BIST 9.233
DOLAR 34,54
EURO 36,59
ALTIN 2.922,05
HABER /  GÜNCEL

Bakanlar 'o çekişmeyi' Edelman'a anlattı

ABD eski Büyükelçisi Eric Edelman, bakanların kendilerine Gül'ün Erdoğan'a karşı verdiği mücadeleyi anlattıklarını öne sürdü.

Abone ol

Dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, kabinedeki bakanların ve bir grup milletvekilinin kendilerine Abdullah Gül'ün Başbakan Erdoğan'a alttan alta vurma çabasını anlattıklarını iddia etti. Edelman ayrıca Başbakan Erdoğan'ın karakterini analiz etti. Edelman'a göre Erdoğan, Tanrı’nın ona Türkiye’yi yönetme görevi verdiğine inanıyor.

Taraf gazetesi ABD diplomatlarının yazışmalarının yer aldığı wikileaks belgelerini yayınlamaya devam ediyor. Edelman'ın Erdoğan analizi, Gül ve Erdoğan arasında olduğu öne sürülen rekabet, Tüpraş'ın hisse satışıyla ilgili ortaya atılan iddialar öne çıkıyor.

Tarih: 20 Ocak 2004. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın kaleme aldığı “KİŞİYE ÖZEL” telgrafın başlığı: “Türk Başbakanı Erdoğan Washington’a Gidiyor: Zorlu Sınavlar Karşısında Ne Kadar Güçlü Bir Lider?” Büyükelçi Edelman madde madde Erdoğan tahlili yapıyor.

ERDOĞAN’IN KARAKTERİ

"Erdoğan’ı özellikle de dış ilişkilerde siyasi dinamikleri yanlış hesaplamaya ve dengesini bozabilecek kişilerin saldırılarına ciddi biçimde açık hale getiren nitelikleri var. Birincisi, çok baskın bir gurur. İkincisi, Tanrı’nın onu Türkiye’ye yönetmek için hazırladığına inanmasından kaynaklanan gem vurulmamış bir hırs. (Erdoğan’ın ve karısı Emine’nin 1997-2003 yılları arasında yakın sırdaşı olan Mustafa Bilginer bu özelliği Erdoğan’ın karakterine ilişkin bir kitap taslağında inceledi; Erdoğan Ekim 2003’teki Ak Parti Kurultayı’nda, Allah tarafından verilen bu görevi vurgulamak için Kuran’a atıf yaptı.) Üçüncüsü, sağlam ve yetenekli bir danışmanlar çevresinin oluşmasını, kendisine taze ve yaygın enformasyon akışını ya da parti genel merkezi, hükümet ve meclis grubu arasında etkin iletişim sağlanmasını engelleyen otoriter bir tek başınalık hali. Bu hal, onu aynı zamanda istisnai biçimde alıngan kılıyor. Dördüncüsü, sahip olduğu maço imaja rağmen, onu ürkekleştiren ve hızlı ve sağlam kararlar gerektiren anlarda bile zamana oynamaya meyyal kılan aşırı kibirli bir iktidarda kalma arzusu. Beşincisi, kendisini, sadece arasıra kamuoyuna yaptığı sert açıklamalarda değil ama aynı zamanda kadınları AK Parti içinde anlamlı karar verici konumlara getirmeye isteksiz olma şeklinde de gösteren bir kadınlara güvensizlik hali."

Yine Edelman AK Parti içinde iç çekişme yaşandığını yazıyor. Erdoğan ve Gül arasında olduğunu iddia ettiği hesaplaşmayla ilgili sözleri de kriptoda yer buluyor:

RAKİP GÜÇ MERKEZLERİ

"Kabinedeki bakanlar, Erdoğan’ın danışmanları ve bir grup milletvekili bize sürekli olarak Erdoğan ve Gül arasındaki gerginlikleri ve Gül’ün defaatle Erdoğan’a alttan alta vurma çabasında göründüğünü anlatıyorlar.

BÜLENT ARINÇ

Daha İslamcı AK Parti milletvekilleri arasında güçlü bir desteğe sahip olan Meclis Başkanı Bülent Arınç da, devlet görevlerinde başörtüsü giyme hakkını öne sürmek gibi tartışmalı konularda Erdoğan için sorun yarattı. Arınç son yedi aydır alçak bir profil ortaya koysa da, bir sorun yaratma merkezi olma özelliğini koruyor, özellikle de ABD’yi ilgilendiren konularda (birliklerin İncirlik’ten rotasyonu gibi.)"

Tüpraş'ın hisse satışıyle ilgili ortaya atılan yolsuzluk iddiaları da Edelman'ın gündeminde. Dönemin Akşam gazetesi Ankara Temsilcisi Nuray Başaran'ın konuyla ilgili iddialarını raporuna yazdığı görülüyor:

YOLSUZLUK

"AK Parti sıradan yurttaşın yolsuzluğa duyduğu kuvvetli tepkiyle iktidara yürüdü. Erdoğan’ın servetini İstanbul Belediye Başkanlığı sırasında aldığı komisyonlar sayesinde oluşturduğu iddiaları hiçbir zaman kanıtlanmadı ancak biz, işin içindekilerden giderek artan biçimde Erdoğan’ın özel sekreteri Hikmet Bulduk, Mücahit Arslan ve Cüneyd Zapsu’nun genel bir nüfuz işportacılığı yaptığını işitiyoruz. Akşam’ın Ankara Temsilcisi Nuray Başaran bize Zapsu’nun ona 13 ocakta, Tüpraş’ın (devlet petrol rafinerisi) bir Rus ortağın da dahil olduğu konsorsiyuma satılmasından (TÜPRAŞ’ın yüzde 65’inin 1.3 milyar dolara Rus Tatneft firmasının dahil olduğu konsorsiyuma satılması kastediliyor, ancak bu satış daha sonra yargı kararıyla iptal edilmişti) Erdoğan’ın ve kendisinin “doğrudan” kazanç sağladığını itiraf ettiğini söyledi. Erdoğan’ın bir gıda dağıtım şirketinde doğrudan önemli bir pay sahibi olması da (Erdoğan’ın Emniyet Gıda A.Ş.’deki hisseleri kastediliyor) kamuoyunda tartışma yarattı."