'Habur Mucidi' Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, önceki gün hükümetin yeni bir demokrasi paketi üzerinde çalıştığını açıkladı.
Abone olTürkiye son 10 yılda büyük bir değişim ve dönüşüm geçirdi. Her ne kadar demokratik kazanımlar henüz yasalarla teminat altına alınmasa da vesayetin geriletilmesi noktasında önemli adımlar atıldı.
Ancak bu süreç hiç de kolay geçmedi. 2003-2004'teki Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe girişimleri, daha sonra Balyoz darbe girişimi, 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve hemen arkasından 27 Nisan e-muhtırası, Ergenekon süreci, 2009'da Türkiye'de darbe olasılığının yüzde 50'lilerle ifade edildiği Hudson toplantıları, İrtica ile Mücadele Eylem Planı, İnternet Andıçları...
İkinci açılım paketi de yolda |
Terörle mücadelede yeni konsept geliştiren hükümet, demokratik açılımda ikinci perdeyi açmaya hazırlanıyor. Peki ikinci pakette neler var? Ayrıntılar için tıklayın |
Oysa 2000'li yıllara girerken artık kimse 21. yüzyılda Türkiye'de darbelerin olamayacağını iddia ediyordu. Son 10 senede neler yaşandı neler?
Bugün birkaç topuk selamına tav olanlar, birkaç şekilsel değişimle herşeyin bittiğini sananlar derin devletin artık çöktüğünü, Ergenekon ve Balyoz'la gerilen ortamın artık yumuşaması için bu sürecin artık durması gerektiğini ifade ediyorlar.
Özellikle tutuklu Ergenekon ve Balyoz sanığı milletvekilleri üzerinden böyle kampanya yürütülüyordu. Ve bu kampanya yakında sonuç verecek gibi...
"Habur Mucidi" Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, önceki gün hükümetin yeni bir demokrasi paketi üzerinde çalıştığını açıkladı. Şubat ayında tamamlanması planlanan paketin teması ise "Şiddet içermeyen her düşünce serbest olacak" diye belirlenmiş.
"Şiddet içermeyen her düşünce serbest" sözü oldukça muğlak ve tehlikeli gibi görünüyor ama bir kısım medyanın bunu "müjde" olarak servis etmesi işi daha dikkat çekici hale getiriyor.
Milliyet'ten Mehmet Tezkan, Beşir Atalay'ın sözlerini bugün köşesinde "müjde" diye vermiş.
Bakın Tezkan o müjdeyi nasıl duyuruyor:
"Şiddete bulaşmayan yüzlerce hatta binlerce kişi fikirlerinden dolayı terörist muamelesi görüyor" diyen Tezkan acaba, eline silah almayan Ergenekon ve KCK'nın ideologlarını mı kastediyor?
Bakalım AKP'nin demokrasi paketinden ne çıkacak? Belini büktürdüğü derin devletle uzlaşacak mı yoksa son dönemde kazanılan demokratik kazanımları yasalarla teminat altına mı alacak?
Unutulmaması gereken bir noktayı hatırlatmakta fayda var. Bu millet 12 Haziran'da yüzde 50 oyu yeni bir anayasa ve demokrasinin tüm kazanımlarıyla bu topraklara yerleştirilmesi için verdi.
Habertürk Yazarı Prof. Dr. İhsan Bal da bugün kaleme aldığı İnternet Andıcı sanığı Tümg. Hıfzı Çubuklu'nun Eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'u eleştiren "kağıt parçası" başlıklı yazısında siyasi iktidara çok basit ama çok önemli sayılabilecek bir hatırlatmada bulunmuş:
"Bugünlerde derin devletin öldüğünü düşünenler, yakın geçmişe bakarak eksik bırakılmış hesapların kapanmadığını görseler iyi olur. yasadışı yollardan iş tutmayı alışkanlık haline getirmiş refleksler, halen daha devlet kademelerinde nüksediyor. İşin aslı, bunda şaşırılacak bir durum da yok. Zira İngilizlerin ifadesiyle "eski alışkanlıklar zor ölür". Yapılması gereken, bu alışkanlıkların, hukukun üstünlüğü ilkesine sahip çıkmak suretiyle ortadan kaldırılmasıdır."
Yeni demokrasi paketi, yeni muhtıraların, yeni darbelerin habercisi olmasın...
Çünkü bitti denilen derin yapı hala ayakta...