AK Parti'nin Soma stratejisini çözümleyen Murat Yetkin hükümete seslendi ve "Bal gibi biliyorsunuz ki Soma ne Gezi ne 17 Aralık." dedi.
Abone olİNTERNETHABER.COM
Soma'daki maden faciası sonrası hükümetin öngördüğü stratejiyi analiz eden Radikal si yazarı Murat Yetkin çarpıcı uyarılarda bulundu. "Soma ne Gezi ne de 17 Aralık bunu biliyorsunuz değil mi?" diye sordu.
NE BİZİ NE KENDİNİZİ KANDIRIN! BAL GİBİ BİLİYORSUNUZ...
Hükümetin kamuoyunun dikkatini Soma'dan uzaklaştırmak için çaba harcadığını kaydeden Murat Yetkin "siz, bizim, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın iki gün üst üste aynı gömleği giymesine bakmamızı istiyorsunuz, öyle mi?" diye sorduğu yazısında "Arkadaşlar, ister bizi, ister kendinizi kandırmaya çalışın. Bal gibi biliyorsunuz ki Soma ne Gezi ne 17 Aralık." vurgusu yaptı.
İşte Yetkin'in yazısındaki ilgili bölüm:
"KUŞA BAK" VE DİKKATLERİ SOMA'DAN UZAKLAŞTIRMA TAKTİĞİ
Bu bir…
‘Kuşa bak’ taktiği
İkincisi, AK Parti hükümeti ve ona yakın duran medyanın dikkatleri, Soma’dan başka yere çekme çabası.
Bunlar ikiye ayrılıyor.
Birincisi, Türkiye’nin bu en büyük maden felaketinde hükümetin, haydi siyasileştirmeyelim, idarenin hiçbir sorumluluğu olmadığı üzerine kurulu.
TANER YILDIZ'IN GÖMLEĞİNE BAKALIM İSTİYORSUNUZ!
Maden ocaklarında iş güvenliğini öne çıkaran ILO Sözleşmesi'ni, madencilerden gelen ‘Daha çok kazanç’ baskısıyla imzalamayacaksınız, muhalefetin maden ocaklarındaki güvenlik önergesini tartıştırmayacaksınız, şimdi yerden yere vurduğunuz maden ocağı sahibine övgüler düzeceksiniz, sonra "İşin fıtratında var" deyip, ‘kader’ deyip sıyrılacaksınız, öyle mi?
Ortada sönmüş üç yüz bir ocak var; siz, bizim, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın iki gün üst üste aynı gömleği giymesine bakmamızı istiyorsunuz, öyle mi? Olur, ona da bakarız.
YUSUF YERKEL İÇİN ZEYTİNYAĞI TAKTİĞİ!
İkincisi, Erdoğan ve danışmanı Yusuf Yerkel’in acılı insanların protestoları üzerine şiddetle gitmelerini zeytinyağı gibi tersine çevirerek onları mağdura çevirme taktikleri.
Beyler, bu defa çok acemice oluyor. Genç madenci Taner Kuruca’yı kim bilir ne tür baskıyla konuşamaz hale getirip üç günde dört ifade değişikliğiyle neredeyse yediği dayaktan özür diler hale getirmek marifet mi? Kimi, ne kadar kandırabileceksiniz? Kendiniz inanıyor musunuz? İçeride, dışarıda tutmuyor, sökülüyor dikiş dokuz yerden.
HÜSEYİN ÇELİK'LE YILLARDIR TANIŞIRIZ...
Benim orada üzüldüğüm Hüseyin Çelik. Yıllardır tanışırız, bugüne dek olmayan bir şeyi en azından bana hiç söylemedi, yanıltmaya kalkmadı. Polisin iki kolundan tuttuğu göstericiye uçan tekmeyle girişen en kahraman danışman Yusuf Yerkel’in yedi gün rapor aldığını söylemişti ya… Bizim acar muhabirimiz İsmail Saymaz, dizindeki incinmenin attığı tekmelerden olduğunun haberini yaptı. Bir yere kadar gidiyor işte.
NE GEZİ NE 17 ARALIK
Soma ne Gezi ne 17 Aralık
Üçüncüsüne gelince…
Arkadaşlar, ister bizi, ister kendinizi kandırmaya çalışın.
Bal gibi biliyorsunuz ki Soma ne Gezi ne 17 Aralık.
Bu hiç birine benzemiyor. Birinde uluslararası faiz lobisinin, diğerinde 'cemaat’in hükümeti devirmeye karşı komplosu olduğuna inanan AK Parti taraftarı Kazlıçeşme’de, Yenikapı’da Erdoğan’ın arkasında kenetlenmişti.
SOMA AK PARTİ'LİLERİ DE İÇTEN YARALADI
Soma bütün Türkiye’yi olduğu gibi Türkiye’nin yüzde 45’i demek olan AK Partilileri de içten yaraladı.
"Kuşa bak" dediğinizde gözler gayriihtiyari kayıyor belki hâlâ ama bu yara derin, tekrar oraya dönüyor.
ERDOĞAN KÖŞK ADAYLIĞINI NEDEN AÇIKLAMIYOR?
Önümüz cumhurbaşkanlığı seçimi. Başbakan Tayyip Erdoğan üç dönemi koruyup gemileri yaktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de “Bu koşullarda ben yokum” deyip kenara çekildi. O halde Erdoğan adaylığını neden hâlâ açıklamıyor dersiniz?
Neyi bekliyor sizce? 24 Mayıs’taki Köln konuşmasını mı? 29 Mayıs’ta İstanbul’un Fethi yıldönümünü mü? Yoksa kendisinden sonra AK Parti’yi bu kadar derin yarayla kime emanet edeceğini mi düşünüyor hâlâ? Niye bekliyor sizce?