Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız, enerji gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.<br/>Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Tan...
Abone olEnerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız, enerji gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ’Batı Afrika Ülkeleri Gençler Delegasyonu’nu kabul etti. Yıldız, yaptığı konuşmada, Afrika’nın yeni yüzyılın yükselen kıtası olduğunu belirterek, o ülkelerin en büyük gerçeğinin ’gençler’ olduğunu söyledi. Türkiye’nin Afrika açılımından bahsedilmesi gerektiğini kaydeden Yıldız, Türkiye’nin bölgesinde artık bölgesel bir güç haline geldiğini, ekonomik ve siyasi dinamikleriyle önemli bir merkez olduğunu ifade etti. Türkiye’nin de geçmiş dönemlerde birtakım sıkıntılar yaşadığını hatırlatan Yıldız, bu doğrultuda Afrika açılımını yapan Türkiye’nin 34 merkezde Büyükelçilik açtığını söyledi. Yıldız, "Yalnızca, siyasi, idari, sosyal değil aynı zamanda enerji yatırımlarıyla beraber altyapı çalışmaları açısından da önemli bir çalışma başlatıyoruz. Diplomatik ve ekonomik güç aslında paraleldir. Bu ikisini ayrı yerlerde düşünemeyiz. Ekonomik gücünüz arttığı kadar diplomasiyi yürütürsünüz. Enerji sektörünün de uluslararası diplomasiden arındırılamayacak kadar farklı ve büyük projeler olduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.
Yıldız, Batı Afrika Ülkeleri Gençler Delegasyonu üyeleri ve gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir soru üzerine, Yıldız, "Türkiye, 3 ayrı medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülke. Aslında kalkınma bir bütün, yalnızca ekonomik ve sosyal değil aynı zamanda tarihi ve kültürel zenginliklerinizle bir ülke olabiliyorsunuz. Her birimiz bütün olumlu değerlerimizi birbirimize aktarıyor olmamız lazım. Enerji kaynakları o ülkelerin birçok açıdan normalleşmesini, halkının refah seviyesinin artmasını temin eden temel kaynaklardır. Bunlar savaşın gerekçesi olarak değil refahın gerekçesi olarak kullanılmalıdır. Yalnızca ekonomik gerekçelerle değil, bunlardan daha önce olan önceliklerimiz var onlar da insani değerlerdir" dedi.
Her ülkenin kısa, orta ve uzun vadeli politikalarının olması gerektiğine dikkati çeken Yıldız, ülke geleceğinin mutlaka kurgulaması gerektiğini ve Türkiye’nin farklı bir ivme yakaladığını söyledi. Yıldız, Türkiye’nin Afrika ülkeleri kadar zengin kaynaklara sahip olmadığını belirterek, petrol ve doğalgaz ithalatının azaltılmaya çalışıldığına işaret etti.
NABUCCO PROJESİ
Bir gazetecinin, ’Almanlar, Nabucco Projesi’nden ayrıldı ve hisselerini Avusturya’ya devretti, bununla ilgili neler söyleyeceksiniz" sorusunu Yıldız, "Bu bir tercihtir. Biz Nabucco’nun gerçekleştirilmesi adına en büyük katkıyı TANAP Projesi’ne imza atmakla sağlamış olduk. Eğer, ağır bir yükü şu veya bu gerekçeyle kaldıramıyorsunuz. Onu belki iki-üç parçada kaldırırsınız. Nabucco’nun gerek finansman gerekse kaynak tedariki açısından bazı açmazları vardı. Onları bu şekilde tamamlıyor olacağız. Biz, AB üyesi ülkelerin doğalgazdaki özellikle kaynak ihtiyacını karşılayabilmek açısından böyle bir proje gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Türkiye’nin doğalgazdaki ihtiyacını gerçekleştirebilmek için bunları yapıyoruz. Dolayısıyla, her firmanın tercihi farklı olabilir. Haziran ayında Şahdeniz-2 korsorsiyumu bir tercihte bulunacak. O tercih şunu söyleyecek, TAP Projesi’yle Avrupa’nın güneyine mi gaz gidecek, yoksa Nabucco West’le Avrupa’nın kuzeyine mi gaz gidecek. Biz, bu tercihi tek başına omuzlarımızda hisseden bir yapıda değiliz. 6 tane ortağı vardı. Şu anda 5 tane ortağı var Nabucco West’in ama 2 bin kilometrelik kısmını Türkiye artık kendi topraklarında ve yüzde 22’lik hisse payıyla gerçekleştiriyor. Bence en önemlisi bu. Türkiye çalışmalarını, buradan en fazla çıkar sağlamış, ülkesine hizmet etmiş bir yapıyla beraber ortaya koymuş olacaktır. Rafa kalktı demek için erken" şeklinde cevapladı.
Başka bir gazetecinin, ’Türkiye’nin enerji faslına hazır olup olmadığını’ ve ’AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin ’Türkiye’nin, aslında Türkiye’nin enerji faslına hazır olduğu’ açıklaması hatırlatması üzerine, "Çözüm süreciyle beraber aslında birçok şey normalleşecek demiştik. Enerji yatırımları da bundan en fazla pay alan sektörlerden birisi olacaktır. Bizim, MTA’nın uzun süre yaptığı çalışmalar ve ortaya koyduğu haritalar Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bir kısım kaynaklara işaret ediyor. Özellikle terör belasıyla beraber oradaki yatırımcılarımızın bir kısmı çekimserlik gösterdiler. Oradaki gerek petrol gerekse doğalgaz gerekse yer altı kaynaklarıyla alakalı konularda tedirginlik yaşadılar. Şimdi, bunların her birisi çözüm süreciyle beraber kalkmış olacak. Bizler daha geniş bir alanda arama ve bununla alakalı işletme faaliyetlerine başlamış olacağız. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin açıklamalarını izledim. Tabii ki, Türkiye enerji faslının açılmasında müzakerelere başlamak için hazır olduğunu çok önceden belirtmişti. Bununla alakalı performans değerlerini, kendi iç düzenini, mutfağını bir sistematik üzerine oturtmuştu. Politikalarını ve stratejilerini yenilenebilir enerji kaynakları ve yerli kaynakları üzerine oturttu" cevabını verdi.
Türkiye’nin enerjide fiili olarak AB’nin daha önünde gittiğine dikkati çeken Yıldız, açıklamasını şöyle sürdürdü: "AB’nin bize enerji başlığı altında koyacağı bütün yapının daha önünde gidiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarında Türkiye’nin ürettiği her elektriğin dörtte biri yenilenebilir enerji kaynaklarından kaynaklanıyor. AB’de bu rakamın ortalaması yüzde 13,5’ler civarında. Dolayısıyla, ’enerji başlığının siyasi gerekçelerle açılım yapmıyor’ olması en fazla AB’yi sıkıntıya sokmuştur. Enerji başlığının açılmış olması, enerji faslının açılmış olmasıyla AB birçok şey kazanır ama enerji başlığı açılmazsa Türkiye çok şey kaybetmez. O açıdan bizler duruşumuzu son derece net sergiliyoruz ve enerji sektörüyle
alakalı gerek yapılanmamızı çok hızlı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Türkiye’deki özelleşmeyle, liberalleşmeyle ve piyasaların serbestleşmesiyle alakalı yapıları çok hızlı gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla, AB’nin enerji başlığı açıyor’ olması kendi objektifliği açısından önemlidir diye düşünüyorum."
TANAP PROJESİ
Bakan Yıldız, ’TANAP Projesi’nde yeni ortaklıklara gidilip gidilmeyeceğine’ ilişkin olarak, "Şahdeniz-2’den üretilen doğalgazın üretim ile iletim tarihinin eş zamanlı olması gerektiğini düşünüyoruz. Önceden bu iletim hatlarını yapmış olmanın çıkmayan doğalgazı iletebileceğimiz anlamına gelmediğini biliyoruz. O yüzden 2018 yılına kurgulandı bunlar. Bizim açımızdan gerek finansman gerekse projenin gerçekleşmesiyle alakalı herhangi bir sıkıntı görülmüyor. Şu anda realize edilmeyi bekleyen en ön sıradaki proje olarak TANAP’ı görebiliriz. Yalnızca, Avrupa’dan değil Asya ülkelerinde de bu projeye ortak olmak isteyen firmalar var. Kısa ve orta vadede Şahdeniz-2 konsorsiyumununun, yani doğalgazı çıkartacak firmaların ortaklık hisse yapısıyla alakalı taleplerine olumlu baktığımızı söyleyebilirim. Bu açıdan da Türkiye TANAP’taki hisselerini ikinci sırada en büyük hissedar olarak devam ettirecektir. Bu hisselerimizde küçülmeyi düşünmüyoruz. TANAP gerçekleştirilebilecek önemli bir projedir" dedi.
(İHA)