Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün organizasyonuyla Bakırköylüler, Anıtkabir’e giderek “Atamıza Mektuplarını” götürdü.
Abone olBAKIRKÖYLÜLER, Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ruhsan Tezkan’la beraber Anıtkabir’de Atatürk’ün mozolesine çelenk de koydular.
Anıtkabir gezisi öncesi Bakırköylüleri uğurlayan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de yaptığı açıklamada ,”Bağımsızlığımızın, laik Cumhuriyetimizin, özgür,eşit ve onurlu bir ulusun mimarı büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 75. yılında Bakırköylü yurttaşlarımızın Anıtkabir’de anması beni de çok duygulandırıyor.Başta Atatürk’ümüz olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.” dedi.
Anıtkabir’de mozoleye çelenk koymadan önce Şeref Defterine duygularını yazan Bakırköy Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü düşüncelerini şöyle ifade etti: Sayın Atam,Bakırköy Belediyesi’nin organizasyonuyla Bakırköylü yurttaşlarımızla beraber yurttaşlarımızın Siz’e özlemlerini, duygularını, düşüncelerini içeren mektuplarını getirmenin ve vefatınızın 75 . yılında Siz’i ziyaret etmenin gururunu ve onurunu yaşıyoruz.Türk milletine olan inancınızla yokluklar içinde verdiğiniz Kurtuluş Savaşı sonucu kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşaması için bizler de elimizden geleni yapacağımıza evlatların olarak huzurunuzda söz veriyoruz.Atam, izindeyiz.
Ruhsan Tezkan , Anıtkabir Komutanlığına Bakırköylülerin mektuplarını da teslim etti.
Bakırköylülerin Atatürk’e yazdığı mektuplardan bazıları şöyle:
Emine Gizem Çapaner: Her yerde senden ve senin yaptıklarından bahsediliyor biz gençlere ve çocuklara. Ülkeyi nasıl tek tek, ince ince, sabırlı ve zekice kurduğunu anlatıyorlar. Böylesine bir uğraşla kurduğun bu cennet vatanı kirli ellere vermeyiz. Senin bizlere emanet ettiğin Türkiye hala ayakta ve gittikçe güçleniyor. Çünkü temellerimiz sağlam ve sarsılmaz.Temellerini senin ve arkadaşlarının attığı bir şey kolay kolay yıkılmaz.Haliyle bu güzel ülkeyi yıkmak isteyenler de var.Ama cumhuriyetimize ve ilkelerine sahip çıkacağımıza şerefimiz üzerine ant içeriz. Ne mutlu Türküm diyene.
Yusuf Aktaş: Bizler bu vatana dair her söze zatı şahanenizi anarak başlamaktayız. Bu toprakların her karışında aziz hatıranız belirir. Görmediğiniz, gitmediğiniz her yerde dahi bir eseriniz mevcudiyetinizi korumaktadır. Bizler için Mustafa Kemal Atatürk bir düzen sanatçısıdır. Yalnızca bir asker, bir devlet adamı, hatta bir öncü olarak ifadelendirmek kafi değildir. Mustafa Kemal Atatürk tarihin başlangıcından gerçek dünyaya uzanmış bir milletin kendi destanını yazmış bir kahramanıdır.
İbrahim-Memduha Sessevmez: Nerede bir güler yüz görsem, nerede bir hummalı çalışma görsem, nerede bir başarıya tanık olsam, nerede bir güzellik görsem “İşte Atatürk” derim hep. Bu sadece benim duygularım değil, Atamızın istediklerinin gerçekleşmiş olması bana yaşadığının bir görünüşü gibi gelir. Yokluklar içinde , en güç koşullarda, Kurtuluş Savaşını gerçekleştirdiniz. Onunla da yetinmeyip Anadolu halkını yüz yıl ileri götürecek devrimleri yaşama geçirdiniz. Sadece kendi ülkesini kurtarmak, kendi ulusunu yüceltmekle kalmayıp, yaptıklarınızla dünyaya örnek oldunuz, herkesin takdirini ve sevgisini kazandınız.
Sakine Kıran: Kurduğun Cumhuriyetin 90. yılında özlemle Sana geliyoruz. Inkılaplarının, ilkelerinin izinden gitmeye gayret ederek, Türkiye’yi yaşatmaya çalışıyoruz. Tıpkı Gençliğe Hitabe’de dediğin gibi “dahili ve harici bedhahlar” sahnedeler şimdi. Ama hiç merak etme Atam! Sen bu ülkeyi yoktan var ettin, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmak en büyük gayendi. Bizler Senin bu gayeni gerçekleştirmek için varımızla yoğumuzla çalışyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz.
Rukiye Salmanoğlu: Sevgili Atatürk tam 75 yıl oldu bizi boynu bükük bırakıp gideli. Ama biz Seni unutmadık, unutmayacağız, değil 75 , 750 yılda geçse Seni kalbimizde, Seni aramızda yaşatacağız sonsuza dek. Bugün bağımsız bir ülkede, hür ve özgür olarak yaşıyorsak Atam, bugün bir kadın olarak seçme, seçilme hakkına sahipsek Atam bunları Sana borçluyuz. Bugün Anıtkabir’e gideceğiz. Gözyaşı döküp ağlamak için değil. Yas tutup başımızı öne eğmek için değil. İngiltere Başbakanının Çanakkale Zaferinden sonra söylediği gibi,”Bir dahi dünyaya 100 yılda bir gelir, o da Türklere nasip oldu”. İşte biz bunun gururunu yaşamak için geliyoruz. Bize emanet ettiğin Cumhuriyeti yaşattığımızı söylemek için, Senin ve Cumhuriyetinin dünya durdukça ilelebet sonsuza kadar yaşatacağımızı haykırmak için Sana geliyoruz.
Gülay-Şükran Er: Senin doğuşun bu dünyada en güzel doğumdur. ATAM. Senin mavi gözlerinin ardındaki bir vatanmış ATAM. O altın sarısı saçların, masmavi gözlerinle tanıdık Seni, bu vatan için silah arkadaşlarınla ölümüne savaştın. Senin aklın, sevgin ve yüreğinle hepimizin gönlünde taht kurmayı başardın.