Başbakan açıkladı Boğazlara yerli ve milli sistem geliyor
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'da düzenlenen denizcilik zirvesinde konuştu. Yıldırım, boğazlar ile tüm sahil şeritleri boyunca yerli ve milli gemi trafik yönetim sistemi kuracaklarını, bu sistemin de bitme aşamasında olduğunu söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, Uluslararası Denizcilik Zirvesi’ne katıldı. Çırağan Sarayı’nda düzenlenen zirveye Başbakan Yıldırım’ın yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Genel Sekreteri Kitack Lim ve Uluslararası Denizcilik Üniversitesi (WMU) Rektörü Cleopatra Doumbia Henry de katıldı.
Başbakan Yıldırım konuşmasının başında, “Yarın 18 Mart Türk tarihinden, Anadolu tarihinde önemli bir zafer. Çanakkale Deniz Zaferi’nin yarın 103. yıl dönümünü anacağız. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Kıbrıs Harekatı’nda tarihe geçen mücadeleler ortaya koyan ve bu yönde şehit olan denizcilerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
Başbakan Yıldırım, “Türkiye’de son 15 yıl içerisinde yapılan altyapı projeleri konusunda Avrupa İmar ve Yatırım Bankası bir araştırma yapmış. Araştırma sonuçlarına göre bulgular şu şekilde; Türkiye’de bölünmüş yollara yapılan yatırım sayesinde son 12 yılda iller arasındaki mesafe en az 1,5 saat kısaldı. İllerin kendi arasındaki ticareti yüzde 40 arttı ve bu yollar sayesinde Türkiye’nin işsizliği ülke bazında yüzde 1 azaldı. Ayrıca bütün iller ihracat yapar hale geldi. Göreceli olarak daha az kalkınmış illerden daha fazla kalkınmış illere olan göçler durdu ve tersine göç başladı. Hem karayolları, hem demiryolları hem de denizcilikte alt yapı ülkelerin kalkınması için önemli bir araçtır, önemli bir kaldıraçtır. Eğer ulaşmazsanız, erişemezseniz o yer sizin değildir. O yüzden de altyapı yapılan yatırım Türkiye’nin 3 kat büyümesinin arkasındaki gerçek sebeptir” diye konuştu.
“TÜRKİYE BU YIL DA BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK”
“Türkiye bu yıl da büyümeye devam edecek” diyen Başbakan Yıldırım, “İstihdam üretmeye, ihracatını arttırmaya devam edecek. Çünkü ülkemiz için kurduğumuz hayaller büyük. Ve bu hayallere içerisinde denizcilik sektörünün de ayrı bir yeri var. Türkiye’nin deniz hudutlarının uzunluğu kara hudutlarının 3 katı. 8 bin 483 kilometre. 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak denizcilik sektörü elbette çok çok önemli. Dolayısıyla kayıtsız kalmamız söz konusu olamaz. Son 16 yılda bütün alanlarda olduğu gibi denizcilik faaliyetlerinde de ciddi bir ivme yakaladık. Bugün toplam ihracatımızın parasal değer olarak yüzde 58’i, yük miktarı olarak yüzde 87’sini deniz yoluyla gerçekleştiriyoruz. 46 ülkeyle 62 adet denizcilik anlaşmamız var” ifadesini kullandı.
“GEMİNİN SAHİBİ KİMSE O FİLO ONA AİTTİR”
Yıldırım, “Genellikle deniz ticaret filolarına baktığınız zaman, filoların bayraklarıyla, ülkelerin farklı olduğunu görüyoruz. Bu denizciliğin genel karakteridir. Dünya denizlerinde seyreden gemilerin yüzde 70’i başka bir bayrak çeker. Kendi ülkesinin bayrağından başka bir bayrağa sahiptir. Oran bu şekildedir, bazı yerlerde 80 olur, bazı yerlerde 60 olur ama ortalaması yüzde 70’dir. Bu denizciliğin küresel özelliğinden kaynaklanan bir şeydir. Esas olan burada sahipliktir. İster kendi bayrağınızı çekin, isterseniz başka bayrağı çekin, neticede armatör, geminin sahibi kimse o filo ona aittir. Türkiye’nin bayrak durumuna göre baktığınız da filo büyüklüğü daha küçük görülebilir. Ama Türk sahipli gemileri de dahil ettiğinizde 30 milyon dedveyt tona yakın bir filoya sahibiz. büyüklüğüne sahibiz” dedi.
“BİTİRME AŞAMASINA GELDİK”
Başbakan Binali Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Boğazlarımızın tamamında; İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve bütün sahil şeridimiz boyunca tamamen yerli ve milli gemi trafik sistemini kuruyoruz. Bitirme aşamasına geldik. Bu şu anlama geliyor; bütün denizlerimizde seyreden gemilerin, 7-24 esasına göre uzaktan kumandayla izlenmesi ve oluşabilecek muhtemel risklere karşı gerekli müdahalelerin yapılması. Özellikle hemen kıyısında bulunduğumuz İstanbul Boğazı yılda 50 bine yakın gemiye hizmet veriyor. Öyle bir su yolu ki bazı noktalar 90 dereceye varan keskin dönüşler var. Böylesine zor bir güzergahta herhangi bir deniz kazası yaşanmadan bu trafiği sevk ve idare etmek manuel bir şekilde olması mümkün değil. Bu yüzden de elektronik bir gemi trafik yönetim sistemiyle bu işi en gelişmiş yöntemlerle yapıyoruz.”
“HER TÜRLÜ TECRÜBEYE VE YETKİNLİĞE SAHİPTİR”
Başbakan Yıldırım, “Son 15 yılda 14 askeri gemi projesini tamamladık, hizmete aldık. Tamamıyla mühendislerimiz tarafından dizayn edilen bu gemiler sadece Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyacını değil, dost ülkelerin ihtiyacını da karşılamaktadır. Şuanda yerli ve milli kaynaklarımızla dünyanın en büyük amfibi çıkarma gemilerden birini ve kendi lojistik gemilerimizi yapabilecek teknolojiye, tecrübeye sahibiz. Hücum gemilerinden deniz altı projesine, sismik araştırma gemilerine kadar bir çok projelerin yapımı gerçekleşiyor. Artık Türkiye gerek ticaret gemisi gerekse askeri amaçlı gemi yapımında her türlü tecrübeye ve yetkinliğe sahiptir. Ürettiğimiz yeni ve yerli teknolojiye sahip ürünler, dünya pazarlarında söz sahibi olan ülkeler arasında yerimizi alıyoruz” dedi.
ÖZEL YATLARA YAKIT DESTEĞİ…
Yıldırım, denizciliği geliştirmek için son 15 yılda bazı tedbirler aldıklarını ifade ederek, “Bunlardan bir tanesi özellikle toplu taşımacılığı artırmaya yönelik yakıtta vergilerin kaldırılmasıdır. 2004’ten 2017’ye kadar geçen süre içinde toplamda sektöre 6.5 milyar lira destek sağladık. Verilen yakıt miktarı 5 milyon ton. Bu desteğin yüzde 20’sini kamu, yüzde 80’ini özel sektör kullandı. Böylece vergisiz yakıt uygulaması ile beraber özel sektöre yıllık 464 milyon destek verdik. Ancak bu konuda bazı yanlış algılar var. Bu vesileyle bunu da düzeltmek istiyorum. Bütün bu destekler bir yana; bazı çevrele bu vergi muafiyeti ile lüks yatlara yakıt desteği sağladığımızı söylüyor. Halbuki durumu böyle mi? Bir bakalım. Vergisiz yakıt kullanımında en büyük pay yüzde 45 ile yolcu gemilerinin ve feribotların. Ardından yüzde 26’lık payla balıkçı tekneleri geliyor. Balıkçılara ve balıkçılığa desteğimi artarak devam edecek. Yatlar dedikleri, yatlara destek sadece yüzde 3. O da hangi yatlara? Ticari amaçla çalışan teknelere. Özel yatlara değil” şeklinde konuştu.
“AVRUPA KÜÇÜLDÜ, AMERİKA’DA BÜYÜME SINIRLI KALDI”
“Küresel kriz dolayasıyla dünyanın bir çok ülkesi küçüldü. Avrupa küçüldü, Amerika’da büyüme sınırlı kaldı” diyen Başbakan Yıldırım, “Gelişmiş ülkelerin tamamında büyüme çok sınırlı kaldı. Ama Türkiye ardı ardına her yıl büyümeye devam etti. Türkiye’nin yıllık ortalama büyümesi son küresel krizden bu yana yüzde 5.6. İhracatta artış devam ediyor. İstihdamda artış devam ediyor. Şu örneği verirsen herhalde daha iyi anlaşılacak; küresel kriz boyunca dünyada 10 tane büyük proje yapılmış. Bu 10 büyük alt yapı projenin 6 tanesini Türkiye yaptı” ifadesini kullandı.
“VETO HAKKININ DAHA ADİL KULLANILMASI BUGÜN DÜNYA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÜYELERİNİN BEKLENTİSİDİR”
Başbakan Yıldırım, uluslararası alanda denizcilikle ilgili çok mevzuat oluşturulduğunu dile getirerek, “Bu mevzuatların uygulanmasında da maalesef istediğimiz başarıyı yakalayamıyoruz. Bazı konularda alınması gereken kararlar gecikiyor. Bu gecikmenin de ülkelere, dünya denizciliğine çok büyük bir maliyeti oluyor. Birleşmiş Milletler de gördüğümüz ve bugün her fırsatta, herkesin hoşnutsuzluğunu dile getirdiği küresel olaylar karşısında; Birleşmiş Milletler’in daha etkin olması yönündeki beklenti ve bölgesel, küresel sorunlara çözüm üretmedeki yetkinliği ne yazık ki yaşanan bazı olaylarla sorgulanıyor. Birleşmiş Milletler, uluslararası barışı, güvenliği sağlayan ve iç karşılıkları önleyen, sürdürülebilir küresel kardeşliği ve dostluğu geliştiren bir kuruluştur. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler’in daha etkin çalışması ve 5 daimi üyenin veto hakkının daha adil kullanılması bugün dünya Birleşmiş Milletler üyelerinin beklentisidir” dedi.