Umutlarımız sürüyor ancak geçen her dakika kurtuluşu mucizelere bırakıyor. O açıklama ise Bakan Yıldız'dan geldi.
Abone olZonguldak’ta, 540 metre derinlikte mahsur kalan 30 madenciye ulaşmak için çalışmalar aralıksız sürüyor. Gelik tarafındaki ocaktan patlamanın olduğu bölgeye ulaşmaya çalışan ekipler göçüğe müdahale etmeye başladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Tabii ki zaman geçtikçe işçi kardeşimizle alakalı kaygılarımız ve endişelerimiz de artmıyor değil. Bunun söylemek zorundayım” dedi.
ENERJİ BAKANI YÜREKLERE ATEŞ DÜŞÜRDÜ
Yıldız, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen grizu patlamayla ilgili 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu alanında gazetecilere yaptığı açıklamada, maden ocağındaki işçilerin yakınları ve kamuoyunu kurtarma çalışmaları konusunda sürekli bilgilendirdiklerini söyledi.
Şu anda, denizden eksi 540 metre kadar aşağıda kaya ve taşlardan oluşan bir birikinti oluştuğunu anlatan Yıldız, şöyle konuştu:
“Göçüğün tahkim edilerek oradan geçme ile alakalı arkadaşlarımız önce oranın havalandırmasını yaptılar. Havalandırmanın ppm değerleri itibarıyla şu anda 600 civarında, çalışılabilecek bir ortam var. En son oradan çıkan arkadaşlarımızla beraber 2,5 metre kadar girmiş durumda. O günkü belki 7-8 metrelik göçüğü mutlaka açmamız lazım ki işçi kardeşlerimize ulaşabilelim. Hem bir yandan işçi yakınlarının acılarını paylaşıyor, bir yandan da işimize devam ediyoruz. O yüzden en son geldiğimiz noktada inşallah bir an önce 5 vardiyada arkadaşlarımız dönüşümlü olarak 2'şer 3'er saatlik çalışmalarla işi daha da hızlandırmaya gayret ediyorlar. Bütün TTK işletmelerinde 300 bin metre yani 300 kilometre çalışılacak alan var. O yüzden burada 2 bin-2 bin 500 metre mesafeden kazanın olduğu noktaya gitmek için yaklaşık 2 bin 500 metrelik mesafe kat ediliyor. O yüzden zor çalışma şartlarında mutlaka tecrübeli kurtarma ekipleri ile beraber bunu bir an önce nihayetlendirmek zorundayız. Ama uzun soluklu ve sabırla yürütmemiz gereken bir çalışma. Tabi ki zaman geçtikçe işçi kardeşimizle alakalı kaygılarımız ve endişelerimiz de artmıyor değil. Bunun söylemek zorundayım. Ama Allah'tan ümit kesilmez. Bizim de çalışmalarımız bu yönde devam ediyor.”
SORULAR
“Kurtarma ile ilgili saat verebiliyor musunuz?” sorusunu Bakan Yıldız, şöyle yanıtladı:
“Saat veremiyoruz. O göçükten sonra ümit ediyoruz ki daha farklı fazla bir göçük yoktur. Eğer daha fazla ve sayısını bilmediğimiz göçük varsa, bulduğumuz göçük çalışmalarımızı o kadar daha geciktirecektir.”
“Yurt dışından profesyonel arama kurtarma ekibi çağırmayı düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine de Bakan Yıldız, şunları kaydetti:
“TTK, bırakın yalnızca Türkiye'yi, Avrupa'da da belli bir seviyede ve yeri olan işletmedir. Herhangi bir kazada direkt buradan giderler, 500-600 metre aşağıda yaklaşık 400 tecrübeli elemanla beraber TTK Genel Müdürü Burhan İnan'ın sevk ve idaresiyle bu görevi yapmaktadırlar. Kurtarma ekibinin de sağlığını, sıhhatini düşünerek son derece itinalı çalışma yapılıyor. Kriz masasında 10-12 tecrübeli arkadaşımız var. Yurt dışından destek alacak herhangi durum şu an söz konusu değil, eğer öyle olduğuna inansaydık zaten hiç beklemeden bu arkadaşları da getirirdik. Ama bildiğiniz gibi geçen ay ABD'de oldu, 29 kişi orada öldü.
Madenle alakalı konularda TTK itinalı çalışmasına devam edecek.”
Bakan Yıldız, “Taşeronlaşmadan sonra iş kazaları arttığına” yönelik soruyu ise, “Bu, üzerinden spekülasyon ve siyaset yapılacak konu değildir. Özel sektördeki firmaların, kamu düzeni içerisinde belli bir disiplin altında çalışmak durumundadır. Buraya gelen özel sektör de kamu da olsa elini kolunu sallayarak orada çalışmaya gidemez. Arkadaşların denetimi altındadır. Şu anda eksi 540 kodunda yapılan çalışmalar kömür çalışmaları değil. O açıdan bunun izahını, net gerekçesini şu anda tahminlerde bulunarak spekülasyonlar yaparak değil, ancak oradaki arkadaşlarımız çıkarıldıktan sonra yapılacak çalışmalarla ortaya çıkarılacaktır. O yüzden sabırlı ve temkinli olmamız lazım” diye yanıtladı.
“Böyle bir görüşün yanlış olduğunu söyleyebilir misiniz?” sorusu üzerine de Bakan Yıldız, şöyle dedi:
“TTK'da 6 aylık da 26 yıllık da personel var. Bu yüzden bunların her birisi aldıkları eğitimle beraber mutlaka disipline uyarak çalışmak durumdadırlar. Bu işin şakası yok. Farklı derinliklerde çalışılıyor. Şu anda içinde bulunduğumuz oksijenli havada değil, orada oluşturulmuş şartlar içinde çalışılıyor. O yüzden bu tür konular bizim görüşümüzün dışındadır.”
Bakan Yıldız'ın konuşması sırasında bazı madenci yakınlarının tepkili oldukları görüldü.
Bu arada, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Şafak, MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan ve Kocaeli Milletvekili Cumali Durmuş, kriz masasındaki yetkililerden bilgi aldı.
Öte yandan madende yakını bulunan bir kişinin baygınlık geçirmesi üzerine sağlık ekiplerince ambulansta müdahalesi yapıldı.
İŞÇİ YAKINLARININ UMUTLU BEKLEYİŞİ SÜRÜYOR...
DİĞER SAYFADA...
İşçi yakınları gözyaşları içinde madenden gelecek bir haberi beklerken, gelişmeleri olay yerinde izleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “ Göçüğün olduğu yerde metan gazının olmadığı yerler var. Ümit ediyoruz ki işçilerimiz o bölümlerdedir” dedi. Eneji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da “Zaman geçtikçe kaygı ve endişelerimiz artmıyor değil. Ama Allah’tan umut kesilmez” diye konuştu.
Kilimli beldesindeki maden ocağında önceki gün saat 13.28’de meydana gelen grizu patlamasında 11 işçi yaralanırken, galeri açma çalışmalarına katılan Yapıtek şirketine bağlı 30 işçi 540 metre derinlikte mahsur kaldı.
Ocağa kurtarma asansörüyle inen kurtarma ekibi, grizunun neden olduğu büyük hasar ve gaz oranının yüksek olması nedeniyle müdahalede bulunamadı. Bunun üzerine saat 24.00 sıralarında, bütün ekipler Gelik tarafında bulunan ocaktan, patlamanın olduğu 1800 metre uzaklıktaki bölgeye ulaşmak için çalışma başlattı.
Tüzüğe göre, ocaklarda karbonmonoksit gazı 50 ppm oranına çıktığında çalışma durduruluyor. Karbonmonoksitin 600 ppm üzerinde olduğu ortamda gaz maskesiz bulunmak ise ölüme neden oluyor.
Bir kilometrelik bölümü sorunsuz geçen ekipler, 800 metrelik bölümde grizuya bağlı olarak yoğun gazla karşılaştı. 2000 ppm ölçülen gaz oranı, havalandırma çalışmasıyla sabaha kadar 900 ppm, öğle saatlerinde de 600 ppm seviyesine düşürüldü.
ÖĞLEN SAATLERİNDE ULAŞIRIZ
TTK Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Özçelik, “25-30 civarındaki kurtarma ekibi 3-4’er kişilik gruplar halinde çalışarak göçüğün oluştuğu bölgeye ulaştı. Şu anda 8-10 metrelik bir göçük var. Ekiplerimiz göçüğe müdahale etmeye başladı. Göçük açıldıktan sonra hava akımı sağlanacak ve gaz oranı daha da düşürülmeye sağlanacak. Bunun için yer altına havalandırma şebekesi döşendi” dedi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) İş Güvenliği Uzmanı Vedat Küçükbükücü de, “Grizu patlamasında ocakta mahsur kalan arkadaşlarımıza yarın (bugün) öğlen saatlerine kadar ulaşmamız mümkün görünmüyor” dedi.
BAKANLARA İŞÇİ YAKINLARINDAN TEPKİ!
DİĞER SAYFADA...
BAKANLARA İŞÇİ YAKINLARINDAN TEPKİ:
‘Konuşacağınıza ocağa girin’
Dinçer ve Yıldız, ocak ağzında bekleyen işçi yakınlarıyla konuşup çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yıldız, “Umut ediyoruz ki 2-3 saat içerisinde göçükten bir menfez açıp işçilere ulaşmaya çalışacağız” dedi. Bu sırada “Patlama olduktan sonra buraya gelip lak lak konuşuyorsunuz” diye tepki gösteren bir işçi yakını polislerce uzaklaştırıldı. “Burada konuşacağınıza ocağa girin. Gelmişsiniz burada konuşuyorsunuz. Benim çocuğum var ocakta. Ocağa girin” diyen bir kadın da baygınlık geçirdi.
Gül, gitmekten vazgeçti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Zonguldak’ta kurtarma çalışmalarının sürdüğü maden ocağına yapacağı ziyarette alınacak önlemler nedeniyle çalışmaların olumsuz etkilenebileceği gerekçesiyle son anda vazgeçti. Gül, dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’i, Çankaya Köşkü’nde kabul ederek, maden ocağındaki kurtarma çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.
Sabah kaza sayısı verdi, öğlen yeni kaza yerindeydi...
Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, CHP’li Ali Rıza Ertemür’ün yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, Türkiye’deki maden kazalarındaki içler acısı tabloyu ortaya çıkardı. Önceki gün öğlen saatlerinde ise Zonguldak’taki patlamanın haberi geldi. Dinçer bu kez olay yerinde, işçilerin ailelerini teselli ediyordu. Dinçer’in açıkladığı Türkiye’deki içler acısı tablo:
- 2002-2008 yılları arasında 47 bin 969 iş kazası meydana geldi, 559 kişi hayatını kaybetti.2 bin 313 kişi ise sürekli iş göremezlik raporu aldı.
MADEN FACİASINDA ÖLÜMLER AVRUPA'NIN 4.5 KATI
DİĞER SAYFADA...
Ölümler Avrupa’nın 4.5 katı
Her yıl binlerce madencinin hayatını kaybetmesine neden olan maden kazaları, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve gelişmiş ülkelerin kırsal kesiminde meydana geliyor. Dünyada en çok maden kazası yaşanan ülkelerin başında ise Çin geliyor.
Çin Çalışma Güvenliği Bakanlığı’nın verilerine göre, global maden kazalarının yüzde 80’i, dünya kömür ihtiyacının yüzde 35’ini sağlayan Çin’de yaşanıyor. Bu durum, madenciliği Çin’in en tehlikeli mesleği olarak birinci sıraya yerleştiriyor.
- 2009’da Çin’de madenlerde 2 bin 631 kişi öldü. 2002 yılında bu rakam 6 bin 995’ti.
- 5 Nisan 2010’da ABD’de yaşanan kömür madeni kazası, ülkede son 26 yılın en büyük faciası oldu ve 29 işçi can verdi. Ancak ABD, madencilik için en güvenli ülkelerden biri...
- 18 Kasım 2007’de Ukrayna’nın Donetsk bölgesindeki kömür madeninde metan gazı patlaması sonucu 101 madenci öldü.
- Son olarak dün İsveç’in kuzeyinde yer alan Malmberg demir cevheri madeninde bir asansör kazası yaşandı. Asansörün yüz metre düşmesi sonucu iki kişi hayatını kaybetti.
- Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre Avrupa kıtasında yer alan ülkelerde 2004-2006 yılları arasında iş kazasında ölen maden işçisi oranı yüz binde 20.15 (ILO’ya bu tarihler arasında istatistik bildiren 25 ülkenin ortalaması)
- Aynı dönemde Türkiye’de iş kazalarında hayatını kaybeden maden işçisi oranı yüz binde 92.47. Yani Türkiye, Avrupa ölçeğinde birinci sırada.
- Türkiye’de maden işçisi ölümleri oranı, Avrupa ortalamasının yaklaşık 4.5 katı.
- Türkiye, 2000’li yıllar boyunca iş kazasında yaşamını yitiren maden işçisi oranının yüz binde 70’in altına hiç düşmediği tek ülke.
‘Taşeron firmanın çalıştığı bölgede olması düşündürücü’
Zonguldak Kilimli’deki madende patlamanın neden kaynaklandığına ilişkin çok sayıda tahmin ve iddia ortaya atılıyor. Elektrik tesisatı ve kaynak yapılması nedeniyle ocakta biriken gazın alev almış olabileceğini belirten yetkililer, TTK’nın en önemli ocaklarından biri olan Karadon ile kurtarma çalışmalarının yürütüldüğü Gelik’in teknik şartlar bakımından hiçbir eksiğinin olmadığına dikkat çekti.
Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun patlamanın olduğu gün 13.00 ve 13.30 saatleri arasında sensörlerden elde edilen verileri gördüklerini belirterek, uzaktan kontrol grizu sistemlerinin çalıştığının anlaşıldığını söyledi. Torun, taşeron firmanın çalıştığı bölümde kazanın olmasının da düşündürücü olduğunu kaydetti. Torun, “Bundan önce de bizim taşeron sistemine yönelik itirazlarımız oldu. Ve bu itirazlarımızı daha önce de dile getirdik. Taşeronun, sistemsel bir sorun olduğunu düşünüyoruz. İki başlı bir yönetim nedeniyle denetim sıkıntısı yaşanabiliyor” dedi.
BİR AY SONRA NİKAHI VAR...
DİĞER SAYFADA...
Bir ay sonra nikâhı var...
Maden ocağı önünde mucizeyi bekleyenlerden biri de 27 yaşındaki maden mühendisi Ramazan Yavuz’un yakınları. Sivas’ta tamamladığı üniversite eğitiminin ardından madende galeri açma işini alan Yapıtek isimli firmada 3.5 yıl önce çalışmaya başlayan Yavuz, gece vardiyasından gündüze geçince yakalanmış patlamaya. Babasını işe giderken geçirdiği trafik kazasında yitirmiş Yavuz... Mezun olur olmaz hem ailesine bakmaya başlamış, hem de sevgilisi Meryem’le kuracakları yuva için evlilik hazırlıkları yapmaya. Evini tutmuş, eşyaları döşemiş, 21 Haziran için de nikâh tarihini almış. Ancak kendi gibi hayalleri de şimdi göçük altında Yavuz’un.
15 gün sonra emekliydi
Bir de oğul var, Gelik Maden’inin kuyusu önünde bekleyen. Adı Necdet Zoroğlu. Aynı madende çalışıyor. O da babasını bekliyor kafes adı verilen dev asansörlerin önünde. 55 yaşındaki Mustafa Zoroğlu emekli olmuş, ancak yeni bir yaşam kurmak için kısa bir süre daha yer altına inmeye devam etmek zorunda kalmış. Bir kuyunun ön girişine gidiyor Necdet Zoroğlu bir arka girişine, bir oturuyor bir yürüyor. Onun da umutları saatlere yenilince göz yaşlarına hâkim olamıyor daha fazla. Ve anlatıyor babasını, “15 gün sonra işi bırakacaktı yeni bir ev aldı Çaycuma’da, oraya yerleşecekti. Buradaki evini de satmıştı. Artık rahat edeceğim” diyordu...
Aşçıydı işsizlikten madenci oldu
Kucağındaki 6 yaşındaki kızı Ebrar ile ocak önünde beklerken gözyaşlarına boğulan Gülşen Karabektaşoğlu (24), eşi Ahmet Karabektaşoğlu (26) ve kardeşi Erdem Alkin’in (23) mahsur kalanlar arasında olduğunu söylüyor. Eşinin asıl mesleğinin aşçılık olduğunu, ancak işsizlik yüzünden madencilik yaptığını anlatıyor Karabektaşoğlu... Şöyle devam ediyor: “Daha önce de maden ocağında 3-4 defa kaza geçirdi. En son yaklaşık bir yıl önce gaz zehirlenmesi nedeniyle yaralandı. Çok defa işi bırakmasını söyledik. Ancak, kirada oturuyoruz. Yapacak bir işimiz olmadığı için çalışmaya devam etti. Umudumuzu koruyoruz.”
Mecburen dönmüş işe
Göçüğün altında kalanlardan biri de 56 yaşındaki Hüseyin Arslan... Arslan, 10 yıl önce TTK’dan emekli olmuş. Aldığı 900 liralık emekli maaşı yetmeyince Arslan, mecburen tekrar madenciliğe dönmüş. Taşeron firmada başladığı iş sayesinde maddi sıkıntılarından kurtulmaya çalışan Arslan, şimdi yerin 540 metre altında.