BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,78
ALTIN 2.961,35
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Bakan'dan tutuklu vekile duygusal yanıt

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 25 bin kitaba özgürlük müjdesi verdi, tutuklu vekillerin yargılandığı dava içinde önemli bir mesaj...

Abone ol

Yakın geçmişteki siyasi tarihte yaşadığımız ve maalesef dünyada ve yurtdışında başımızı öne eğdiren yanlış hadiselerin tekrar yaşanmaması, gelecekte bu tür müdahalelerin olmaması için bu soruşturmaların kararında yapılmasıdır. Bu soruşturmaların duygusal değil anayasal ve ceza usul yasalarımızın öngördüğü kriterlere uygun yapılması esastır.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 25 bin kitaba özgürlük müjdesi verdi.

Ergin önceki akşam Hürriyet Gazetesi Yazarı Sedat Ergin'le CNN Türk'te Taha Akyol'un sunduğu Eğrisi Doğrusu programına katıldı.

Ergin, 28 Şubat soruşturmasının genişletilmesi konusunda şunları söyledi:

"Tabii bunun gereğini sizin ya da bizim belirleme lüksümüz yok. Bunu belirleyecek olan şu anda soruşturmayı yapan savcılarımızdır. O anlamda ellerindeki dosyadaki bilgi, bulgular ve belgeler en detaylı şekilde inceleniyor. O soruşturmanın gerektirdiği adımları atacaklardır. Onun ötesinde 'Şuna değsin buna değmesin, şunu kapsasın bunu kapsamasın' gibi tespitleri tam da benim açımdan Adalet Bakanı olarak yapamam. Gazeteciler, başkaları, bu değerlendirmeleri yapabilirler. Belli yürütme organı temsilcileri de yapabilir. Ama benim söyleyeceğim sözleri iki defa tartmam gerekiyor.

Şunu ifade edeyim. Yakın geçmişteki siyasi tarihte yaşadığımız ve maalesef dünyada ve yurtdışında başımızı öne eğdiren yanlış hadiselerin tekrar yaşanmaması, gelecekte bu tür müdahalelerin olmaması için bu soruşturmaların kararında yapılmasıdır. Maksat tekrar bu tür yanlışların nüksetmemesi. Geleceğe dönük Türkiye'nin dünyayla yarıştığı bir ortamda demokrasinin sorgulanacağı kulvara girmemesi önemli. Bu soruşturmaların duygusal değil anayasal ve ceza usul yasalarımızın öngördüğü kriterlere uygun yapılması esastır. Benim de Adalet Bakanı olarak temennim bundan ibarettir. Anayasa ve yasalarımızın öngördüğü çerçevede yapılmalıdır. Anayasa ve usul yasalarımızın öngördüğü çerçevede yapılması gerektiğini düşünüyorum. "

YASA 10 HAZİRAN'A ÇIKAR

Ergin'in diğer değerlendirmeleri şöyle:

"AİHM tutukluluğa itirazda etkin bir yöntem istiyor. Savcının mütalaası tebliğ edilecek, sanık ve avukatı gelecek. Silahların eşitliği ilkesinin gereği yapılacak. Biz bu konunun 3'üncü pakete montesini arzu ediyoruz. Üçüncü yargı paketinin Haziranın ilk 10 gününde yasalaşacağını düşünüyorum. Ahmet Şık'ın kitabı özgür25 bine yakın yasaklanmış yayın var. Hepsinin üzerine sünger çekiyoruz. 6 aylık bir geçiş süreci veriyoruz. Geçiş sürecinde gerçekten yasaklanması gereken yayınlar için mahkemeye gidip yeni yayın yasağı alınacak. Silah, suikast yapımıyla ilgili yayınlar var. Taslağın ilk halinde, 1 Haziran 2005 tarihine kadar mahkemelerce toplatma, yasaklama, dağıtım ve satışın engellenmesi kararları, kanun yayımı tarihinden itibaren 6 ay içinde, yeni bir karar alınmaması halinde hükümsüz olacaktı. Bu durumda, Oda-TV sanığı Ahmet Şık'ın "İmamın Ordusu" kitabıyla ilgili yasak, tarih kısıtlaması yüzünden kalkmayacaktı. Bu tarih sınırı alt komisyonda kaldırıldı. Düzenleme bu şekilde yasalaşırsa Şık'ın kitabı da 25 bin kitap gibi özgür olacak.

TÜRK YARGISI DEĞİŞTİ

Türkiye'de artık esas duruşta bekleyen ve darbelere selam duran bir yargı yok. 367 kararı verildi. Yüzde 47 oy almış bir partiye, Türk yargısı dava açabildi. Darbe girişimleri esnasında brifing alan o yapıyı hatırlayın. Bunları yaşadık. Türk yargısının yapısal bir değişiklik var.
Yargılamayı bekleyeceğiz

Hangi soruşturma olursa olsun, anayasa ve ceza usul kanunları uygulanırsa, Deniz Feneri, Ergenekon, Balyoz diğer bütün davalar için de böyle adalet duygusu ve beklentisini tatmin edecek en önemli hizmet bu olur. Hakimler ve savcıların çok daha özenli yaklaşması gerekir. Deniz Feneri davasında da bu yargılama sürecinin sonucunu bekleyeceğiz.
Ankara daha az eleştirildi

Ergenekon ve Balyoz'da hâkimler ilk defa bu suç tipi ile karşılaştı. Türk yargısının darbe yargılaması konusunda bilgisi yoktu. Bugüne kadar darbeleri, muhtıraları yargılamış bir ülke değiliz. İlk defa darbeyi yargılıyoruz. Ankara savcılığının soruşturmasına daha az eleştiri geldi. Ankara bu tecrübelerden istifade ederek daha dikkatli davrandı. Bu yargılamaların anayasa ve ceza usul yasalarına uygun yapılması çok önemli.

TUTUKLUYU VEKİL SEÇTİLER

Türkiye vekil tutuklayan bir ülke değil, tutukluyu vekil seçmiş bir ülke. Meclis başkanının aldığı bir insiyatif var. Muhalefetin önerisini biz de Ak Parti olarak kurullarımızda değerlendirip bir cevap vereceğiz. Bir vatandaş olarak keşke olmasaydı diyorum. Gönlümüz böyle bir tablonun sürmesini istemez."