Türkiye'nin bilinçli politikacılara ihtiyacı olduğunun altını çizen Barlas, siyasetin zorluklarını da kaleme alıyor.
Abone olKadir Çöpdemir, NTV için "Bilinçli Seçmen" aramasına göndermede bulunan Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas, artık 'bilinçli politikacı' aranması gerektiğini söylüyor.
İşte Mehmet Barlas'ın yazısı:
"Bilinçli Seçmen" aranırken "Bilinçli Politikacı" unutulmasın!
Kadir Çöpdemir, sokak sokak gezip, NTV için "Bilinçli Seçmen" arıyor ya...
Birilerinin de, sokak sokak gezip "Bilinçli Politikacı" aramalarının zamanı herhalde gelecektir. Tabii ki amacımız, politikacıları ve politika mesleğini hafife almak değil. Ama 100 yıl süren gerginliklerin, uzlaşmazlıkların ve göreceli "Geri Kalmışlık"ın sorumluları arandığı zaman, kaçınılmaz olarak politikacılar da akla geliyor.
Yıllar önce, Amerikan başkan adayları belirlenirken, şimdiki ABD Dışişleri Bakanı Powell'ın anlattıklarını yazmıştım.
İlk Körfez Savaşı'nda Genelkurmay Başkanı olan Powell'ın popüler hale gelmesi, onun Başkan olmasını isteyenlerin sayısını artırıyordu.
Bu sırada eşi, Powell'a soruyor:
- Neden Başkan olmak istiyorsun? Bir kağıda yaz... Başkan olmak istemen için, kaç tane önemli nedenin var?
Powell, çalışma odasında bir gece masa başına oturup, önündeki kağıda "Başkan olmak istiyorum.. Çünkü.." diye başlayan cümleyi yazıyor.
Sabaha kadar masa başında oturup düşünüyor. Ama o cümlenin devamında, 10 tane gerekçe bulup, yazamıyor.
Böylece, Başkan adayı olmaktan kesinlikle vazgeçiyor.
Yaşayanlar bilir.
Seçilip, kamu görevine gelmek birtakım ayrıcalıklar sağlar insana.
Ama beraberinde öylesine ağır sorumluluklar da gelir ki, bazen bunlar, sadece politikacıyı değil, ailesini ve arkadaşlarını bile, ömür boyu bunaltır.
Sürekli korumalarla yaşayan eski başbakanları, içişleri bakanlarını hiç görmediniz mi?
Veya "Ülkeye hizmet ediyorum" derken, kendini Yüce Divan önünde bulan eski bakanları falan unuttunuz mu?
Belediye başkanlarının durumu da aynı.. Devamlı denetim, sürekli yargıya hesap vermek ve bitmek tükenmek bilmeyen bir ihbar furyası.
Bu arada haklı haksız, her zeminde yıpratılmak ve hatta hakaretlere hedef olmak.
Yani, sadece alınacak maaş veya elde edilecek güçlülük statüsü için, bir kamu görevine aday olmak, kesinlikle akıl karı değildir.
Makam araçları gibi kolaylıklara da hiç takılmayın. Dünyanın en güvenli, en rahat taşıt aracı, size ait olan özel otodur.Ben bunu yaşayarak gördüm.
TRT'de Haber Dairesi'ni yönetirken, bana tahsis edilmiş makam araçları vardı. Bunları hiç kullanmadım. Çünkü o sırada sahip olduğum Anadol, hepsinden daha rahattı.
Babam, 1950'lere gelirken iki bakanlığı birden (Ticaret ve Ekonomi bakanlıkları) yapardı. Kırmızı plakalı, biri Cadillac, biri Packard, iki tane makam aracı vardı.
Benim kendi malım olan Anadol'un bu limuzinlerden daha rahat, daha güvenli ve daha kalıcı olduğunu, sonradan hissetmiştim.
Bütün bu gerçeklerin ışığında, politikaya girip, bir kamu görevine aday olanların, mutlaka ciddi gerekçeleri bulunmalıdır.
Bir büyük toplumsal uzlaşmanın mimarı mı olacaksınız?
Değişim mühendisliğini politikaya sokup, ülkenizin çağa transformasyonunu mu gerçekleştireceksiniz?
Bireylerin farkında olduğu ama devlete ve topluma henüz yansımamış olan evrensel gerçekleri siyasete yansıtıp, bir vizyon mu açacaksınız?
Hukukun üstünlüğünü, insan hak ve hürriyetlerini, serbest rekabetin şartlarını ülkenizde egemen kılmak için, gerekirse kendinizi ortaya mı atacaksınız?
Yani her politikacının mutlaka bazı önemli gerekçeleri olmalı.. Ve Kadir Çöpdemir, mutlaka "Bilinçli Politikacı" da aramalı.