İsmi Uğur Koşar... Kendisini Teatral terapi ve Nur terapisi uzmanı olarak tanıtıyor. Onunla bir görüşmenin fiyatı 450 lira...
Abone olKimine göre dini kullanıyor, kimileri için yıllardır çözüm bulamadığı sorunların ilacı. Hangisi olursa olsun o bir fenomen: Kitapları 600 bin sattı, şu anda D&R’ın listesindeki ilk beş kitaptan üçü onun.
"Bana Allah Yeter" kitabıyla da zirveye çıkan Uğur Koşar, özel terapilerden de para basıyor. Kendi deyimiyle 900 lira olan özel seans ücretini şöhret olunca 450 liraya indirmiş.
Teatral terapi ve Nur terapisi ile şöhret olan Uğur Koşar'ın Facebook’ta 135 bin takipçisi var, terapi seanslarına üç ay sonraya rendevu veriyor. Şöhretini duyan Hürriyet Gazetesi yazarı Savaş Özbey de merak edip Koşar ile görüşmeye gitmiş.
İşte o görüşmeden ilginç notlar;
NUR TERAPİSİ FİYASKOYLA BİTİYOR Görüşme sırasında Uğur Koşar, Hürriyet Gazetesi yazarı üzerinde 'Nur terapisini' uygulamış. Ama sonuç tam bir fiyasko. Yazar ile Koşar arasındaki terapi diyaloğu şöyle; Peki nur terapisi nedir? - O da yemeğin üstüne pastası gibi. Bu kısımda şu önemli: Tefekkür. Yani olan her şeyin Allah’ın izniyle olduğuna şahit olmak... Benliği bıraktırıyoruz. Bunu yaşatmak isterim size. “Ben oturuyorum” diyoruz değil mi? Evet. - Sen de söyle... Ben oturuyorum. - Sanki kendi irademle oturuyorum gibi oluyor. Birazdan üstümüze yük gelecek, kasıldığını hissedersin, nefesin daralır. Peki bir de şunu söyleyelim: “Allah’ın izniyle emanet beden oturuyor...” Allah’ın izniyle emanet beden oturuyor. - Neye döndü? Allah’ın iradesine döndü. Hiçbir benlik yok ortada. Tekrar “Ben oturuyorum”a dönelim. Ben oturuyorum. - Kasılmaya başlarsın. Hissedebiliyor musun? (Hiçbir şey hissetmediğimi suratımdan anlayınca, aynı işlemi bu kez “Ben yürüyorum / Allah emanet bedeni yürütüyor”la devam ettiriyor. Kalkıyoruz, yürüyoruz odanın içinde. Ama bende tık yok. Ne ferahlama ne daralma. Son olarak zihnimi bloklamayı deniyoruz: “Allah’ın izniyle emanet beden düşünüyor”... Bunu deyince zihne kal gelmesi ve düşünememem lazımmış. “Düşünemiyorsun değil mi?” diye soruyor. Benim ‘şeytani’ zekâm durmadığı gibi, sürekli adamın beni kandırmaya çalıştığını söylüyor. |
Nasıl bir şey bestseller olmak?
- Zaten ilk kitabımın adı üzerinde: ‘Allah De Ötesini Bırak’... Biz Allah dedik ötesini bıraktık. Kitapları herkes birbirine tavsiye ediyor. Bu, parayla, reklamla olacak şey değil.
BAŞBAKAN'IN DANIŞMANI DA GELİYOR
Yazarlığınız dışında danışmanlık da veriyorsunuz ve iki temel tekniğiniz var: Teatral terapi ve nur terapisi. Nedir bunlar?
- Teatral terapi çok şükür bir ilim. Psikolojiyi bozan nedir?
Nedir?
- Zihin. “Bak sen aldatıldın” diyor, “Hakkını aldı” diyor, “Kaynana” diyor, “Görümce” diyor... Altüst etmeye çalışıyor. Bu odayı danışanıma kafamızın içi olarak betimlettiriyorum. Dışarıdaki bir arkadaşım zihin oluyor. Oradan okuyor: “Sen mutsuzsun, bak yalnızsın...” O sırada kapıyı ittirtiyorum danışana. İttikçe zihin dışarıda kalıyor. Zihne bir mesaj veriyorsun kal geliyor. Başbakan’ın tercümanı da geliyor bana. Kısmetse Başbakan’a zihin kontrolü... Yani her yerden insanlar bizi çağırıyor.
BAŞBAKAN'A DA TERAPİ YAPACAĞIM
Başbakan’a da mı bu hizmetten vereceksiniz?
- Bir teklif var. Geçen tercümanı geldi. Panik atakla ilgili terapi yaptık.
Tayyip Erdoğan’dan bahsediyoruz değil mi?
- Evet, evet. Yani işin o kısmını kullanmak istemem ama şunu demek istiyorum: Bu bir ilim.
PANİK ATAĞI TEDAVİ ETTİĞİNİ İDDİA EDİYOR
“Depresyondan korkma! Onu kucakla, onu sarmala ve ona karşı asla ilaç kullanma!” diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?
- İlaç kullanmayın demiyorum orada. Depresyon aydınlanmanın habercisidir diyorum. Depresyon ve panik atak için ilaca gerek yok.
Tek seansta panik atağı, depresyonu tedavi ettiğinizi iddia ediyorsunuz. Bu bilimin, tıbbın alanına girmek olmuyor mu?
- Biz bunların eğitimini zaten aldık. Bunu çok yansıtmıyorum ben. İletişim mezunuyum. Ama ben aşk yolundayım. Bir Mevlana’ya, “Sen necisin?” denmez. Biz insanı, hayatı okuduk. Eğitim, kişisel gelişimler, NLP’si, Kuantum’u, yaşam koçluğu, hepimiz buralardan geçmedik mi?
SEYİT SOYUNDAN OLDUĞU İDDİASINDA
Dini eğitiminiz var mı?
- Seyit soyundan gelen enerjinin dışında, kendimi fıkıh olarak çok geliştirdim tabii... Ama okuyarak anladığım...
Nasıl başladı bunlar hayatınızda? Normalde ne iş yapıyordunuz?
- Ben daha önce bilgisayarlarla uğraşıyordum. Bilgisayar donanımı üzerine. 93’lerde...
Kaç yaşındasınız bu arada?
- 40 yaşındayım. Ama çocukluğumdan beri hep o vardı bende. Hep bu tefekkür hali. Aslına bakarsan biz efendimizin (Hazreti Muhammed’i kastediyor) soyundan geliyoruz. Geylani soyundan geliyoruz.
BİR SEANSIN ÜCRETİ 450 LİRA
Bir makalenizde psikologları ruh ticareti, diyetisyenleri beden ticareti yapmakla suçluyorsunuz. Ama pek çok insan da sizin gibi insanların başkalarına tuzak kurduğunu düşünüyor...
- Genellemek istemem. Üç-beş tane bu işi güzel yapan insan var. Benim kızdığım nokta insanları ilaçla uyuşturmak. Panik atağa şu ilaç, depresyona bu ilaç... Bu değildir terapi. Kapıdan çıktıktan sonra sorunla tekrar baş başayım. Benim insanım zaten maddi sıkıntı yaşıyor. Bir daha git-gel yaptırma.
Siz ücretsiz yapıyorsunuz herhalde.
- Bakın işin ticaretini yapsam, günde dört terapi yapmam. 50 tane yaparım. Artı; benim rakamım 900’ken, ünlü olunca 450’ye düşürdüm. Bana danışanlarım “Bu kadarcık mı alıyorsunuz?” diyorlar.