HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Güneydoğu'da sokağa çıkma yasağına neden olan hendekleri savundu. Baluken'in iddiasına göre hendekler halkın kendini savunma aracı!
Abone olOrtadoğu'daki gelişmeler ve Suriye'deki iç savaşın geldiği nokta Türkiye içinde Kürt sorunun temel çözüm dinamiklerini son 6 ayda alt üst etti.
Son iki yılda çözüm ve diyalog ekseninde tartışılan Kürt sorunu bugün öz yönetim ilanları, hendekler ve çatışmalarla gündemde. Sorunun muhataplarından biri HDP. HDP’de çözüm masasının aktif olduğu dönemde Hükümet-İmralı-Kandil üçgeninde temas trafiğini yürüten isimlerden Grup Başkanvekili İdris Baluken, hendeklerin “sonuç” olduğunu ileri sürdü.
Baluken, “Burada hendekler kazıldığı için bir güvenlik tedbiri hayata geçmiş değil. Güvenlik konsepti hayata geçtiği için hendekler kazılmıştır” dedi.
Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan Baluken’e göre Türkiye, Abdullah Öcalan’ın yeniden devreye girmesini sağlamalı, Suriye politikasını değiştirmeli ve Suriye'de kendi ifadesiyle 'Kürtlere düşmanlığı' bırakmalı.
GÜVENLİK ÖNLEMLERİNİ KATLİAM OLARAK NİTELENDİRDİ
Şu anda Kürt illerinin tamamında biz sivil halka yönelik hukuksuz bir katliam girişimi olduğunu düşünüyoruz. Bu sokağa çıkma yasaklarının tamamı Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasasına ve yasalarına aykırı. Bunlar 5442 sayılı İl Özel İdare yasasının bir bendine dayandırılarak yürütülüyor. Bir kentte yaşayan tüm insanlar adeta hükümet ve devlet tarafından cezalandırılmak isteniyor. Bunu tesadüfi bir durum olarak değerlendirmiyoruz. Bu bir konseptin parçası. Yerleşim alanlarını tamamen boşaltma, ciddi yönelimlerle, ağır silahlarla yapılan müdahalelerle halkın iradesini kırma politikası devrede. Son derece tehlikeli sonuçlara doğru sürüklendiğimizi düşünüyoruz. Bölgeden gelen ölüm haberleri son derece vahim bir tabloya doğru gittiğimizi gösteriyor. Bu şekilde devam ederse ülkenin sürükleneceği uçurumdan düşeceği bir dönemi yaşayabiliriz.
HENDEKLER NEDEN KAZILDI?
Hendekler sonuçtur. Bu kadar kapsamlı askeri operasyonlarla birlikte, binlerce tutuklamaya yol açacak siyasi soykırım operasyonları başlatıldı. Hemen hemen her şehirde insanların tutuklandığı operasyonlar oldu. Halka yönelik ağır saldırılar geliştirildi. Halk bu saldırılar karşısında kendisini koruma refleksine girdi. “7 Haziran’da ben bir irade ortaya koydum ama bu irade tanınmadı. Meclis’in kapısına kilit vuruldu, Meclis çalıştırılmadı. Tekrar benim iradem dışında seçim kararı alındı. Siyasetin çözüm alanı kapatıldı” değerlendirmesi yapıldı halk tarafından. Tüm bunların üzerine de “Bana karşı büyük bir saldırı başlatıldı, benim kendimi bir şekilde korumam gerekir” refleksi geliştirildi halk tarafından.
HENDEKLER HALK TARAFINDAN MI KAZILDI?
Bu gidip görülebilir. Orada bazı gençlik yapılanmaları, örgütlülük de var ama çoğu hendeğin başında duran 70 yaşındaki insanı getirip YDG-H üyesi olarak kimse gösteremez.
Kendisini saldırılardan korumaya çalışıyor, bu kadar nettir. Hendek dünya siyaset, savaş tarihinde de bir savunma aracı olarak ortaya çıkmıştır. Hendek kazan insan saldırmaz. Bir yerde hendek kazılmışsa orada ciddi bir saldırı var demektir. O saldırı karşısında da kendisini savunmasız hisseden bir halk gerçekliği var demektir.
Baluken, "PKK ağır silahlarla güvenlik güçlerine karşılık veriyor" hatırlatması üzerine ise şunları söyledi:
"Bakın, iyi anlaşılsın diye biraz detaylandırayım. Çözüm süreci devam ederken de Lice’de, Cizre’de bu hendekler meselesi sorun oldu. Biz heyet olarak Kandil ile İmralı ile Ankara ile yapmış olduğumuz toplantılarda iki güvence üzerinden hendek meselesini bir günde çözdük. Birincisi devlet o gençleri katletmeyecekti, ikincisi o mahalledekilerin hepsini tutuklamayacaktı. Biz bu güvencelerle gittiğimizde bir günde hendekler kapandı. Ancak hendekler kapandıktan sonra bir günde 6 genci katlettiler. Bizim söz verdiğimiz o gençleri burada bize söz verenler talimatlarıyla katlettirdiler. O mahallelerde anında tutuklamalar yaptırdılar. Şimdi AKP meseleyi hendek üzerinden farklı bir yere çekmek istiyor ama hendeklerin nasıl kapanacağını çok iyi biliyor. O hendeklerin kapanmasıyla ilgili verdiği sözü yerine getirmeyen, bugün de o arayışta olmayan kendisidir. AKP’nin hendek kapatma gibi bir niyeti yoktur. Hendeği açan AKP zihniyetinin ta kendisidir. Bugün de o saldırgan tavırlar olmasaydı, katliam politikaları, halka yönelik düşmanca tutum olmasaydı o hendekler olmayacaktı. Kaldı ki şu hiç gündemleşmedi; hendeğe bu kadar karşı olduğunu söyleyen AKP Kürtlerin arasına son iki üç yılda yüzlerce kilometre hendek kazdı. Bunu görmüyor mu? Rojava sınırına, Güney sınırına hendek kazıldı, duvarlar ördü. Bunlar kimse tarafından ciddi bir sorun olarak görülmüyor. Saldırdığın mahalledeki gençler, “Kendimizi güvencede hissetmiyoruz, o yüzden bunu yapmak zorunda kalıyoruz” dediği zaman onun etrafında fırtına koparılıyor. Bu çok samimiyetsiz bir yaklaşım."
BU KADAR AĞIR SİLAHLAR ŞEHİRLERE NASIL İNDİ?
Ortadoğu coğrafyasında bir meseleyi silahla ele almak istediğiniz zaman silaha ulaşmanız problem olmuyor. Bu Türkiye için de Suriye için de Irak için de böyledir. Bu böyle çok üzerinde düşünülmesi gereken çok farklı bir şey değil bence.
SİLAHLI KİŞİLER DE Mİ HALK?
Orada örgütlü bir gençlik yapısının olduğu kesin zaten. Onlar da bunu saklamıyorlar. YDG-H üzerinden bir örgütlülük olduğunu ve saldırılara karşı direniş içinde olduklarını söylüyorlar zaten. Ancak ben şunu söylemeye çalışıyorum, eğer demokratik siyasi çözümü esas almışsanız orada silahların devreye girmesini engelleyecek şekilde onu hızla çözüme götürmelisiniz. Eğer siyasi çözümden geri atıp silahla bastırma yöntemini seçerseniz yaşadığınız coğrafya maalesef ki silaha en rahat ulaşılan bir coğrafya.
SURİYE'DE ÇÖZÜM OLMADAN ÇÖZÜM MASASINA GERİ DÖNÜLEBİLİR Mİ?
Olması gerekir. Bu Türkiye’nin yanlış Suriye politikasından dolayı böyledir. Türkiye, Suriye’de Kürtlere karşı olan düşmanlığı bir kenara bırakırsa, PYD’ye karşı IŞİD ile iş tutma saçmalığını bir kenara bırakırsa, statüye düşmanlık yaklaşımını bir kenara bırakırsa bu Türkiye’deki çözüm sürecinin tekrar hızla canlanmasını ve Suriye’deki kaotik sürecin de hızla çözüme kavuşmasını sağlayabilir.
>