Bana ne Amerika'dan!..
Amerika söz konusu olunca Nurlar içinde yatsın Erbakan hocanın "Biri hipnotize mi ediyor sizi Allah aşkına? Efendim, Amerika'nın hoşuna gitmezmiş… Bana ne Amerika'dan… Bana ne Amerika'dan" sözü aklıma gelir....Bugün bu noktayız.
Kızılderili kabile şefi şöyle sesleniyordu..
"Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar.
Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergiler alıyorlar.
Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar.
Toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor."
İşte bu sözleri Amerikan ordusuna karşı savaşan Kızılderili kabile şefi Oturan Boğa Amerikan WASP'ları için söylüyor…
(WASP Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan, beyaz ırktan olan AngloSaxon'larınHristıyanlık'ın Protestan mezhebine mensup olanlarına verilen isim.)
Şöyle bir bakalım…
KristofKolomb'un 1492'de Amerika'ya ayak basmasından 1886 yılına kadar geçen yaklaşık 400 yılda, 70 milyon Kızılderili katledilip soykırıma uğradı.
Amerika Kıtası'na ilk ayak bastığında dünya nüfusunun beşte biri olan Kızılderililerin sayısı bugün sadece birkaç milyon.
Topraklarını terk etmek zorunda kalan Kızılderililer“Rezervasyon(toplama kampı)”adı verilen, onlara ayrılmış bölgelere yerleştirdi.
İşte bu Amerika bizi soykırım ile suçluyor…
Ya siyahlara yaptıkları…
Amerikan toplumunu oluşturan gruplar arasında siyahların durumu diğerlerinden farklı.
Diğer gruplar, kıtaya kendi istekleriyle göç ederken, siyahlar zorla, köle olarak getirildi. 16. yüzyılda başlayan gemilerle köle ticareti 1808 yılına kadar sürdü.
“Tumberio”,yani “Ölü taşıyıcıları”adı takılan bu gemilerde tutulan kayıtlara göre, Afrika'dan sadece Amerika'ya ve Karayipler'e götürülen köleleştirilmiş insan sayısı 12 milyon 500 bin.
Bakın…
Martin Luther King; tüm yaşamını Amerika Birleşik Devletleri'nde siyahlara karşı ayrımcılığın sona ermesi için mücadele eden,tüm dünyada ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı simge haline gelen Amerikalı bir siyahi lider.
1963 yılında Washington'da büyük bir yürüyüş planladı.
Yürüyüş, siyahların içler acısı halini ve isteklerini ülkenin başkentinde ifade etmeleri için bir fırsattı. Washington tarihinde düzenlenen en büyük gösteri oldu.
Ve King, o gün Lincoln anıtı önünde yaptığı konuşmada "Bir hayalim var benim" diyerek Amerikan tarihinde yeni bir sayfa açtı.
"Bir hayalim var benim. Gün gelecek, bir zamanlar köle olanların evlatlarıyla yine bir zamanlar köle sahiplerinin evlatları, Georgia'nın kızıl tepelerinde, birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler. Bir hayalim var benim. Gün gelecek, dört büyük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerinin yapısına göre değerlendirilecekleri bir ülkede yaşayacaklar. "
Martın Luther King Amerika’yı Vietnam'ı bir sömürge haline getirmeye çalışmakla suçlarken, dünyanın en büyük şiddet uygulayıcısı olarak niteledi. Bir yıl sonra ise 3 Nisan 1968'de King, Memphis'te Mason Temple'da toplanan kalabalığa "Hiçbir şeyden endişelenmiyorum. Kimseden korkmuyorum. Gözlerim Tanrı'nın zaferini gördü!" diye seslendi.
Bu onun son konuşması oldu.
King, ertesi gün 4 Nisan 1968'de Memphis'te kaldığı otelin balkonunda silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdi.
Hani bir söz vardır...
”Dinime dahleden, bari Müslüman olsa”
İşte ABD gerçeği bu…
Katliam onlarda var…
Öldürmek onlarda var…
Köleleştirme onlarda var…
Sömürmek onlarda var…
Çalmak onlarda var…
İşgal onlarda var…
Rüşvet almak onlarda var…
Terörü desteklemek onlarda var…
Dünyanın her bir köşesinde sayısız darbe girişimi ve sebep oldukları milyonlarca ölümlerde onlar var…
Soykırım onlarda var…
Şu listeye iyice bakın…
Vietnam'da 4 milyon…
Kore'de 3 milyon…
Kamboçya ve Laos'ta 1 milyon…
Afganistan'da 1.5 milyon…
Irak'ta 1 milyon…
Hiroşima ve Nagazaki'de 350 bin…
Kızılderili 15 milyon…
Bu insanları kim katletti?
ABD...
Dünyaya en son insanlık dersi verecek olan bir devlet varsa başta ABD ardından Fransa'dır..
***
Sevgili okurlar..
ABD’nin bugün Türkiye üzerindeki oyununun ana nedeni,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı diz çöktürme ve devirme operasyonlarını ülkemiz içindeki işbirlikçileri ile kurduğu bütün oyunlara, bütün kumpaslara rağmen hayata geçirememesidir…
Çıldırmasıdır…
İntikam peşinde koşmasıdır…
Bütün planlarının Erdoğan tarafından altüst edilmesidir…
BM zirvesinde yüzlerine karşı ilk kez bir dünya lideri tarafından “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” diye haykırılmasını hazmedememeleridir…
Emperyalizme karşı değişen dünya düzeninde Türkiye’nin lider olarak yerini almasını sağlayan bir lider gerçeği ile karşı karşıya kalmalarıdır...
Kıbrıs’ta…
Ortadoğu’da…
Balkanlar’da…
Kafkaslarda
“BEN DE VARIM” demesidir…
Barış Pınarı Harekatı’nın tüm engellemelere rağmen başarı ile hayata geçirilmesi, dünya kamuoyunda “Erdoğan ABD’yi yendi” mesajının ortaya çıkmasıdır…
İlk kez böylesine güçlü bir şekilde “TÜRK BİRLİĞİ” mesajını vermesidir, Atilla’nın torunlarının Macarların bile desteğini almasıdır…
İşte ABD’nin son olarak küstah sözde Ermeni soykırımı kararı ve yaptırımlarının arkasındaki gerçek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi "İNTİKAM" araylışıdır..
Türkiye’nin yükselişidir…
Türkiye’nin dik duruşudur…
İşin en acısı;
Bu ülkede uzun yıllar “KAHROLSUN AMERİKA” diye yollara düşenlerin, bugün Tayyip Erdoğan’ı devirmesi için “YAŞASIN AMERİKA” ihaneti içine girmesidir…
Hatta CHP’li Milletvekili Bülent Tezcan’ın Tekirdağ meydanında “Recep Tayyip Erdoğan faşist diktatördür” diye küstahça nara atmasıdır...
Sultan Aziz'in hüsn-i hat çalışmasında der ki;
"Selâmetü'l-insân fî hıfzi'l-lisân."
(İnsanın selameti dilini muhafaza etmesindedir.)
İşte bugün siyaset için devlet adamlarına saldıran anlayışların ne ülkelerinin ve kendilerinin selameti diye bir dertleri yok!..
Ve ne yazık ki bugün bu ülkede ABD'nin Türkiye'yi çökertmesi için dört gözle bekleyen hainler, işbirlikçiler cirit atıyor içimizde...
PYD/PKK ya terör örgütü diyemeyenler, Türkler Ermeni Soykırımı yaptı diyenler bunları yaşadık hala yaşıyoruz..
Ama şunu unutuyorlar!..
Üstat Necip Fazıl’ın sözü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözüdür..
Ne diyor üstat;
“Uğruna ölmekse seni yaşamak…
Bin kere ölürüm de adına leke sürdürmem…
Gururdur, namustur, bayrak ve sancak…
Aksa da kanım zalimi güldürmem!..”
Allah rahmet eylesin nurlar içinde yatsın Necmettin Erbakan hoca TBMM'de yapmış olduğu bir konuşmada Amerikancı politikayı benimseyen dönemin hükümetine bakın ne söylüyordu;
"Vay canına ya,
biri hipnotize mi ediyor sizi Allah aşkına?
Efendim, Amerika'nın hoşuna gitmezmiş…
Bana ne Amerika'dan…
Bana ne Amerika'dan!
Amerika mı bizi yönetecek?"
Recep Tayyip Erdoğan bugün aynısını söylüyor..
BANA NE AMERİKA’DAN
BİZ TÜRKİYE’YİZ!..