BIST 9.395
DOLAR 34,60
EURO 36,65
ALTIN 2.903,39
HABER /  EKONOMİ

Bankacılığın 2010 yol haritası

Fortis Bank Türkiye İcra Kurulu Başkanı Yvan de Cock, 2010 yılına ilişkin sektörün genel fotoğrafını çekti.

Abone ol

Fortis Bank Türkiye İcra Kurulu Başkanı Yvan de Cock, 2010'un bankacılık sektörü için zor bir yıl olacağını ve ekonomik aktivitelerin yine belirli bir hızın üzerine çıkmayacağını bildirdi.

Cock, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009'u, sektörün genelinde olduğu gibi provizyonların yüksek olduğu, ancak kredi faiz oranlarındaki düşmeler nedeniyle bunun telafi edilebildiği bir yıl olarak geçtiğini ifade etti.

Fortis Grubunun yaşadığı çalkantıların ve belirsizliklerin 2008'e ait olduğunu belirten Cock, geçen yıl itibarıyla hem Belçika Devletinin hem de BNP Paribas'ın hisse alımıyla olumsuzlukların geride kaldığını, ancak çalkantılı ekonomik bir iklimin yaşandığı bir ortamda bankacılık sektörünün de tüm dünyada bu gelişmelerden etkilendiğini söyledi.

Ana sermayedarları Fortis Bank Belçika'nın elde ettiği karda Fortis Bank Türkiye'nin de katkısı olduğunun altını çizen Cock, ''Grup içindeki bazı ülkelerin performansı daha iyi, bazılarının daha kötüydü. Sermayedarların Fortis Bank Türkiye'de her zaman memnun olduklarını ve desteklerinin sürdüğünü söyleyebiliriz. Genel olarak Türkiye, tatminkar bir performans gösterdi'' şeklinde konuştu.

TEB ile birleşme konusuna ilişkin de Cock, bunun ne zaman sona ereceğine ilişkin bir yorum yapmak istemediğini ifade ederek, 2010 yılı beklentilerine ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

''2010, bankacılık sektörü için zor bir yıl olacak. Bunun iki ana nedeni var; ekonomik aktiviteler yine belirli bir hızın üzerine çıkmayacak. Dolayısıyla bankalar arasında pazar yapısında rekabetçilik çok büyük önem kazanacak. Geçen yılki karlılığın en büyük nedenlerinden biri, faiz oranlarındaki büyük düşüştü. Bu yıl böyle bir şeyin tekrarlanmasını beklemiyoruz. Dolayısıyla karlılıkta patlama yaratacak böyle bir etmen olmayacak.

Türkiye'ye geldiğimiz için bir an bile bir pişmanlık olmadı. 2005'te Türkiye'ye yatırım yapmamızın ana nedeni, ülkenin genç bir nüfusa, büyük bir potansiyele sahip olması ve bankacılık sisteminin de büyük bir potansiyel arz etmesiydi. Aynı nedenler bugün için de geçerli. Yatırım yapma kararlılığımızı koruyoruz. Yeni hissedarımız da aynı kararlılığı sonuna kadar destekliyor.''

Yvan de Cock, IMF ile olası anlaşmanın ekonomik aktivitenin hızlanmasına, büyümeye olumlu katkıda bulunacağını vurguladı.