Baro başkanları, tutuklu Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner konusunda ayrılığa düştü.
Abone olBursa'da yargı reformuna tepki göstermek amacıyla toplanan baro başkanları, tutuklu Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner konusunda ayrılığa düştü.
Uludağ'da iki gün süren bir toplantı yapan 14 ilin baro başkanı, hazırladıkları sonuç bildirgesini düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Ancak sonuç bildirgesine Afyonkarahisar Baro Başkanı Celal Mümtaz Akıncı ile Kırıkkale Başo Başkan vekili Harun Saygılı imza atmadı. Afyon ve Kırıkkale baro başkanları, hakkındaki suçlamalar sebebiyle tutuklanan başsavcıya yüksek yargının sahip çıkmasını ihsas-ı rey olarak nitelendirdi. İstanbul Baro Başkanı Muammer Aydın, Denizli Baro Başkanı Adil Demir, Tekirdağ Baro Başkanı A. Müsellem Görgün, Yalova Baro Başkanı Cemal İnci, Çanakkale Baro Başkan vekili Tülay Ömercioğlu, Manisa Baro Başkanı Fadıl Ünal, Edirne Baro Başkanı Faruk Sezer, Bilecik Baro Başkanı Halime Aynur, Kocaeli Baro Başkanı M. Cumhur Arıkan, Muğla Baro Başkanı M. İlker Gürkan, Balıkesir Baro Başkanı Muzaffer Mavuk, İzmir Baro Başkanı Özdemir Sökmen, Uşak Baro Başkanı Rıza Albay, Aydın Baro Başkanı Sümer Germen ve Sakarya Baro Başkanı Vacit Öktem, özel yetkili savcıların yetkilerinin kaldırılmasını istedi.
Ev sahibi Bursa Baro Başkanı Zeki Kahraman tarafından okunan sonuç bildirgesinde, Türkiye'nin bir yargı reformuna ihtiyaç duyduğu, ancak bunu siyasilerin yapmaması gerektiğine vurgu yapıldı. Bildirgede şöyle denildi: "Kamuoyunca bilinmelidir ki, Türkiye bir hukuk devletidir ve bunun sağlanabilmesi için ortak akılla yapılacak yargı reformu şarttır. Bu doğrultuda, hukuk devletinin inşası ve işlerliğinin sağlanması bakımından, bugün yargı reformunun gerçekleştirilmesine ve yargı bağımsızlığının güçlendirilmesine, tarafsızlığının sağlanmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Ancak siyasi iktidarın, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayamayacağı ve hukuk devletini tesis için ortak akla dayalı bir yargı reformunu gerçekleştiremeyeceği yaşanan olaylarla ortaya çıkmıştır. Ülkemizde son günlerde yaşananlar, siyasi iktidarın yasama ve yürütme ile birlikte yargıyı da elinde tutmaya çalıştığını açıkça göstermektedir. Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilgili raporlarında açıkça belirttiği gibi iktidarın yargıyı da ele geçirerek, Anayasa'daki kuvvetler ayrılığı ilkesine uymayan bir anlayışla yargı reformunu gerçekleştirmek istediği ve son gelişmelerden kalkınarak referandum süresinin kısaltılması, anayasa değişikliklerine gidilmesi ve kendi istediği taraflı yargıyı yaratacak Anayasa Mahkemesi, HSYK, Yargıtay ve Danıştay oluşturma girişimleri ve zorlamaları da kabul edilemez."
Tutuklanarak cezaevine gönderilen Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'e sahip çıkan baro başkanları, "Erzurum Özel Yetkili Savcılığı'nca gerçekleştirilen işlemler, ne hukukla ne de meslek etiği ile bağdaşmaktadır. Bu olanlardan sonra Adalet Bakanı'nca ve siyasi iktidar temsilcilerince HSYK, Yargıtay ve Danıştay hedef alınarak yapılan açıklamalar hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmaz ve kabul edilemez. Özel yetkili mahkemeler ve savcılıklar yaratılarak eski DGM'lerin yeniden hortlatılması ve bu kurumların siyaset tarafından kendi anlayışına uygun olarak kullanılması da hukuka uygun değildir. Bu nedenle de özel yetkili savcılıkların ve mahkemelerin derhal kaldırılması, hukuk devleti ilkelerinin hayata geçirilmesi, özgürlüklerin korunup kollanması bakımından zorunludur." dediler.
Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğünün bulunmadığına vurgu yapılan açıklamada, kişilerin anayasa, yasalar ve ulusal sözleşmelerle korunan haklarına saygı gösterilmesi gerektiğinin altı çizildi. Son operasyonlarla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) güvenirliğinin zedelendiğine dikkat çekilen açıklamada, şu görüşler dile getirildi: "TSK ile ilgili yapılmak istenenler de bu güzide kurumun etkisizleştirilmeye ve halkın nazarında güvenilirliğinin sarsılmasına yönelik olduğu da dikkatlerden kaçmamaktadır. Böylece siyasi iktidarın kendi siyasi projelerini gerçekleştirmek amacıyla, önünde engel olarak gördüğü Cumhuriyetin önemli kurumlarından olan yargı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürüttüğü kampanyayı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın köşe yazarlarına yönelik eleştirilerine de tepki gösteren baro başkanları, bu girişimin basın özgürlüğünü zedelediğini savundu. Barolar, sonuç bildirgesinin sonunda şunları kaydetti: "Bu doğrultuda yukarıdaki açıklamalarımızın doğal sonucu olarak, tüm bunları sağlamaya yönelik yargı reformu adı altında sunulan, ancak siyasi proje ve dayatma niteliğindeki Atatürk Devrimleri ve Cumhuriyet karşıtı girişimlere kesinlikle karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor, düşüncelerimizi kamuoyuna saygıyla sunuyoruz."
YUKSEK YARGI İHSAS-I REYDE BULUNDU
Marmara ve Ege Baroları genilşetilmiş 3. Baro Başkanları Toplantısı sonuç bildirgesine imza atmayan Ayfonkarahisar Baro Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, görüş ayrılığının Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutuklanması konusunda yaşandığını ifade etti.
Akıncı şunları söyledi: "Ortada bir doysa var. İddialar ve birtakım suçlar var. Net olarak olay ortaya çıkmadan Yargıtay, Danıştay ve HSYK'nın taraf olmalarını yanlış buluyoruz. Yüksek yargı, kararlarıyla konuşmalı. Bir süre sonra Erzincan başsavcısının dosyası Yargıtay'ın önüne gelecek. Bu insanlar ihsas-ı reyde bulundukları bir konuda nasıl karar verecekler? Olay hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirilmeli ve ihsas-ı reyden kaçınılmayıdı. İtirazımızı bildirdik ve bildirgeye imza atmadık."
Kırıkkale Baro Başkan vekili Harun Saygılı ise baro yönetimi olarak bu tür kararları tavsip etmedikleri için imza atmadıklarını kaydetti.