Sabah başyazarı Mehmet Barlas, bugün gazetesindeki köşesinde, Kürt açılımı ve barış süreci ile birlikte, bazı gazetecilerin Başbakan Erdoğan'a düşman olduğunu ileri sürdü.
Abone olSabah başyazarı Mehmet Barlas, bugün gazetesindeki köşesinde, Kürt açılımı ve barış süreci ile birlikte, bazı gazetecilerin Başbakan Erdoğan'a düşman olduğunu ileri sürdü.
İsim vermeden Hasan Cemal'i işaret eden Barlas'a göre Barış Açılımı'na kadar, Kürtler adına siyaset yapanların görüşlerini açıklamaları pek mümkün olmadığı için Hasan Cemal gibi gazeteciler köşelerinde Kürtler adına tercümanlık yapıyordu. Ancak bu süreç hükümetin adımları ile tercümana gerek bırakmayacak bir şekle dönünce Başbakan Erdoğan'a düşmanlığa yol açtı.
İşte Barlas'ın Barış açılımı neden bazılarını Erdoğan düşmanı yaptı? başlığı ile yazdığı o yazıdan çarpıcı bölümler:
Başbakan Erdoğan'la bir sohbet esnasında bazı köşe yazarlarının takıntılı biçimde ve ölçüsü zaman zaman kaçan üslupta kendisini hedef almaları hakkında ne düşündüğünü sormuştum ona.
Acı acı gülmüştü.
- Bunlardan bazılarıyla hukukumuz var... Onların neden değiştiklerini anlayamıyorum, demişti...
Gerçekten de Erdoğan'ın kendilerine "Ağabey" diye hitap ettiği, saygı ve özen gösterdiği ve yakın geçmişte Erdoğan'a yazıları ile destek de veren bir kesim köşe yazarının, belirli süredir takıntılı biçimde Erdoğan düşmanı olmalarını anlamak kolay değildir.
Bazılarına göre, bu kesim yazarlardaki dramatik değişimin ana nedeni Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorununda "Barış Açılımı"nı başlatması ve Öcalan'la devletin doğrudan diyaloga girmesi olabilir.
(...)
TERCÜMAN GAZETECİLER
Bu ortamda konuşmaları ve seslerini duyurmaları mümkün olmayan ve ancak terör eylemleri ile konuyu gündeme getiren Kürt siyasetinin aktörlerinin, bir nevi tercümanları oldu söz konusu gazete yazarları...
Kandil'in neler düşündüğünü, ancak onların ziyaretleri ertesindeki izlenim notları ile anlayabildi kamuoyu.
Ve derken Başbakan Erdoğan "Barış Açılımı" ile bu akıl ve mantık dışı duruma son verdi. Artık tercüman gazeteciler olmadan, devlet ve siyaset, hem Öcalan'la, hem de Kandil'le doğrudan diyaloga girmişti.
Anayasa değişikliği ile de, durmadan parti kapatmanın yolu kapatılmıştı. İşte Erdoğan'la hukuku olan gazete yazarlarından bazılarını, bu durum adeta çileden çıkardı. Bir anda kendilerini işlevsiz buldular.
Kendileri olmadan Kürt sorununa kalıcı ve demokratik bir çözüm aranabilmesi, onları bir anda Erdoğan düşmanı yapıverdi.
EGOLAR SÖNDÜRÜLÜNCE
"Açılım"a destek vereceklerine "Erdoğan diktatör oluyor" demeye başladılar.
Sonuçta "Akil Adam"lar arasına bile giremediler.
Sivilleşme kavgası veren bir başka kesim de "Askeri vesayet" Erdoğan tarafından sona erdirilince, kavga edecek konuları tükendiği için Erdoğan düşmanı olmamış mıydı daha önce? Ya da kendilerini "Liberal" olarak sunanların "Cemaatçi" oluverdiklerini de görmedik mi?
Tabii ki olay sadece şişik egoların söndürülmesi ile izah edilemez. Tabii ki bazı bağlantılar ve derin çıkarlar da devrede olabilir...
Ama sanırım "Barış Açılımı" ile işlevsiz kalanlara ilişkin tahlil de, olayın bir yönüne ışık tutabilir.