İkinci Ergenekon'un en önemli sanıklarından Balbay, bu kez mahkemede çok sert konuştu.
Abone olİkinci "Ergenekon" davasının tutuklu sanığı gazeteci Mustafa Balbay, "Bu davada 3 kişi fiilen infaz edildi. Türkan Saylan, Kuddusi Okkır ve Uçkun Geray öldü. Biraz daha devam ederse Yassıada'yı, 12 Mart'ı da geçer" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan Balbay, kendisine yönelik suçlamalar ile deliller arasında hiçbir bağlantı olmadığını, hangi eylemimden dolayı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılandığını bilmediğini söyledi.
"Bana silah var mı diye sorulunca kalemimi gösterirdim. En son olabilecek şeyle suçlanıyorum" diyen Balbay, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün savunmasındaki "Balbay ile görüşmem için emir verildi, görüştüm" şeklindeki beyanına değindi.
"BEN GAZETECİLİK YAPIYORUM"
Gazeteci olarak Ankara'da dönemin Cumhurbaşkanı, Yargıtay Başkanı ve MİT Müsteşarı ile görüştüğünü ifade eden Mustafa Balbay, "Bunlarla görüşen bugün gazetelerde manşet yapıyor, ben cezalandırılıyorum. Görüşmenin gıyabımda gizli kayda alınmasından üzgündüm. Şimdi iyi ki çekilmiş diyorum. İyi ki kayıtların dökümü yapılmış. Ben gazeteciliği sokakta yapıyorum. Ben sokak böyle diyor, diyorum" şeklinde konuştu.
Yazarlığını yaptığı gazeteyi kastederek "Her iki Cumhuriyet'i de aynı aşkla seviyorum" diyen Balbay, gazetenin satışının artırmak için planlar yaptığını, Hacettepe ve Ankara üniversitesi ile ODTÜ de yüzde 20 indirimli satmak için görüştüğünü söyledi.
"Kışlalarda da Cumhuriyet Gazetesinin indirimli satılmasının neresi suç? Burada darbe iddiası varsa demokrasiye darbe var. Ben gazetenin daha fazla satılması için çırpındım" şeklinde konuşan Balbay, Ersöz'ün hiçbir zaman kendisinin belge kaynağı olmadığını kaydetti.
Balbay, "Keşke gazeteyi kışlalarda daha fazla satabilseydik. 2 Mehmetçik daha Cumhuriyet okuyabilseydi. Olabilir mi diye konuştuk, ama olmadı. Jandarma Genel Komutanı ile Cumhuriyet'in tirajı artar mı diye konuştum. Bunların hiçbiri olmadı. Keşke olsaydı" dedi.
"YASSIADA İHTİLAL, BURASI İHTİMAL MAHKEMESİ"
Geçen hafta boyunca Yassıada'daki yargılamaların anlatıldığını ifade eden Mustafa Balbay, buradaki duruşma salonunun Yassıada'daki salondan daha geri olduğunu öne sürdü.
"Ben berbere sadece ensemi tıraş et diyorum. İzleyiciler burada bizi arkadan görüyor" diyen Balbay, şöyle devam etti: "Biz burada daha kötü ortamda yargılanıyoruz. O davanın belli bir dosyası vardı, son dakikada 'bu belge de vardı' denilmiyordu. Çerçevesi belliydi. Yassıada bir ihtilal mahkemesi, burası ihtimaller mahkemesi. Ne olacağı belli değil. Bir ihtimal var o da özgürlük mü dersin? Sonu özgürlük mü bekliyoruz. O davada 3 kişi idam edildi. 1971'de de 3 kişi idam edildi. Bu davada da 3 kişi fiilen infaz edildi. Türkan Saylan, Kuddusi Okkır ve Uçkun Geray öldü. Biraz daha devam ederse Yassıada'yı, 12 Mart'ı da geçer. Yassıada'da demokrasi töreni yapanları burada gerçeği görmeye çağırıyoruz."
Tutuklu sanık Tuncay Özkan da Ersöz ile görüştükleri iddia edilen 16 Aralık 2003 tarihli belgeye değinerek, "16 Aralık 2003 tarihli bir belge yok. Ersöz de olmadığını söyledi. Şimdi savcılara hodri meydan diyorum. Ben de bir şey varsa söylerim" dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, bağırarak konuşması üzerine Özkan'ı "Aramızda 3 metre var" diyerek uyardı. Özkan da "Sesim size değil, duymayanlara" diye cevap verdi.
Tutuklu sanık Mustafa Özbek de hiçbir şeyle ilgisi olmadığını belirterek, "Örgütün finansörü dediniz. Raporlarda hiçbir şey yok. Sendikanın parasını buradaki hangi kişiye vereceğim. Aklımı yemiş bir kişi olarak mı görünüyorum" şeklinde konuştu.
Duruşma sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.