arama gayretidir. Çevre hassasiyeti daha farklı eylemlere ve amaçlara bir paravan işlevi taşımış, demokratik bir yönetime karşı illegal bir başkaldırıyı maskeleme görevi görmüştür. Bunlar hukuk içinde mi, yasal çerçevede mi yapılmıştır. Beşiktaş’ta Başbakanlık ofisine şiddet kullanarak saldıran kitleler hem Taksim Gezi Parkı bahanesinin arkasına saklanmıştır. Şu anda Dolmabahçe’de, Başbakanlık ofisinin olduğu o caddede bir tane yaya kaldırımında kilit taşı kalmamıştır. Bu çevre katliamı değil midir. Güçleri yetse inanın o dev çınarları yıkarlardı ama o dev çınarlar yıkılmaya müsait değil de onun için onları yıkamadılar" ifadelerini kullandı.
(İHA)