BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  GÜNCEL

Baluken'den bomba provokasyon açıklaması!

HDP Grup Başkan vekili ve İmralı heyetinden İdris Baluken internethaber.com'un sorularını yanıtladı.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA 

HDP'nin seçim beyannamesinin demokratik bir Türkiye'nin inşa edilmesinde çok büyük öneme sahip olduğunu belirten İdris Baluken, beyannamenin tam anlamıyla bir demokrasi reçetesi olduğunu söyledi. 

Baluken, internethaber.com'dan Nesrin Yılmaz'a yağtığı açıklamada, seçim öncesi yapılan provokasyonlara dikkat çekerek, bundan sonrası içinde provokasyon yapılacağı bilgisinin kendilerine ulaştığını söyledi. "Irak sınırında Roboski'ye yakın köylerde çok büyük bir askeri hareketlilik var" diyen Baluken, AK Parti'nin çözüm sürecini seçim sürecine kurban ettiğini ve bunun da faturasının AK Parti'ye ağır olacağını dile getirdi.

Baluken'in açıklamaları şöyle:

-Dün seçim beyannamenizi açıkladınız, oldukça ses getiren vaatlerle doluydu, siz nasıl değerlendirirsiniz beyannamenizi?

 TAM ANLAMIYLA BİR DEMOKRASİ REÇETESİ

Özellikle HDP'nin seçim beyannamesi demokratik bir Türkiye'nin nasıl inşa edilebileceğine dair gerçekçi çözüm önerilerini barındırıyor, HDP, tam anlamıyla bir demokrasi reçetesi sunmuş oldu. Bütün başlıklar Türkiye'nin mevcut sorunlarıyla ilgili çok detaylı araştırmalardan sonra belirlendi ve onlara yönelik çözüm önerileri yine çok titiz çalışmalarla ortaya kondu. Kadın, gençlik, çocuk, halklar ve inançların demokrasi sorunu, çalışma alanı, emek alanı, sosyal yaşamla ilgili alanlar, ekolojik duyarlılık, bütün bu belirtilen hususlarda ortaya konan çözüm önerilerinin Türkiye'nin önünü açtığını düşünüyoruz.

DEMOKRASİ ÇITASINI YUKARI TAŞIDIK

Bu, salt seçim sonucu üzerinden değerlendirilecek bir husu da değil. Bundan sonra Türkiye'deki bütün siyasi partiler için bizce demokrasi çıtası HDP'nin beyannamesi ile yukarılara taşınmış oldu. Tüm siyasi partiler bundan sonraki çalışmalarında belirleyeceği politikalarda Türkiye halklarına gerçekçi çözümler üretmek için baz alacakları bir yeni referansa sahip oldular. Dolayısıyla önümüzdeki 50 günlük süre içerisinde biz bu beyannamedki mevcut çözüm önerilerimizi tüm halkımıza doğru bir şekilde aktarabilirsek, ben bunun seçim sonrasında Türkiye siyasetinde yepyeni bir sayfa açacağı kanaatindeyim.

-Başbakan Davutoğlu dün katıldığı bir televizyon proğramında partinizi Gülen cemaatiyle işbirliği içinde olmakla suçladı, ne söyleyeceksiniz? 

PARALEL YAPIYLA İLGİLİ EN SON DEĞERLENDİRME YAPACAK KİŞİ

Keşke Sayın Davutoğlu beyanname ile ilgili düşüncelerini, HDP'nin ortaya koyduğu çözüm önerilerini ve bu konuda AK Parti'nin çözüm perspektifinden uzak yaklaşımını değerlendirmiş olsaydı. Paralel yapıyla ilgili değerlendirme yapacak en son kişi Sayın Başbakan ve AKP hükümetidir. Çünkü, "Ne istediler de vermedik" diyen bir hükümetler karşı karşıyayız, parsel parsel Başkentin peşkeş çekildiğini itiraf eden bir anlayışla karşı karşıyayız, 12 yıl boyunca kol kola bütün toplumsal kesimleri sindirmek için adeta sokak ortası terör boyutuna varan uygulamaları yapan bir anlayışla karşı karşıyayız. Ve bütün bu uygulamalardan en fazla nasibini alan siyasi gelenek de şu anda HDP'nin içerisinde bulunan Kürt siyasi hareketi ve Türkiyenin demokrasi güçleri oldu.

BAŞTA HDP OLMAK ÜZERE ÖZÜR DİLEMELİ

Dolayısıyla bu konuda hükümetin eğer paralel yapıyla gerçekten bir yol ayrımı durumu söz konusuysa önce bir kendi pratiği ile yüzleşmesi ve başta HDP olmak üzere bütün bu toplumsal kesimlerden özür dilemesi gerekirdi. Çünkü bizim siyasi geleneğimizdeki seçilmiş insanlarımızın, milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın, belediye il genel meclis üyelerimizin dahil olduğu 10 bine yakın arkadaşımız hükümet ve bu paralel yapı ittifakı neticesinde siyaset yapma hakkından alıkonulmuşlardı, cezaevine atılmışlardı. Ben, Başbakan'ın açıklamasını özrü kabahatinden büyük bir açıklama olarak değerlendiriyorum. Aslında çok fazla ciddiye alınacak bir yanı da yok.

-Selahattin Demirtaş seçim öncesi provokasyonlara dikkat çekmişti, Roboski'de katırların öldürülmesi, Ağrı'da yaşananlar, seçim öncesi başka provokasyon olacağına dair endişe taşıyor musunuz?

ROBOSKİ'YE YAKIN KÖYLERDE ASKERİ HAREKETLİLİK VAR

Evet, kesinlike taşıyoruz. Şu an itibariyle Irak sınırında Roboski'ye yakın köylerde çok büyük bir askeri hareketlilik var, sınır boylarında, daha önce askerin hiç gitmediği yerlerde pusulama faaliyetleri var. Deyim yerindeyse Ağrı'daki mevcut durumu çok aşan bir provokasyon arayışı devam ediyor. Bu hem çözüm sürecine, hem Türkiye'nin toplumsal barışına, demokratik geleceğine yönelik adeta bir kendi altına dinamit yerleştirme işidir. Bu provokasyonel tutumların özellikle seçim sürecine denk getirilmiş olması en azından bütün kamuoyu tarafından neyi hedeflediği itibariyle bence tartışılmış ve bu yönüyle teşhir edilmiştir. Dolayısıyla teşhir olunan bir yöntem üzerinden AKP'nin bu arayışlarda ısrar etmesi sadece toplumsal barışı ve mevcut demokratik zemini berhava etme dışında hiçbir işe yaramayacaktır.

PROVOKASYON OLACAĞINA DAİR BİZE YANSIYAN BİLGİLER VAR

Önümüzdeki günlerde de bu tarz provokasyonların bölge genelinde devreye konabileceğine dair hem kaygılarımız kuşkularımız hem de bize yansıyan bazı bilgiler var. Hükümet şu anda hükümet olduğunu unutmuş durumda. Yani, Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut hükümeti pozisyonunu bir kenara bırakmış, bir siyasi partinin seçim çalışmalarına, daha doğrusu bir tek kişinin Başkan olmasına endekslenmiş bir pratik ortaya koyuyor, bu çok tehlikeli bir yaklaşım. Seçim dönemlerinde mevcut hükümetler bir yönüyle mensup oldukları siyasi partilerin bazı seçim çalışmalarını organize edebilirler, katuılabilirler, o yönlü bir faaliyet içerisinde olabilirler ama asıl büyük enerjileri yine ülkenin yönetimiyle ilgili mevcut sorunların çözümüyle ilgili bir arayış içerisinde olur. AKP hükümeti umarım bu yanlıştan vazgeçer, hükümet olduğunu kendilerine hatırlatmak gerekir sanırım.

-HDP barajı geçer mi tartışmalarını sanırım geride bıraktık, aklınızda bir oy oranı var mı?

SANDIK BAŞINDA HER TÜRLÜ HİLE OLABİLİR

Şunu ifade edeyim; karşımızda her şeyi göze almış, bu konuda her türlü çılgınlığı yapabilen bir AKP hükümeti var. Ülkenin demokratik geleceğini ve toplumsal barışını bile bu konuda feda edebileceğini göstermiş olan bir anlayışla seçim sürecine giriyor. Dolayısıyla bu anlayış, son saniyeye kadar sandık başında her türlü hile, her türlü oyun ve sonucu değiştirmeye yönelik manipülasyonlara kesinlikle başvuracaktır.

ŞU ANDA BARAJ SORUNUMUZ YOK AMA...

Sandığa giden seçmen sayısı itibariyle bizim şu anda baraj sorunumuz yoktur. Ancak AKP'nin hileleriyle net olarak başa çıkmamız için bizim net olarak barajın en az 3-4 puan üstünde bir oy oranını yakalamamız gerekir. Bu şekilde sandıkla ilgili bu oyunları boşa çıkarabiliriz. Dolayısıyla bizim şu andaki hedefimiz asla yüzde 10 bandına yaklaşıp onu geçmek değil, onun en az 3-4 puan ötesine çıkıp, olası bir takım manüpilasyonlara karşı almış olduğumuz tedbirlerin dışında bu şekilde garantici bir yöntem kullanmaktır.

-AK Parti'nin seçim beyannamesinde çözüm sürecine ilişkin bir açıklama yoktu, Başbakan bu sayfaların matbaaya giderken yolda düştüğünü söyledi, siz heyetteki bir milletvekili olarak, bu konuda çözüm süreci açısından ne düşünüyorsunuz?

HALKLARIN VİCDANINA HAVALE EDİYORUM

Ben bunu Türkiye halklarının vicdanına havale ediyorum, çok ciddiyetsiz bir yaklaşım. Düşünün ki 40 yıllık çatışmalı bir süreci tamamen devreden çıkarma, bitirme aşamasına gelmişiz, atılacak birkaç pratik adımla KCK Türkiye Cumhuriyeti içerisinde silahlı mücadelenin bittiğini ilan edecek kongre toplamaya hazır olduğunu ifade ediyor. Tam da bu noktada AKP hükümetinin samimiyetsiz, ciddiyetsiz seçim endeksli yaklaşımları ortaya çıkıyor. Hele hele bu son seçim beyannamesinde çözüm süreci ile ilgili olarak tek bir cümlenin geçmemiş olmasının kendisi zaten büyük bir ciddiyetsizlikti ama Sayın Başbakan'ın devlet ciddiyetiyle asla bağdaşmayan, toplumun zeka seviyesiyle adeta dalga geçer şekilde yapmış olduğu açıklamada bu ciddiyetsizliğin bir yönüyle tescili oldu. Bu ciddiyetsizlie halkımız gerekli şekilde yorumlayacak ve taktir hakkını kullanacaktır, bizim çok fazla bir yorum yapmamıza gerek yok.

BUNU FATURASI AKP'YE SON DERECE AĞIR OLACAKTIR 

Çözüm sürecinin, seçim süreciyle ilgili hesaplar nedeniyle şu anda dondurulmuş olması, rafa kaldırılmış olması kabul edilemez bir yaklaşım. Bu kadar büyük emeklerle, özverilerle, belki de Türkiye Cumhuriyet tarihinin en büyük müzakere yöntemi ve barış çabasını getirip bir seçim hesabına kurban etmenin faturası bence AKP'ye son derece ağır olacaktır. Gittiğimiz her yerde de biz AKP'ye yönelik bu tepkileri halkımızdan çok net bir şekilde alıyoruz.