BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  EKONOMİ

Bankalara SMS tepkisi!

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bankaların güvenlik kodu için gönderilen SMS'lerden ücret alma talebine tepki gösterdi.

Abone ol

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bugünkü koşullarda 2012 sonunda kredilerde yüzde 15-20 artış olacağını tahmin ettiklerini, banka karlılıklarında ise kredi takip oranının çok etkili olacağını belirterek, ''100 liralık kredinin 2,7 lirası takiptedir. Bu oranın 2012 yılında bir miktar yükseleceğini tahmin ediyoruz'' dedi.

Bilgin, Ege Bölgesi Sanayi Odasında (EBSO) düzenlenen ''Türk Bankacılık Sisteminin Gelişim ve Beklentileri'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin krizlerden çıkışta reel sektörün hızlı ve esnek yapısının en önemli faktör olduğunu belirtti.

Dünyada 2008'de başlayan krizin halen devam ettiğini, bazen iyi, bazen kötü haberler geldiğini, kimi zaman ise veri bombardımanına uğradıklarını dile getiren Bilgin, Yunanistan'da geçen hafta gerçekleştirilen ''3 numara saç tıraşı'' sonrasında, 130 milyar avroluk kurtarma paketinin önündeki engelin kalktığını, ancak risk algılamasının ortadan kalkmadığını söyledi.

''Kötü günler için yığınak yapma politikası''

Bilgin, BDDK olarak düzenleme işlevinde bankacılık yapısını çok sıkmak istemediklerini, ekonominin rahat olduğu dönemlerde yığınak yapıp, kriz dönemlerinde o yığınağı kullanma anlayışı içinde olduklarını belirterek, ''BDDK'nın bugüne kadar temel stratejisi budur. Bugünlerde Avrupa'nın bankaları daha da sıkma politikası tehlikeli bir politikadır. Çünkü belki de zaman geçmiştir. Çok dengede gitmek zorundalar. Ama Allah'a şükür bizim yığınağımız yeterli konumda ve yolumuza devam ediyoruz'' dedi.

Bankacılık sektörüne ilişkin son rakamları paylaşan Bilgin, 48 banka sayısının Bank Audi'nin kuruluş iznini almasıyla ''48,5''a çıktığını, Türk bankacılılık sisteminde 10 bin 549 şubede 195 bin personelin bulunduğunu ve gelinen noktada 2001 yılındaki personel sayısının yakalandığını" kaydetti. Türk bankalarının yurt dışında 31 ülkede 57 iştirak ve 77 şubeyle faaliyetlerinin bulunduğunu da belirten Bilgin, toplam aktiflerin 1,2 trilyon liraya ulaştığını ifade etti.

Bilgin, 24 Şubat 2012 itibarıyla sektör aktiflerinde bir azalma olsa da bunun tamamen kurlardaki değişimlerden kaynaklandığını dile getirerek, kredilerin önceki yılın şubat ayına göre yüzde 26 artışla 677 milyar liraya çıktığını, kur ve parite etkisi arındırıldığında yıllık büyümenin yüzde 21,4 olduğunu söyledi.

2012 TAHMİNLERİ

Konuşmasında bankacılık sektörüne yönelik 2012 tahminlerine de yer veren Bilgin, banka aktiflerinin yüzde 20 büyüyeceğini, kredilerde yüzde 15-20 artış olacağını, mevduatın ise yüzde 10'ler düzeyinde artmasını beklediklerini belirtti. ''2012 yılı sonunda kredilerin takibe dönüşüm oranı bankaların karlılığını belirleyici temel unsur olacaktır. Şu anda bu oran yüzde 2,7'dir. Yani 100 liralık kredinin 2,7 lirası takiptedir. Bu oranın 2012 yılında bir miktar yükseleceğini tahmin ediyoruz'' diyen Bilgin, önümüzdeki dönemde müşteri odaklı anlayışın güçleneceğini, Anadolu'da şubeleşme yatırımlarının artacağını öngördüklerini dile getirdi. Bilgin, Bankalar Birliği bünyesinde kurulacak Risk Santrali'nin çek yasası sonrası şirketlere de önemli bir güvence getireceğini söyledi.

BASEL II sürecine de değinerek, bu süreci düşündükçe uykularının kaçtığını ifade eden Bilgin, yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile birlikte zor bir sürecin kendilerini beklediğini kaydetti.

KREDİ KULLANIMINDAKİ DEĞİŞİKLİK

Bireysel kredilerin toplam büyüklüğünün 225 milyar lira olduğunu kaydeden Bilgin, bu kredilerin türlerine göre dağılımda önceki dönemlere göre değişiklik olduğuna işaret etti. Bilgin, geçmişte ilk sıralarda yer alan kredi kartlarının, konut kredilerinin gerisine düştüğüne işaret ederek, bundan sonraki en fazla büyüme potansiyelinin KOBİ'ler ve konut kredilerinde olacağını, özellikle konut kredilerinde kentsel dönüşüm projeleriyle canlılık beklediklerini söyledi.

Küresel sermayenin Türk bankacılık sistemine olan ilgisinin de en önemli nedenlerinden birisinin konut alanından kaynaklandığını belirten Bilgin, konut kredilerinin dünyadaki birçok krizin temel sebebi olduğunu, bu konuda kurum olarak çok dikkatli olmak durumunda olduklarını ifade etti. Bilgin, bu konuda geçmişte yaptıkları düzenlemeyle 100 liralık konut alınıyorsa bunun 75'inin kredilendirilebileceği şartını getirdiklerini hatırlattı.

''Bankaların arkadan dolaşmasına izin vermiyoruz''

Bilgin, bu tedbire karşı bazı bankaların ''arkadan dolaşmaya çalıştığını'', ancak tespit ederek buna izin vermediklerini ifade ederek, ''Bizim işimiz bankaların peşinden onları izlemek. Onlar bir aksiyon aldı mı, biz icraya müdahale etmeliyiz. Takip ederiz, yanlış varsa uyarırız. Sözle ya da yazıyla. Sözle uyarı, bazen yazılı uyarıdan daha etkin olabilmekte'' dedi. Türkiye'de 19 milyon kişide 56 milyon adet kredi kartının bulunduğunu, bunların 27 milyonunun aktif olarak kullanıldığını, bir kişiye 1,8 kart düştüğünü belirten Bilgin, kredi kartına da hassasiyetle yaklaşımlarının sürdüğünü ifade etti.

''Kredi kartı düzenlemesi ABD'ye örnek oldu''

Bilgin, bu konuda 6 yıl önce çıkardıkları kanun olmasaydı bugün bu konuda bir krizin gündemde olabileceğini dile getirerek, ABD'de çıkarılan yasanın da Türkiye'deki yasaya göre hazırlandığını ifade etti. Türk halkının bankalardaki tasarrufunun 681 milyar lira olduğunu, bu konudaki yıllık artışın yüzde 6,6'da kaldığına işaret eden Bilgin, kredilerdeki yüzde 20'ye yakın artış göz önüne alındığında bir tasarruf eksiğinin gözlendiğini dile getirdi. Bilgin, bu ortamda bankaların yurt dışı fonlara yöneldiğini, bu kapsamdaki fonlardan sağlanan kaynağın 102 milyar dolara çıktığını belirtti.

KAR TRANSFERİ YOK

Bankaların karlılığının da ocak sonu itibariyle önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18 arttığına dikkati çeken Bilgin, şunları kaydetti: ''Bankalar 2011'de 20 milyar lira kar elde etti. Bu yıl da buna benzer bir rakam bekliyoruz. Bankalar kar elde etmek zorunda. Bunun boyutu ne olmalı, nasıl olmalı, onu ayrı analiz etmek gerekiyor. 4 senedir başkanı olduğum bu kurum, bu karı dağıttırmıyor.

Bunun yüzde 15-20'yi geçmeyen çok küçük bölümü temettü dağıtımları, ana sözleşmeden gelen dağıtımlar yapılıyor. Sermayeye ekletiyoruz. Bizim o yüzden sermaye yeterliliğimiz hala yüksek. Kar bizim için en önemli kaynak. Bu kar öz kaynaklara eklendiği zaman aktifte kredi olarak dönüyor. Buna yerli yabancı tüm bankalar dahildir. Yabancı bankaların da bu anlamda yurt dışına bir kar transferi de kesinlikle yoktur.''

BANKALARIN KOMİSYON ÜCRETLERİ

Tevfik Bilgin, komisyon ve ücretlerle ilgili de çok şikayetlerin bulunduğunu, bu konuda 2011 yılı sonunda ücret ve komisyon gelirlerinin 17 milyar liraya çıktığını, bankaların bu ücret ve komisyonları almasının normal olduğunu, bankacılığın maliyetli bir iş olduğunu belirtti. Tüm bankaların ana kalemler itibarıyla aldığı ücret ve komisyonların kurumun internet sitesinde yayınlandığını ifade eden Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir banka bir iş için 10 lira alırken diğer banka 50-60 lira alıyorsa bu ölçüyü kaçırmak demektir. Benim o bankayla çalışan müşterilere naçizane tavsiyem, o bankayla çalışmayıp öbür bankayla çalışmak yönündedir. Şeffaf bir piyasa.

Son dönemde alınan ücret ve komisyonların çeşitliliği artmış olabilir. Siz de ben de yaşıyorum. Cep telefonumuza gelen mesajlar, özellikle bireysel kredilerde sair pazarlama stratejileri... Bu konuda da bankalarımızla yakinen çalışıyoruz. Bazen yazılı olmayan sözlü uyarılarımız çok daha etkili olabilmekte. Buna emin olunuz. Bizim bankalarla bu anlamdaki ilişkilerimiz gayet seviyeli bir düzeyde. Örneğin son dönemde SMS'lerle ilgili bazı hususlar var. Bankalarımız cep telefonu şirketlerinden topluca SMS alıyor. Yüz bin, iki yüz bin tane. Topluca aldığı için maliyeti çok düşük. 2-3 kuruş. Eğer siz bu SMS'i müşteriye yollarken 25-30 kuruş alırsanız, bu bankacılık değil. Bu gibi hususların önündeki en önemli kurum da BDDK.''

Bilgin, bazı bankaların kredi kartlarıyla ilgili pazarlama hataları yaptığını, bu konuda geçmişe göre önemli mesafe alındığını, dile getirerek, şunları kaydetti: ''Türkiye'de hala bireysel borçlanmanın GSMH içindeki oranı Avrupa'dan çok düşük. Bankalar bu boşluğu doldurmak istiyor, bunu doldururken de geri ödeme kabiliyeti, bankacılığın her zamanki ihtiyatlılığının dikkate alınması lazım. Özellikle şubelerdeki bankacılarımız çok rahatsız. Genel müdürlük şube başına konut kredisi, kredi kartı hedefi koyup, bu hedefe göre prim, maaş, tayin düzenlemesi yapıyorsa şube de buna göre çalışıyor. Bana göre yanlış bir strateji. Çok uyarılarımız oldu, gerekirse farklı türde de uyarılarımız olur.''