İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon'da konuştu PKK'nın üst düzey bir yöneticisinin ellerinde olduğunu söyledi. Soylu, FETÖ-PKK ilişkisini belgeleyen ilginç bir bilgiyi de ilk kez açıkladı.
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK'nın önemli düzeydeki bir yöneticisinin ellerinde olduğunu açıkladı. O ismin FETÖ darbe girişiminden bir gün önce kendilerine talimat geldiğini ve telsizden hiçbir eylem yapılmamasının istendiğini söylediğini aktaran Soylu, PKK ve FETÖ arasındaki darbe ilişkisine işaret etti.
Trabzon'da konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası süreçle ilgili bir detayı paylaştı. Bakan Soylu, "Burada
belki de Türkiye'nin ilk kez duyacağı bir gerçeği ifade etmek istiyorum" dedi ve şunları söyledi:
"15 Temmuz hadisesinin üzerinden üç aylık bir zaman geçti ve zaman boyunca hem sınırlarımız içinde hem sınırlarımızın dışında ortaya koymak zorunda kaldığımız mücadele, aslında 15 Temmuz gecesi Türkiye'nin nasıl bir uçurumun kenarından döndüğünün çok açık bir biçimde bize özetidir ve bunu anlatmaktadır. Darbe girişiminin hemen arkasından PKK'nın, DEAŞ'ın FETÖ'ye ve onun ihanet eylemine sahip çıkarcasına gerçekleştirdiği eylemler aslında karşımızdaki cephenin kimliğini de açıkça deşifre etmiştir. Burada belki de Türkiye'nin ilk kez duyacağı bir gerçeği ifade etmek istiyorum. Elimizde PKK'nın önemli düzeydeki yöneticilerinden birisi var ve 14 Temmuz gecesi telsizlerden gelen mesajda, yaklaşık bir ay hiçbir eylem yapmayacaklarının kendilerine talimat verildiğini söylüyor. Tâ ki 15 Temmuz'dan üç gün sonra yeni bir talimat gelene kadar.
"ZULÜM ALTINDAKİ BÜTÜN MÜSLÜMAN DÜNYASI AĞLAYACAKTI"
Evlatlarımız biraz önce bunu yaşayarak, hissederek bizimle paylaştılar. Onlar biliyor, 79 milyon insanımız biliyor. Aslında bizi bir şekilde farklı anlatmaya çalışanlar ve tanımlamaya çalışanlar meseleyi çok daha iyi biliyorlar. Bu millet 15 Temmuz gecesi öyle şeytani bir planla karşı karşıya kalmıştır ki eğer tutsaydı 27 Mayıs'a da 12 Eylül'e de rahmet okutacaktı. Sadece Türkiye değil, Filistin, Musul, Kerkük de ağlayacaktı. Zulüm altındaki bütün Müslüman dünyası ağlayacaktı.
"SIĞINDIĞI ÜLKENİN MAKAMLARI..."
Cumhuriyet'in bütün bize emanetlerini bir işgâlle ortadan kaldıracaklardı. Bütün ekonomik parametrelerimiz, küresel faiz baronlarının eline teslim edilecekti. Hâkimiyet milletin elinden alınıp, ruhunu şeytana satmış bir maşaya teslim edilecekti. Sığındığı ülkenin makamları onu ne zaman, nereye ve nasıl teslim ederler ve ne hüküm verirler onu hep beraber göreceğiz ama millet kendi vicdanında o psikopatı müebbet lanete mahkûm etmiştir. Bu, dünya üzerinde benim bildiğim en büyük cezadır. Çünkü idam edilseniz bile eğer millet vicdanında mahkûm edilmişseniz ve millet vicdanında bir noktaya gelmişseniz artık işiniz bitmiş demektir. Tıpkı Menderes gibi kahramanlığınız, efsaneniz tescillenir ama bu millete ihanet içinde olursanız, bu millete ihanet yaparsanız yaşadığınız süre boyunca ve öldükten sonra da milletin o nefreti ve laneti üzerinizden, geride bıraktığınız isminizden asla silinmez. Bu dünyada da ahirette de yüzünüz gülmez."