BIST 9.368
DOLAR 34,58
EURO 36,24
ALTIN 2.989,00
HABER /  GÜNCEL

Bana bir masal anlat baba

Amerika’da sekiz aylık basketbol sezonunun yarısını, babalarını göremeden geçiren Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur’un minik evlatları, masal dinlemeye bile hasret kalıyor.

Abone ol

Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur, Türk Basketbolu’nun NBA’deki gururları, her ikisi de yıllardır NBA’de başarıdan başarıya koşuyor. Mehmet Okur, NBA’de şampiyonluk dahi yaşadı ve Türk basketbol tarihine, “NBA’de şampiyonluk yaşamış ilk Türk oyuncu” olarak adını altın harflerle yazdırdı. Hidayet ise final oynamış bir oyuncu. Ancak, takımı Orlando Magic’in şampiyonluğu kılpayı kaçırmasıyla, bu apoletten son anda mahrum kaldı. Her ikisi de uzun yıllardır Türk Milli Basketbol Takımı’nda Ay-Yıldızlı formayı giyiyor. Ortak hedefleri ise Ay-Yıldızlı forma ile Avrupa, hatta dünya şampiyonluğu yaşamak.

BAŞARININ ARDINDA AİLE VAR

MEMO, Hido denince, hep basketbol, dolayısıyla da en çok NBA yaşamları konuşuluyor. Oysa onların bir de, aile yaşantıları var. Her ikisi de artık “Evli ve çocuklu.”  Aile yaşantısını çok seviyor ve başarılarının perde arkasındaki tetikleyicinin “Mutlu aile yaşantıları” olduğunu ifade ediyorlar. Ortak yanları da birer kız evlat sahibi olmaları, Memo’nun Melisa’sı ve Yiğit Mehmet’i, Hido’nun Ela’sı var. Her ikisi de yoğun basketbol programından fırsat buldukça, evlerine kaçıyorlar. Eşleri ve çocuklarıyla, hasret gideriyorlar.

HİDO, MİNİK ELA’SINI ÖZLÜYOR

HİDAYET ve Banu Türkoğlu’nun kızları Ela’nın yaşını doldurmasına daha zaman var. Hidayet, NBA maçları-antrenmanlar derken, küçük kızına hasret kalıyor. Bir kaç saatlik izinlerle, eve gidip hasret gidermek yetmiyor. ilkbahar sonuna doğru dünyaya gelen Ela’yı, NBA trafiğinde doğru dürüst göremeyen Hido, milli takımın Avrupa Şampiyonası programından önce çıktığı kısa süreli tatilde, bebeği ile hasret gidermiş. Sonra ver elini kamplar, eylül ayında Avrupa Şampiyonası için, Polonya’da milli takım formasını giyerken, minik kızının hasretine dayanamamış. Eşi Banu da Ela’yı kucağına aldığı gibi, Polonya’ya uçmuş. Baba-kız maçlardan sonra hasret gidermişler. Bu yıl Hido yeni transfer olduğu Toronto Raptors ile yollara düşerken Ela’nın yüzünü yine zor görüyor. Toronto’nun evinde yaptığı maçlarda, boş zamanlarını Hido hep eşi ve kızı ile geçiriyor. Ela ile oyunlar oynuyor. Zaten, Hido demek; ailesi demek. Hidayet çektiği aile özlemini şu cümlelerle anlatıyor: “NBA ve Milli Takım programlarından dolayı, eşim Banu ve kızım Ela’yı çok az görüyorum ve bu nedenle çok özlüyorum. Bu yıl da, 2010 Dünya şampiyonası var. Özlemim daha da artacak ama Ay-Yıldızlı, formamı da şimdiden özledim. Tek dileğim, dünya şampiyonasında final oynamak. Belki mucize ama hayalimde hep dünya şampiyonluğu yatıyor. Eşim Banu, ben maça giderken her defasında, benim için dua eder ve öperek maça yollar. Türkiye’deki dünya şampiyonasında, Banu’nun ve Türk milletinin dualarına çok ihtiyacım olacak. O dualar bana güç verecek.”

OKUR MELİSA’SIZ YAPAMIYOR

MEHMET Okur’un, NBA’deki maçlarında en dikkat çeken yanı, serbest atış kullanmadan önce, tribüne bakarak parmaklarını öpmesi. İşin sırrı ise ailesinde. Baş ve işaret parmakları arasında bir dövme var. “Y” ve “M” harflerinden oluşuyor. Yani eşi “Yeliz” ve kızı “Melisa”nın isminin baş harfleri... Şimdi aileye yeni biri daha katıldı. 4 gün önce, erken doğumla dünyaya gelen oğlu Yiğit Mehmet’e, “Hoşgeldin” dediler. Dövmedeki harfler, ona da uyuyor. Serbest atışlardan önce, o öpücüğün anlamı ne? Memo’nun ağzından dinleyelim: “O dövmeyi öperek atış kullanmanın, bana uğur getirdiğine inanıyorum. Böylece serbest atışlarda çemberi kolay buluyorum. Faulleri kolay kolay kaçırmıyorum. Bence tılsımı, ailemi temsil eden bu dövmede.”

Çocuklar ikilendi eve kapandı

AİLEYE yeni katılan Yiğit Mehmet’le birlikte çocuklar ikilenince, adeta evden ayrılmak istemeyen Memo’nun, bu boş anlarıyla ilgili değerlendirmeyi eşi Yeliz şu güzel sözlerle yapıyor: “Takım, o maçı Utah’ta oynayacaksa, oyuncuların birazcık zamanları oluyor. Arkadaşları aileleriyle de zaman geçiriyor, bazen dışarıya çıkarak ve gezerek de kendilerine zaman ayırıyor. Memo bunu hiç yapmıyor. Tüm zamanlarını bizimle geçiriyor. Bu da bize ilaç gibi geliyor. Onunla beraber olduğumuz, o küçük anları en iyi şekilde değerlendirerek, hiç bitmeyen özlemlerimizi, birazcık da olsa dindirmeye çalışıyoruz. NBA’de sezon 8 ay. Biz 4 ay kadar Mehmet’i göremiyoruz. Bazen deplasmanlar peş peşe geliyor. 5-10 gün kadar, yüzüne hasret kalıyoruz. Bu da özlemimizi doruğa çıkarıyor.”