BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,66
ALTIN 2.954,89
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Başbakan Erdoğan da beni dinletiyor!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yasa dışı dinlemelere ilişkin, "O da dinliyordu. Ona servis ediliyordu, benim bütün konuşmalarım. Ailemin konuşmaları servis ediliyordu, ona. Bunu ben de biliyordum, o da biliyordu. Servisi yapan kimdi?" dedi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir mitingi sonrası NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu yasa dışı dinlemelere ilişkin, "O da dinliyordu. Ona servis ediliyordu, benim bütün konuşmalarım. Ailemin konuşmaları servis ediliyordu, ona. Bunu ben de biliyordum, o da biliyordu. Servisi yapan kimdi?" dedi.

Kılıçdaroğlu'na sorulan sorular arasında 17 Aralık operasyonu ile CHP-Cemaat ilişkileri de vardı. Kılıçdaroğlu, yerel seçimlere 1 hafta kala çarpıcı bir iddiada bulundu: "17 Aralık operasyonun paralel devlet yapmadı."

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları...

DEVLETİ SOYAN HÜKÜMET

Hayatımda hiçbir zaman seçmenleri suçlamadım, onu Erdoğan yaptı. 'Ben hükümeti eleştiriyorum diye, sakın üzerinize alınmayın' diyorum AKP seçmenine. Hükümet kendisine oy veren kitleleri aldattı. Ben A partisine oy verdi diye bir yurttaşıma asla 'neden ona oy verdin' demem. Onlar oy verdiler, AKP aldı, 3 kez iktidar oldu. Ama bugün geldiğimiz nokta yasakçı bir ülke. Devleti soyan bir hükümet kabul edilemez.

MİT RAPORU İDDİASI

Devletin sırlarını bir başka kişiye pazarlayan bir hükümet. MİT kendisine bir rapor sunuyor, Rıza Sarraf'a karşı dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Ama operayson olana kadar bir şey yapılmıyor.

PARALEL DEVLETİN OPERASYONU DEĞİL

Bu operasyon paralel devletin yaptığı bir operasyon değil, bakanların satın alındığı bir ülkenin operasyonu bu. Bir içişleri başkanı devletin bütün istihbaratına sahip, nasıl kalkar da başka milletten bir insanla böyle bir ilişki içine girer. Sandığa gidin ve elinizi vicdanınıza koyun. Demokrasi için, insan hakları için oy verin. Ülke kazanacak. Yolsuzluk yurttaştan alınan bir paradır. Bir bakanın koluna 700 bin liralık saat boşuna takılmaz. Bir başbakanın oğlunun evinden paralar dağıtıldıktan sonra 30 milyon Euro çıkarsa, bu olmaz.

İZMİR'E DIŞARIDAN KİMSE GELMEDİ

"İzmir mitingi çok güzeldi, dışarıdan kimse gelmedi. Beni mutlu eden gençlerin ve kadınların fazla oluşuydu.Twitter'ı gençler kullanıyor. Ben o gençlere sesleniyorum, CHP'nin iktidarında hiçbir yasakçı anlayış olmayacak, Twitter'ı dilediğiniz kadar kullanın. Zaten gençler 140 karakterle kullanıyor Twitter'ı, bundan niye ürküyorsunuz? Bizi dünyaya rezil ettiniz.

Anayasaya aykırı bir kere, Anayasada haberleşme özgürlüğü var. Youtube'u Facebook'u da yasaklayacağını söylemişti, demokrasilerde böyle bir şey kabul edilemez.Kendi başarızlığınızı başka bir ülkeye yüklemeye hiç anlam veremiyorum, bu tümüyle beceriksizlik. Lobiler varsa ortaya koyun, herkes öğrensin. Bu tümüyle başarısızlığın ortaya çıkardığı bir şey.

'EL KAİDE TÜRKİYE'Yİ TEHDİT EDİYOR'

Niğde'deki silahlı saldırı olayıyla ilgili net bir şey yok, ama Türkiye'nin dış politikası yanlış. El Kaide'ye destek vermesi, silah göndermesi faturaya Türkiye'ye çıkardı. Niğde olayı bunun en hafifi. Reyhanlı'da 56 kiş öldü. El Kaide Türkiye'yi tehdit etmeye başladı. Biz defalarca söyledik, 'Siz zaten Baasçınız' dedi, 'Siz zaten Esad'ı destekliyorsunuz' dedi. Biz hiçbir zaman Esad'ı desteklemedik.Erdoğan iktidarda kalmak için her şeyi yapar. O yüzden dedim 'Sakın provokasyona gelmeyin' diye. Örneklerinden biri Burak Can. Elektrikler kesiliyor ve o çocuk ölüyor. Katilleri bulunmadı. Erdoğan da bunu kullandı siyasette. Bir provokasyon olduğu açık. 'Kılıçdaroğlu'nun militanları öldürdü' dediler. Buna kargalar bile güler.

'REZİL OLDUK'

3 kişi Kuvay-ı Milliye'den geliyorlar. Harcadıkları her kuruşu yazmışlar ve bu belge şu anda bizim onur belgemiz olarak duruyor. Bizim babalarımız bunu yaptı. Biz de çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız.

Twitter'ı yasakladın ne oldu? Bütün özgür dünyadan tepki çektik ve dünyaya rezil olduk. Türkiye bunu hak etmiyor. Bu tabloyu sandığa gidip oy kullnarak değiştireceğiz. Helalden yana oy kullanın, haramdan yana değil.

Hiçbiri montaj değil. Arzumuz şu; vicdanınızın sesini dinleyin. Çocuklarını ülkelerini düşünsünler. Siyaset çok kirlendi. Bahar temizliği yapmamız yapmamız. Temizliği de en iyi kadınlar yapar. Gelin şu temizliği yapalım.

'EĞİTİM SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRİN'

Biz öteden beri bu eğitim sisteminin dershaneleri zorunlu olarak doğurduğunu biliyoruz, dershaneleri kapatmak olmaz, eğitim sistemini düzeltmek lazım. Eğer siz eğitim sistemini değiştirirseniz dershaneye zaten ihtiyaç kalmaz. Üniversite sınavlarının kalkması lazım. Rahmetli Özal bunu denedi. Dershanelerin dönüşmesi için vergi muafiyeti getirdi, ama dershaneler yine çıktı. Bu şekilde merdiven altına itersiniz. Ticari hayatta yasak olmaz. Eğitim sistemini değiştirsinler, hemen destekleriz.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreci kimsenin tekelinde değil, çünkü hepimiz barış istiyoruz. Kürt sorunun 30 yıldır çözülmemesinin tek sorumlusu siyasetçilerdir. İşi askere havale ettiler, onlar çözecek dediler. 30 yıllık deneyim bu yolun başarılı olmadığını gösterdi. Her partiden bu sorunu çözme gayreti içinde olacak milletvekilleri olduğunu biliyorum. Erdoğan tek başıma çözeceğim dedi, çözecekseniz size kredi açacağız dedik, sizin kredinize ihtiyacımız yok dedi. Şu anki huzurun devam etmresini isteriz. Ama perdenin gerisinde ne görüşülüyor biz bilmiyoruz. 5-5 kişi biliyor. Ayrıntıları bilemeden yorum yapmak zor, sorun nasıl çözülür diye bize sorulduğunda bir 17 maddelik bir bildiri yayınladık. Bunlardan birisi hayata geçti ÖYM'ler kaldırıldı. Bunu 17 Aralık operasyonundan sonra kaldırdılar ama. Diyarbakır Cezaevi'nin müze olmasını istedik. O da olmadı. Biz yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını istiyoruz. Yüzde 10 seçim barajı hiçbir demokraside yok, makul bir düzeye indirin. Bu da olmadı, o yüzden sorun çözülmüyor. Mayınlı arazilerin mayından arındırılıp topraksız köylüye verilmesini istiyoruz. Bu yapılabilir. Buna benzer 17 maddelik bildirgemiz var. Biz sorunun dmeokrasi ve özgürlükler bağlamında çözülmesini istiyoruz. BDP'nin yaptığı açıklama çok önemli, 'Bayrak hepimizin bayrağı' dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Cumhurbaşkanlığı makamı önemli bir makamdır, orada oturan kişi Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eder, 76 milyonu temsil eder. Devletin uyum içinde çalışmasını sağlar. İlk kez halkımız cumhurbaşkanı seçecek. Ben cumhurbaşkanı adayının parti kimliğinin çok öne çıkmış olmasını istemem. Entelektüel birikimi olan birisini isterim ve bir kadın olmasını da çok isterim. Gül, kendisini iktdiardan ayıramıyor, önüne gelen yasanın anayasaya aykırı olduğunu biliyor, ama yine de imzalıyor.

Gazetelerden Meral Akşener'in adını okudum ben de, saygıdeğer bir parlamenterdir, ama az önce de ifade ettiğim gibi ben parti kimliği çok öne çıkmamış birisi olsun isterim.

FEZLEKELER KONUSU

İktidar partisi fezlekeleri sulandırmak isteyecek ve üstünü kapatmak isteyecek. Soruşturma önerisini bu yüzden isterdiler. Ama verdikleri dilekçede rüşvet yok. Adalet Bakanlığı'na gelen fezlekeyle Meclis'e gelen fezlekeyi karşılaştırdık, belli raporların o fezlekeden çıkarıldığını fark ettik. O raporlar bizim elimizde. AKP çoğunluğuna güveniyor, Soruşturma Komisyonu'nda kapatabileceklerini düşünüyorlar. Kul hakkı yiyeni korursanız vicdan azabı çekersiniz. Demokrasi yara alır. Aklamanın yeri mahkemedir.

DİNLEMELERLE İLGİLİ

Bir ülkede başbakanın yasadışı dinlenmesi asla kabul edilemez. Başbakanlar yasadışı işlere bulalmışlarsa ve bu tespit edilmişse bu artık gizelenemez, bunun kamuoyuna açıklanması lazım. 4 bakanı bir yabancı alabilir mi bir ülkede? Amerika'da Watergates skandalı oldu, orada da iktidar telefonu dinledi, ama 2 yürekli gazeteci bunu kamuoyuna iletti, başkan isitfa etti.

4 bakandan birisi çıktı dedi ki 'Ben niye istifa edeceğim, sen talimat verdim ben yaptım, sen istifa et' dedi. Bu da mı montaj? Suçu alıp Pensilvanya'ya yüklemek doğru değil, fakir fukarayı soyacaksın ben sesimi çıkarmayacağım.Bu olmaz.

Ey Kılıçdaroğlu senin nefes alışını bile takip ediyorum, demişti, o da dinliyor, ona servis ediliyor. Bunu gizlemiyor da söylüyor. 12 yıldır başbakanlık koltuğundasın dinleniyorsun ve farkında bile değilsin. Adama sormazlar mı sen nasıl başbakansın?

Sayın Arınç, 'yolsuzluk yapanları yanımızda tutmayız' diyor, doğru baş üstünde tutuyorsunuz. İnançlı olduğunu söylüyor Sayın Arınç, Allah'ın kelamıyla alay eden adamla aynı safta drumuyor mu?

Çok derin bir siyasal kirlenme içindeyiz.

Yazık değil mi bize? Gerilimi yaratan ben değilim. Hiçbir zaman gerginlik tartışmak yaratmak gibi bir şey düşünmedim. Bana cibiliyetsiz dendi, siz başbakanlık koltuğunda oturuyorsunuz bana cibliyetsiz diyorsun. Kadınların nasıl doğum yapacağına, kaç çocuk yapacağına, hangi köşe yazarının atılacağına o karar veriyor. Böyle devlet mi olur? Gerginlik, kutuplaşma yaratıyor. Bu doğru değil.