İstanbul Emniyeti "cinsel ayrımcılık" yapıyor. Bunun en bariz örneği ise ünlülerin fuhuş baskını.
Abone olİstanbul Emniyet Müdürlüğü,cinsel ayrımcılığı bir kez daha körükledi. Ünlülerin fuhuş baskınında gözaltına alınan mankenler, medya karşısına çıkarılırken, futbolcular için olağan üstü güvenlik önlemleri alındı.
Kadınlar tepkili?
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün "negatif ayrımcılığına" ilk tepki İstanbul Barasu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Nazan Moroğlu'dan geldi. Dün konuyla ilgili bir açıklama yapan, Moroğlu, " Söz konusu olayları kadınler tek başına yaşamıyor. Sadece kadınları kamuoyuna olumsuz biçimde yansıtmak ve deşifre etmet en temel insan haklarını zedeler niteliktedir" dedi. Kader Genel Başkanı Seyhan Ekşioğlu ise, önce medyayı suçladı ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün tutumunu eleştirdi. Erkek bakış açısının hakim olduğu bir toplumda medyanın da kadını görsel bir malzeme olarak kullanmaya devam ettiğini söyleyen Ekşioğlu, "Bu ve benzeri olaylar erkek ve kadınlar atarafından birlikte yapıldığı halde erkeğin adının "saklı" tutulması kadın aleyhine uygulanan bir ayrımcılıktır. Medya bu konuda etik davranmalıdır" dedi.
İsimler cinsiyete göre
Barbie adlı fuhuş baskınında göze çarpan en önemli şey ise operasyonun başından itibaren tüm kimliklerin açıkça deşifre edilmesiydi. Bu konuda yapılan uygulama futbolcular söz konusu olduğunda ise kelimenin tam anlamıyla büyük bir gizlilikle yapıldı. Sorgulanan erkekler, büyük bir gizlilik içerisinde emniyet müdürlüğüne getirildi.
13ü itiraf etti
Bu arada olayla ilgili ifadeleri alınan 22 kadından 13ü de para karşılığında bazı erkeklerle birlikte olduklarını itiraf etti. Telefon kayıtlarından tespit edilen bağlantılarını gören kadınlardan bazılarının "Evet birkaç kez para karşılığında beraber oldum" diye ifade verdikleri belirtildi. Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesine sevk edilen 22 ünlü kadın muayenelerinin ardından dün öğleden sonra serbest bırakıldı. Hastaneye sevk edilenlerden 17sinde akıntı ve mantar tespit edildi. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, 4 kadın satıcısının kendilerini arayan müşterilerine pazarladıkları ünlü kişilerin isimlerini ve fiyatlarını söylediği, pazarlıkta anlaştıklarında da istenilen yere gönderdikleri iddia edildi. Emniyetteki sorguları devam eden Dinçer D, Bülent T, Suat Y. ve Aysel E.T. için savcılıktan bir günlük ek gözetim süresi alındı. Dinçer Dnin telefonlarının dinlenmesi sonucu yapılan Barbie Operasyonunda, bu şahısların ünlü isimleri işadamlarına, futbolculara ve bir siyasetçiye pazarladıkları iddia edilmişti.
Aşk kadınıyım fuhuş yapmam
BARBİE Operasyonunda adı geçen "Biri Bizi Gözetliyor" (BBG) programının yarışmacısı Hülya Yamanoğlu, dün STAR TVde canlı yayında yaşadıklarını anlattı. Yamanoğlu, gözyaşları içinde şunları söyledi: "Ben işletme müdürüyüm. Herkeste telefonum var. Bu isimlerden bir ikisi 2005 yılında beni aradı. "Biz seni tanıyoruz. Borçların varmış? Hayatında biri var mı? Düşünür müsün? dediler. Ben Aşka inanıyorum. Parayla bu işi yapmam dedim. Suçlanmama neden olan diyaloglar bunlar. Kızım benimle konuşmuyor. Çok üzgünüm."
Barbie listesinde 5 milli futbolcu!
Sosyeteyi sarsan fuhuş operasyonun yankıları sürerken, olay futbol sahalarına indi. Fuhuş çetesinin telefon kayıtlarında adı geçen Beşiktaş'lı futbolcular Sergen Yalçın, Ali Güneş, İbrahim Toraman ve Galatasaraylı Hasan Şaş ile Necati Ateş dün polise ifade verdi. üç futbolcu da iddiaları yalanyarak söz konusu kişileri tanımadıklarını belirtti. Savcılığın elindeki telefon kayıtlarında futbol ve iş dünyasından bir çok ismin daha ifadesinin alınacağı belirtildi.
Hürriyet
Milliyet
Yenisafak
İnternethaber
Bu konudaki yorumlarınızı bekliyoruz. Polisin tavrı ne olmalıydı? İsimlerin açıklanması teşhircilik midir? Siz olsaydınız ne yapardınız?