Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işçilerin kıdem tazminatları konusunda yetkili sendikalara çağrıda bulunarak, "Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve işveren sendikalara söylüyorum, yanlış yoldasınız" dedi
Abone olKoop-İş Sendikası 18.Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Çalışama ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,çalışma hayatıyla ilgili pek çok düzenleme gerçekleştirdiklerinin altını çizen Çelik,Sosyal Güvenlik Reformu ile sosyal yaşamda kamu ile özel arasındaki eşitsizliğin giderildiğini kaydetti.
Koop-İş Sendikası 18. Olağan Genel Kurulu Büyük Ankara Anadolu Otel’de yapıldı. Genel kurula Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, CHP Genel Başkanı Yardımcısı Yakup Akkaya, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Koop-İş Genel Başkanı Eyüp Alemdar, siyasi parti ve yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, konfederasyona bağlı sendikaların yöneticileri, yurtdışından delegasyonlar ile çok sayıda davetli katıldı.
Genel kurulda konuşan Bakan Çelik, Koop-İş Sendikası’nın 50. yılını kutladı. Çalışma hayatıyla ilgili birçok düzenleme gerçekleştirdiklerini anlatan Çelik, Sosyal Güvenlik Reformu ile sosyal yaşamda kamu ile özel arasındaki eşitsizliği giderdiklerini söyledi.
"MEZARDA EMEKLİLİK" ELEŞTİRİLERİNE CEVAP
Çelik, yapılan reformlarla Türkiye’de emeklilik yaşının 49 olduğunu ve dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulamanın bulunmadığını ifade etti. Muhalefet tarafından yapılan "Mezarda emeklilik" eleştirilerine cevap veren Çelik, "49 yaş emekliliğe ’mezarda emeklilik’ diyorsanız. Çıkın bunu millete anlatın. Çıkın bunu bilim çevrelerine anlatın. Şu anda Türkiye’de bahsettiğiniz çevreler 49 yaşında emekli oluyor. Dünyanın neresinde böyle bir şey var. Türkiye’yi seviyorsanız bu anlayışı savunamazsınız" şeklinde konuştu.
49 yaşında emekliliği "mezarda emeklilik" olarak görenlerin 1990’lı yıllarda Türkiye’nin sosyal güvenliğini tahrip ettiklerini hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:
"1990 yılında o dönemin MHP ve Anap iktidarı ’bu gidişat Türkiye’yi batırıyor’ dedi. Nitekim battı 2002 yılında. Ve ciddi bir yasal düzenlemeye girdiler, tamamlayamadılar. 60 yaş emekliliği getirdiler. Bu doğru bir şeydi. Hani partizanca bakmayacağız ya. Yapılan doğruydu. Şimdi kalkıp 49 yaş emekliliği ’mezarda emeklilik’ şeklinde yansıtarak neyi istismar etmeye çalışıyoruz. Bu alan politik bir alan değil bilimsel bir alandır. Burada sorumluluk üstlenen bakan ve yöneticiler, bilimsel veriler eşliğinde 77 milyonun hukukunu üstlenmek durumundadırlar. Yoksa çok kolaydır, 38 yaş emekliliği bizde çıkarırız. Bütün millet bayram eder. 10 milyon emeklimiz var, bir 10 milyon daha katarız. Sonu ne olacak. Sonu ne olacak. Sonu batarsa batsın. Burası Muz cumhuriyeti değil arkadaşlar. Şerefli Türk milletinin cumhuriyeti burası."
ÇALIŞMA HAYATINDA YAŞANAN SIKINTILAR
Çalışma hayatı konusunda birçok düzenleme yaptıklarını vurgulayan Çelik, söz konusu alanın çok dinamik olduğunu ve yapılan çalışmaların yeterli olmadığını dile getirdi. Çelik, örgütlenme ve sendikalaşma alanında yapılacak yeni çalışmaların bakanlığı, sendikalar ve ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Yalnız kârı esas alan işveren anlayışı ile uluslararası rekabetin çalışma hayatındaki sorunların temelini oluşturduğuna dikkat çeken Çelik, "Ürettiği malın uluslararası piyasalarda yer edinebilmesi için rekabet edebilecek bir maliyetinin olması gerekiyor. Ama bizim bazı işverenlerimiz, yalnızca işçinin ücretinin sanki bu rekabeti engellediği anlayışına sahipler. Ben böyle bir işveren anlayışını reddediyorum. Bu anlayış emeğe yapılan en büyük haksızlıktır" dedi.
"TAŞERONLAŞMA KONTROL EDİLEMEZ HALE GELDİ"
Bakan Çelik, taşeron sistemiyle ilgili olarak, hizmet alımının dünyanın her yerinde olduğuna işaret etti. Hizmet alımının 1936 yılından bu yana mevzuatta yer aldığını hatırlatan Çelik, "Taşeronlaşma son dönemlerde son derece yaygın, kontrol edilemez hale geldi" diye konuştu.
Bakan Çelik, taşeronlaşma konusunda şunları kaydetti:
"Artık yardımcı işlerle İş Kanunu’nun 2. Maddesi’nin dışında hiçbir iş, alt işverene verilemeyecek. Bunların dışındaki bütün işler alt iş olarak değerlendirilecek. Ne oluyordu, yayvanlık, sıkıntı neredeydi. Hastaneye temizlik işçisi alınacak, ne kadar eleman lazım bir standart yok. Temizlik elemanı olarak 200 işçiye ihtiyaç var. Ama 400 işçiyle ihaleye çıkılıyor. 400 işçi alınıyor. Bu işçiler arasında hemşire var, üniversite mezunu, lise mezunu gençler var. Siz 400 işçiyi alınca standardı olmayınca söz konusu işçilerin 200’ünü asıl eleman veya memur olarak çalıştıracağınız yerde çalıştırmaya başlamışsınız. İşte bu düzenleme bunu ortadan kaldırıyor. Temizlik elemanı kaç kişiye ihtiyaç varsa o kadar eleman alacaksınız. İş gördüğünüz diğer 200 kişi ne olacak. Sizin iş gücüne ihtiyaç duyduğunuz alana memur kadrosu açacaksınız orada istihdam edeceksiniz. Bu son derece konuyu disipline eder ve uzlaştığınız 2. Madde’nin dışındaki bütün uygulamaları ortadan kaldıran bir önemli düzenlemeyi şu anda Meclis’e taşımış bulunuyoruz. Dolayısıyla şu anda taşeronlaşma çok ciddi anlamda disipline ediliyor."
"30 GÜNLÜK KIDEM AYNEN KORUNACAK"
İşçinin kıdem tazminatı konusunda bir problem yaşamaması noktasında sendikalara çağrıda bulunduklarını hatırlatan Çelik, "Yanlış yoldasınız. Türk-İş, Disk, Hak-İş ve işveren sendika olarak söylüyorum" diye konuştu.
Çelik, kıdem tazminatı konusunda uzlaşı sağlayamadıklarına dikkat çekerek, "Sayın Başbakanımız da ’uzlaşı sağlamadan bu konuyu masaya indirmeyin’ diyor" dedi. İşçinin 30 günlük kıdeminin aynen korunacağını açıklayan Bakan Çelik, "Ancak o tartışmaya bir türlü gelinemiyor ki. Hiçbir sorun yok. Ama üzülüyorum. Gebze’de kapanan fabrikadan 630 işçi geliyor önümde duruyor. ’Sayın Bakanım tazminatlarımız ne olacak, fabrika kapandı’ diyor. Ben bundan sonra sendikalara göndereceğim, ’Sendikalar size aidatlardan ödesin’ diyeceğim" ifadelerini kullandı.
Genel kurulun açılış konuşmasını yapan Koop-İş Genel Başkanı Eyüp Alemdar, 18. Olağan Genel Kurulun sendikanın kuruluşunun 50’nci yılına denk geldiğini belirterek, Koop-İş camiasının çifte mutluluk yaşadığını dile getirdi. Geride bıraktıkları yarım asırlık süreçte Türkiye işçi hareketine altın harflerle isimlerini yazdıklarını vurgulayan Alemdar, işçilerin hak arama merkezleri olduklarının altını çizdi.
"IKEA’DA YETKİYİ ELE ALACAĞIZ"
Alemdar, yabancı sermayeli kuruluşların Türkiye’de yatırım yaptıklarını ancak sendikayı iş yerlerine sokmadıklarına dikkat çekti. Tüm baskılara rağmen örgütlenme çalışmalarına hız verdiklerine işaret eden Alemdar, "En kısa sürede IKEA başta olmak üzere diğer marketlerde örgütlenmemizi tamamlayacağız, yetkiyi alacağız. Biz sendikal nedenle işten atılan işçilerle ilgili bu soruna kalıcı ve kökten bir çare bulmanızı istiyoruz. Kıdem tazminatı kalksın. İşçi kiralama gelsin. Taşeron sistemi yaygınlaşsın" ifadelerini kullandı.
"TÜRK-İŞ BENİM TAPULU MALIM DEĞİL"
Genel kurulda konuşma yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye’de sendikaların 62 yıllık tarihi olduğunu hatırlatarak, Soma’daki maden faciasını başından sonuna kadar takip ettiğini dile getirdi. Soma’da sendika olarak kendilerinin de sorumluluğu olduğunu belirten Atalay, üretim zorlamasının facialara sebebiyet verdiğini söyledi.
Sözleri sık sık alkışlarla kesinlen Atalay, 15 yıldır demiryolu alanında sendikal alanda örgütlenmek için çalıştıklarını vurgulayarak, Türkiye’de otomobil üreten ve yaklaşık 13 bin işçinin çalıştığı yabancı firmalarda sendikalaşmanın bulunmadığına dikkat çekti.
Türk-İş’in kendisinin tapulu malı olmadığını belirten Atalay, "Türk-İş’te geçmişte yaşanan bazı sorunlar pişirilip yeniden gündeme getiriliyor. Türk-İş denetlemeye açık bir kurum" dedi. Genel kurulda açılış konuşmalarının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik’e plaket verildi.