Bal, Başbakan için "Berlusconi nikaha geldi, Aycell'i aldı götürdü bakalım Karamanlis'e neler verecek?" dedi.
Abone olDevlet eski Bakanı Faruk Bal, AK Parti Hükümeti'ni ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ı eleştirerek, "Berlusconi nikaha geldi, Aycell'i aldı götürdü nikah hediyesi olarak. Bakalım Karamanlis'e neler verecek? İnşallah Kıbrıs'ı denemez. Bu defa karşılarında Türk milliyetçilerini bulacaktır" dedi. Faruk Bal, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Düzce İl Teşkilatını ziyaret etti. Partililerle sohbet eden Bal açıklamalarında, hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi. AK Parti Hükümeti'nin Düzce ile yeteri kadar ilgilenmediğini gördüğünü belirten Bal, "Benim bakanlığım döneminde hükümet, deprem yaşayan Düzce'ye 8 bin konutluk bir şehri bütün üniteleri ile yaparak teslim etmiştir. Ancak o zamanlarda bazı siyasi tahrikçiler, depremzedeleri kullanıp, mağduriyetlerini suistimal etmişti. O zaman yaptığımız yatırımlarla biz devletin nerede olduğunu vatandaşlarımıza gösterdik. Tek başına iktidara gelen ve anayasa değişikliği dahil, tüm mevzuatı değiştirebilecek ve hizmet edebilecek yasama desteğine sahip AK Parti hükümetinin Düzce'de deprem mağduru insanlara bir takım hizmetleri sunmasını beklerdik. Gördük ki 3 Kasım'dan sonra AK Parti hükümeti Düzce'ye bir çivi bile çakmamış" dedi. Düzce'nin teşvik kapsamına alınmasını da eleştiren Bal, "Düzce'ye teşvik adı altında bir kandırmaca projesini AK Parti sunmuştur. Düzcelilere sunulan bir hizmet değildir. Düzce'de mevcut yatırımların bu teşvikten yararlanma imkanı yoktur. Teşvikten yeni yatırımcılar faydalanacaktır, AK Parti'nin yandaşları için hazırlanmış partizanca bir uygulamadır. Dolayısıyla Düzceliler'in bu kandırmacayı fark edip 28 Mart'ta ona göre karar vermesi gerekir" şeklinde konuştu. Bal, Ruhban Okulu açılması ile ilgili olarak da hükümeti eleştirerek, "Ruhban okulu dediğimiz okul, İstanbul'un adalarında Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne ilişkin bazı dış mihrakların plan ve projelerinin uygulandığı, imparatorluğun çöküş planlarının hayata geçirilmesi için kullanıldığı yerlerden bir tanesidir. Ruhban okulları ile ilgili devletin aldığı kararların AKP Hükümeti tarafından tekrar değiştirilmesi dikkat çekicidir. Niçin AKP tercih edilmiştir veya niçin AKP bu dayatmaya boyun eğmiştir? Burada varılan sonuç, Rum Ortodoks Kilisesi'nin, Türkiye'de Lozan Antlaşması'na göre kendi dinlerine ve mezheplerine mensup insanlara din hizmeti sunacak bir müessese kurmak istediğidir. Bizim zamanımızda buna şiddetle karşı çıkılmıştır, taviz verilmemiştir" dedi. Hükümetin Kıbrıs'ta izlediği politikayı olumlu bulmadığını söyleyen Devlet eski Bakanı Faruk Bal, "Kıbrıs müzakereleri başladığında Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın konuşmasına sınır getirmiştir. Denktaş inadına konuşmuştur. Rauf Denktaş konuşunca, Başbakan basın mensuplarını toplayarak, bu açıklamaların dikkate alınmamasını ve sansür uygulanmasını istemiştir. Papadapulos'un sözleri Türk basınında yer aldığına göre, Tayyip Erdoğan Rauf Denktaş'ın konuşmasından niye korkmaktadır? Niye Türk halkına Denktaş'ın görüşlerinin yansıtılmasından sıkıntı duymaktadır? Tayyip hangi taraftadır? Rum tarafında mıdır, yoksa Türk tarafından mıdır? Yoksa, 'ver kurtulcu' zihniyetin verip de kurtulamayacağı Kıbrıs'ın Türk halkının vicdanından, gözünden, gönlünden gizlenerek peşkeş çekilmesini mümkün kılınacağını mı zannetmektedir? AKP Kıbrıs'ı vermiş olmakla kurtulmuş olabilir mi? Mümkün değil, peşinden Ege gelecek, Ege Karasuları, Ege Kıta Sahanlığı gelecek. Bunları da Yunanlılara çözdürdüğü takdirde İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın hiç bir stratejik değeri kalmayacaktır. Türk gemisi 2 mil gitmeden Yunanistan karasularına girmiş olacak. Çünkü Ege'de bine yakın ada var. Şu anda 3 mil olan karasuyu sınırı 12 mile çıkarıldığı zaman Ege olduğu gibi Yunan gölü haline gelecek" diyerek görüşlerini dile getirdi. Bal, gazetelerde yer alan "Erdoğan Karamanlis ile oğlu Bilal de Kostas ile arkadaş" başlıklı haberlere de değinerek, "Yunanistan'ın yeni başbakanı Kostas Karamanlis, AKP'nin kongresine gelmiş orada konuşma yapmıştır. Erdoğan da Yunanistan'a gitmiştir. Bu şekilde Türk-Yunan dostluğu doğmuştur. Erdoğan'ın oğlunun nikah törenine Berlusconi'yi davet etmesi kişisel bir tercihidir. Erdoğan'ın geçmişi nereye dayanıyor bilemiyoruz ama Karamanlis ile dost olması, kişisel bir tercihtir, o da bizi ilgilendirmiyor. Ama Türk basınının bu kişisel ilişkileri Kıbrıs bağlamında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Yunanistan ile yaptığı müzakerelerde, Türkiye'nin vereceği tavizlerin alt zeminini Türk halkında yaratmak istemesi sorundur. Nitekim Berlosconi nikaha geldi, Aycell'i aldı götürdü nikah hediyesi olarak. Bakalım Karamanlis'e neler verecek, inşallah Kıbrıs'ı denemez. Bu defa karşılarında Türk milliyetçilerini bulacaktır" dedi.