Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, basında Reyhanlı saldırısını düzenleyenlerin Yayladağ sınır Kapası’ndan defalarca giriş çıkış yaptığ...
Abone olGümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, basında Reyhanlı saldırısını düzenleyenlerin Yayladağ sınır Kapası’ndan defalarca giriş çıkış yaptığının ifade edildiğini belirterek, “Gümrük İdaresinin sorumluluğu ülkeye giriş-çıkış yapan kişilerin araç ve bagajlarının kontrolünden ibaret olup şahısların giriş-çıkış ve pasaport işlemleri ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır” dedi.
Bakan Yazıcı, Yayladağ Sınır Kapısı’nın geçici olarak kapatılmasına ilişkin çeşitli basın yayın organlarında yer alan haberler üzerine yaptığı yazılı açıklamada, “Bizim Suriye ile çok uzun bir kara sınırımız var, 911 kilometre. Bu sınır üzerinde, hudut üzerinde 8 tane hukuki anlamda aktif kara hudut kapımız bulunuyordu, halen bunlar hukuken açık. Ama şu an itibariyle sadece üç kapıda faaliyet çok alt düzeyde devam ediyor. Reyhanlı’da yaşanan elim olaydan sonra Yayladağı Gümrük Kapısının faillerin giriş-çıkışını engellemek için bir önlem olarak geçici önlemle kapamıştık. Failler belli olunca, bir kısmı yakalanınca, kimlikler de tespit edilince normal işlevine devam etti. Daha sonra değerlendirme yaptık, yaptığımız değerlendirmelerde Suriye hükümetten yana, yani merkezi hükümetin veya onu destekleyen unsurların Türkiye’ye giriş-çıkış yaptıkları tek kapı Yayladağı kapısı” ifadesini kullandı.
El Muhaberatın yine buraya yüzlerce ajanını soktuğu gibi iddiaların olduğuna dikkat çeken Bakan Yazıcı, “Elbette ki giren-çıkan insan sayıları belli, ama şu anda elimde yok o veriler, sayılar belli. Dolayısıyla, diğer kapılar şu anda kısmen aktif olan Cilvegözü, Öncüpınar ve Karkamış hudut kapılarının karşı taraf ayağı direnişçilerin, Özgür Suriye Ordusu taraftarlarının elinde, böyle bir özelliği var. Bunu değerlendirdik biz. Buradan giriş-çıkışı, kimin ne olduğu, ne yaptığı, hangi amaçla girdiği-çıktığını bilemezsiniz. Nihayet siz risk değerlendirmesi yaparsınız, risk değerlendirmesini daha önce elde ettiğiniz verileri dikkate almak suretiyle yaparsınız. Gümrük kapılarında gümrük işlemlerini yapan otoriteler var. Kişilerle ilgili giriş-çıkış kontrolleri pasaport ve kimlik bilgileri üzerinden pasaport polisi yapar. Yani, Emniyetin Gümrük Kapıları Birimi var, pasaport kontrolü yapar. Zaten aranan kişi iseler, riskli kişiler iseler, yani uluslararası Interpol tarafından veyahut da işte Emniyet tarafından, yargı tarafından aranan, takip edilen kişiler iseler pasaport polisi kontrolde bunu görür müdahaleyi yapar. Onun ötesinde kişinin üzerinin eşya bakımından bir aranması gerekiyorsa, XR’den geçiririz, valizi varsa onun kontrolünü yaparız, gümrük işlemi tamamen biter” dedi.
Gümrük kapılarının bir plan dahilinde modernize ettiklerini, yenilediklerini belirten Bakan Yazıcı, şöyle devam etti:
“Gümrük kapılarımız gerçekten fiziki şartlar itibariyle baktığınız zaman iyi durumda olmayan kapılarımız var. Yayladağı Gümrük Kapımızda yenileme çalışmalarımız kapsamında en önde yer verdiğimiz kapılardan bir tanesi. Yayladağı, Karkamış, Akçakale, bu kapılar hep yenileme projelerimiz kapsamında. Ama Suriye ile yaşanan olaylar dolayısıyla bu kapıları şu anda yenilememiz çok rantabıl değil. Ticari aktiviteyi artırmak amacıyla kapıları yenilersiniz. Elbette ki güvenlik boyutu da var, ama önceliğinizi ticari aktivite nereden yoğunsa oraya verirsiniz. Dolayısıyla, bizim yap-işlet-devret modeli kapsamında yenileme çerçevesinde projelendirdiğimiz kapılardan birisi Yayladağı. Suriye’de yaşanan olaylar dolayısıyla bu yenileme çalışmalarımızı askıya almış bulunuyoruz. Doğrudur, güvenlik kamerası eksikliği var. O da şundan kaynaklanıyor: Siz şimdi yenileyeceğiniz bir kapıyla alakalı yenileme sürecini başlatmadan güvenlik kamerası ve buna benzer birtakım işlemleri devreye sokmak suretiyle yapacağınız harcamanın da sorgulanır boyutu var. Yani, yenileyeceğiniz kapıyı bu harcamalardan yapıyorsunuz. Ama bunda çok fazla para da tutmaz, herhalde burada bir öncelik belirlemesinde bir sıkıntı var.
Yayladağı biraz geç mi kapatıldı? Hayır, geç kapatıldığı kanısında değilim. Yani, burada belki farklı yönden değerlendirmeler yapılır-yapılacak ama, bizim esas hedefimiz kapıyı kapamak değil, amaç kapıyı açık tutmak. Ne zamana kadar açık tutacaksınız? Siz oradan beklediğiniz faydayı aldığınız sürece kapıyı açık tutacaksınız. Esas olan açık tutmaktır, kapatmak istisna. Şimdi biz istisnai bir işlem yapıyoruz. Tabii istisnai işlemi yaparken bunun gerekçeleri var. Bunlardan bir tanesi; hem orada birtakım altyapı çalışmaları yapılacak, işte kamera yerleştirmek bunlardan bir tanesidir. Güvenlik nedeniyle Türkiye’ye giren-çıkan insanların ne olduğu, hangi amaçlarla giriş yaptıklarını bilemezsiniz. Şimdi haberde sözü geçen kişinin ismi, işte fail olarak aranan kişi, bu aranan kişilerden değil. Bunun daha önce arandığına ilişkin, riskli bir kişi olduğuna dair herhangi bir bulgu yani Gümrük Ticaret Bakanlığında yok, gümrüklerde yok ve elbette ki Emniyette olduğu kanısında değilim. Olsa zaten pasaport polisi kontrolü yaparken o bilgi dolayısıyla o riski dikkate alır ve gerekli tedbiri uygulardı. 400 defa girmiş, bakarsınız bunu 500 defa, 1000 defa giriş-çıkış yapanlar var.
Ben geçenlerde Gürbulak’a gittim. Bizim tabii ki araç takip sistemlerimiz var, oradan takip ediyoruz araç giriş-çıkışları. Tesadüfen şunu bir kontrol edeyim bakayım, kaç defa girmiş; 10 ayda 900 defa giriş-çıkışı vardı. Ne amaçla giriyor? İşte standart depo kapsamında yakıt getirmek için giriyor, yolcu beraberinde birtakım eşya getirme imkanları var bizim mevzuatımıza göre, o amaçla girip-çıkıyor, başka amaçlarla olabilir, nihayetinde siz onun beynini okuyamazsınız. Bir taraftan güvenlik önlemlerini üst düzeye çıkartacaksınız, bir taraftan da tabii insanların seyahat özgürlüğünü, ticaret faaliyetlerini aksatmayacaksınız.”
“Yayladağı’nın aslında bir ticari faaliyet yoktu. Yayladağı’nda sadece kişiler küçük araçlarla giriş-çıkış yapılıyor. Yayladağı’ndan eşya götürme, sevketme şeklinde işte tırdır, kamyondur vesaire bu tür bir aktivite yok Yayladağı’nda” diyen Yazıcı, şunları kaydetti:
“Şimdi çok rölanti düzeyinde dediğimiz bu ticari faaliyetler Cilvegözü’nde ara bölgede yapılıyor, Öncüpınar’da ara bölgede yapılıyor. Bir miktar da Akçakale’de yapılıyordu, Akçakale’de de bundan 15-20 gün önce yine karşı tarafta Özgür Suriye ordusunun hakim olduğu gümrük kapısında birtakım yapıların, hatta bunlar mafya türü birtakım yapıların oradaki gümrük kapısında eylem icra etmeleri sonucu bir polisimizin şehit olması üzerine karşı taraftaki Özgür Suriye Ordusu onlarla görüşme yapılmak suretiyle oradaki faaliyeti de durdurduk, askıya aldık. Dün tekrar Vali Beyle de görüştük, orada Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Emniyet ve Gümrük tekrar inceleme yapmış, karşı tarafla da konuşmuşlar. Birkaç gün daha, şimdi zorluyorlar kapıdaki faaliyet devam etsin diye, birkaç gün daha bekleyeceğiz, çünkü karşı taraf Özgür Suriye Ordusu denen merkezi yönetime karşı mücadele içerisinde olan grup gümrüklü sahanın güvenliğini sağlama noktasında hakim vaziyette değil. Orada birtakım mafyavari unsurlar var. Yani, o ortamı, o karmaşayı herkes ranta dönüştürmeye çalışıyor. Dolayısıyla, bu tür yapıların cereyan ettiği, kamu düzeninin tesis edilemediği bir ortamda biz işte buradaki kapıyı Akçakale Kapısında aktivite devam etsin dememiz mümkün değil. O düzen tesis edilinceye kadar oradaki faaliyetleri durdurduk.”
Yayladağı Gümrük Kapısında gümrük hizmetleri, sahada başta güvenlik amaçlı altyapı çalışmaları olmak üzere gerekli güvenlik tedbirleri alınıncaya kadar durdurulduğunu hatırlatan Yazıcı, “Yayladağı kapımız Suriye rejiminin kontrolündeki tek kapımızdır. Sadece yolcu hizmetleri verilen kapımızdan ağırlıklı olarak rejime sempati ile bakan Suriyeliler tarafından kullanılmaktadır. Basında Reyhanlı saldırısını düzenleyenlerin bu kapımızdan defalarca giriş çıkış yaptığı ifade edilmiştir. Malumları olduğu üzere kapıda gümrük hizmetlerinin durdurulmasına kadar gerek Suriyeli gerekse Türk Vatandaşlarının giriş çıkışını yasaklayan herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu çerçevede başta saldırıyı gerçekleştiren ve tamamı Türk Vatandaşı olan tutuklu şahıslar olmak üzere Türk Vatandaşlarının giriş-çıkış yapmasına engel bir durum yoktur. Anılan saldırganlarla ilgili herhangi bir saldırı ve sabotaj ihtimaline ilişkin herhangi bir bildirim veya ihbarda da bulunulmamıştır. Keza böyle bir somut bilgi olsaydı Gümrük Kapısında şahısların giriş-çıkış kontrolünü yapma yetki ve sorumluluğu olan pasaport polisinin olaya müdahale edeceği gayet açıktır. Gümrük İdaresinin sorumluluğu ülkeye giriş-çıkış yapan kişilerin araç ve bagajlarının kontrolünden ibaret olup şahısların giriş-çıkış ve pasaport işlemleri ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Suriye ile problemlerden başlamadan önce Yayladağı Sınır Kapımızın TOBB Gümrük ve Turizm İşletme A.Ş.’ne yaptırılması planlanmış idi. Ancak yaşanan problemler nedeniyle bu kapımızın modernizasyon işlemleri ileri bir tarihe ertelenmiştir. Ancak başta Cilvegözü Sınır Kapısında meydana gelen patlama olmak üzere ortaya çıkan güvenlik problemleri nedeniyle Yayladağı kapımızın altyapı problemlerinin çözümü için çalışmalar başlatılmıştır. Bu çerçevede Bakanlığımızdan ödenek talep edilmiş ve gerekli ödenek tahsis edilmiştir. Yayladağı sınır kapısında kamera ve altyapı çalışmaları devam etmekte olup en kısa sürede tamamlanacaktır” dedi.
"YAYLADAĞ KAPISI SURİYE REJİMİNİN KONTROLÜNDEKİ TEK KAPI"
Bakan Yazıcı, Yayladağı kapısının Suriye rejiminin kontrolündeki tek kapı olduğunu vurgulayarak açıklamasını şöyle tamamladı:
“Sadece yolcu hizmetleri verilen kapımızdan ağırlıklı olarak rejime sempati ile bakan Suriyeliler tarafından kullanılmaktadır. Basında Reyhanlı saldırısını düzenleyenlerin bu kapımızdan defalarca giriş çıkış yaptığı ifade edilmiştir. Malumları olduğu üzere kapıda gümrük hizmetlerinin durdurulmasına kadar gerek Suriyeli gerekse Türk Vatandaşlarının giriş çıkışını yasaklayan herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu çerçevede başta saldırıyı gerçekleştiren ve tamamı Türk Vatandaşı olan tutuklu şahıslar olmak üzere Türk Vatandaşlarının giriş-çıkış yapmasına engel bir durum yoktur. Anılan saldırganlarla ilgili herhangi bir saldırı ve sabotaj ihtimaline ilişkin herhangi bir bildirim veya ihbarda da bulunulmamıştır. Keza böyle bir somut bilgi olsaydı Gümrük Kapısında şahısların giriş-çıkış kontrolünü yapma yetki ve sorumluluğu olan pasaport polisinin olaya müdahale edeceği gayet açıktır. Gümrük İdaresinin sorumluluğu ülkeye giriş-çıkış yapan kişilerin araç ve bagajlarının kontrolünden ibaret olup şahısların giriş-çıkış ve pasaport işlemleri ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Son olarak Laz Ziya lakaplı şahsın bu kapıdan giriş-çıkış yaptığına dair herhangi bir kayıt veya belge de bulunmamaktadır.”
(İHA)