Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, emniyette gerçekleştirilen paralel yapı operasyonu ile ilgili hukuka aykırı bir işlem varsa bunların bell...
Abone olMilli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, emniyette gerçekleştirilen paralel yapı operasyonu ile ilgili hukuka aykırı bir işlem varsa bunların belli bir süreç içerisinde yargı önüne geleceğini söyledi.
Dün akşam kara yolu ile Erzincan’dan Sivas’a gelen Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, kentteki bir otelde il protokolü ile bir araya geldi. Yılmaz, kahvaltı programının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin emniyete yönelik operasyonları sorulması üzerine Yılmaz, "Herkesin yapılan eylem hakkında aynı şeyi düşünmesi işin doğasına aykırı. Bu operasyondan dolayı mağdur olduğunu düşünenler farklı, bu operasyonun yapılması gerektiğini söyleyenler farklı tepki verecek. Bundan ziyade operasyon niçin yapıldı, konusu amacı nedir? Burada iddia edilen şu, bugünde gazeteler de vardı, ’MİT’in elemanları dinleniyor’ diyor. Bir adam MİT’in elemanlarının dinlerse burada bir karşı istihbarat casusluk faaliyeti olduğundan şüphelenilir ve incelemeler yapılır. Burada iddia edilen nedir? Siz ülkenin Başbakanını, Dışişleri Bakanını dinliyorsunuz. Kalkıp da, ’Başbakan dinlenmedi’ diyen var mı? Söz söyleyen var mı? ’Dışişleri Bakanı dinlenmedi’ diyen hiç kimse var mı? ’Dışişleri Bakanlığında Genelkurmay İkinci Başkanı, Dışişleri Müsteşarı, Dışişleri Bakanı ve MİT Müsteşarının da dahil olduğu ve bütün kamuya açıklanan bir konuşma deşifre edilmedi’ diyen var mı? Bunlar hukuka uygun şeyler mi? Bunlar devletin istihbarata örgütüne ve en gizli kalması gereken toplantıları deşifre edenlerin mutlaka bir hukuki süreçten geçirilmesi gerekmez mi? İşte biz bugün yapılanları bu olaylar kapsamında değerlendiriyoruz. Yargıya güveniyoruz. İnşallah, süreç içerisinde en doğru kararı verecektir” dedi.
Emniyet mensuplarının kendilerinin mağdur olduğunu söylediğinin hatırlatılması üzerine Yılmaz, “Doğrudur, doğrudur kendileri böyle iddia edebilirler. Milletin çoğunluğuna bakmak lazım. Milletin çoğunluğu ne diyor? Ama mağduriyet tabii çoğunlukla da belli olmaz. Şimdiye kadar yapılanlara bakmak lazım, kendilerinin yaptıklarına bakmak lazım, kendilerine yapılana bakmak lazım. Türkiye’nin demokratik standartları sanıklara da şüphelilere de yapılan muamele gittikçe üst seviyeye yükselmekte. Bu konuda şikayetler azalmakta ancak burada görüyorsunuz ki bir kişi gözaltına alınıyor, buna itiraz ta Hakkari’den geliyor. Buna itiraz televizyondan, gazetelerden geliyor, milletvekillerinin de geliyor. Yani her yapılan haksızlığa veya böyle mağdur olma iddiasına aynı tepkiyi gösterseniz o zaman anlarız ki siz Türkiye’deki genel bir uygulamaya doğru bir şikayetiniz var ama diyorsunuz ki, ’Bizim bunlarla hiç bağımız yok’, ondan sonra da en ufacık bir diken öyle diyelim toplu iğne batırıldığında ise hemen orada bulunduğunuza göre dolayısıyla da burada bir şekilde rahatsız olduğunuzu onlara yapılan muamelenin aynı size de yapılmış gibi hissederek orada kendiniz arzı endam ediyorsunuz. Milletim bunu da görüyor” diye konuştu.
"BİR CASUSLUK ŞEBEKESİ LEHİNE ÇALIŞMADIĞINI İDDİA ETMENİZ KOLAY DEĞİL"
Bazı polislerine tutuklanmasını, bazı polislerin de serbest bırakılmasını da değerlendiren Yılmaz, “İşte hukuk budur. Yani muhakkak ki ellerinde bir dosya var. O dosyanın içeriğine göre kimin asli fail, kimin feri fail, kimin daha etkin, kimin yardımcı olduğu dosya içeriğini biz biliyor muyuz? Yok bilmiyoruz. Dolayısıyla bilenler herhalde hepsinin serbest bırakılması gerektiğini söylüyor ya da hepsinin tutuklanması gerektiğini ama hukuk o değildir. Hukuk bakar. Bir olayın vahameti önemli olayın vahameti Türkiye devletine karşı bir karşı istihbarat çalışması olarak görülüyor ve değerlendiriliyor. Başbakanı dinlediğiniz yerde bakanı dinlendiğiniz yerde ve MİT Müsteşarlığının elemanlarını dinlendiğiniz yerlerde ve onlara operasyon yaptığını yerlerde sizin karşı bir casusluk şebekesi lehine çalışmadığınızı iddia etmeniz pek kolay gözükmez” şeklinde konuştu.
Bakan Yılmaz, ’Operasyonların devamı gelecek mi?" sorusuna ise, “Hukuka aykırı her işlem belli bir süreç içerisinde mutlaka yargı önüne getirilecektir” cevabını verdi.
(İHA)