Bakan Kurum: Mühendislikte çırağı olmaktan gurur duyduğum ustam babamdır
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü’nde memleketi Konya’daki programda açıklamalarda bulundu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Konya İnşaat Mühendisleri Odası’nın, 19 Aralık İnşaat Mühendisleri Günü dolayısıyla Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlediği İnşaat Mühendisleri Günü Onur Gecesi’ne katıldı. Programda konuşan Bakan Kurum, memleketi Konya’dan övgü ile bahsedip mühendislik mesleğini anlattı.
“Konya hayatımın ta kendisidir”
Bakan Kurum, “Konya, benim çocukluğumun geçtiği, şahsiyetimin geliştiği, istikbalimin şekillendiği şehirdir. Hep söylerim; Hazreti Mevlana gibi, Sadrettin Konevi gibi evliyaların diyarında yaşamak herkese nasip olmaz. Konya’nın manevi ikliminde yetişmek, her kula kısmet olmaz. Hamdolsun burada büyüdüm, burada okudum ve mühendis oldum. Hayat arkadaşım, Şengül hanımla da burada, okulda tanıştım. Bu anlamda Konya benim için sadece hayatımın geçtiği yer değil, hayatımın bütünüdür, hayatımın ta kendisidir. Ben nerede olursam olayım, nereye gidersem gideyim, Konya’nın evladı olmakla hep gurur duydum, her zaman da gurur duyacağım” dedi.
“Mühendislikte 50 yılını tamamlamış bir babanın evladıyım”
Bakan Kurum, konuşmasında kendisi gibi inşaat mühendisi olan babası Mehmet Kurum’a da yer verdi: Ben mühendislikte 50 yılını tamamlamış bir babanın evladıyım. Kendim de mesleğimde tam 25 yılı geride bıraktım. Biliyorsunuz, mühendislikte usta çırak ilişkisi çok önemlidir. Benim de mühendislikte, çırağı olmaktan gurur duyduğum ustam babamdır. Bana millete ve memlekete hizmet etme aşkını öğreten ve bu yolda ilk ustam olan babama da sonsuz sevgilerimi hürmetlerimi sunuyorum. Bizi yetiştiren hocalarıma çok teşekkür ediyorum.
“Bu kubbede hoş bir seda bırakma gayesiyle çalıştım”
Bakan Kurum, Konya Selçuk Üniversitesi’nde geçen öğrencilik yıllarıyla ilgili de şöyle konuştu: Öğrenciyken, arkadaşlarımızla en büyük hayalimiz şantiye alanlarında olmaktı. Gördüğümüz her binayı yorumluyor, eğriyi doğruyu tartışıyor, bir an önce meslek hayatına atılmak için sabırsızlanıyorduk. Hamdolsun mesleğimize kavuştuk ve ben de çeyrek asrı geride bırakmış bir evladınızım. Bu süreçte şunu çok iyi öğrendiğimizi düşünüyorum. İnşaat mühendisliği zordur, insan hayatıyla ilgili olduğu için sorumluluğu ağırdır ama bir o kadar da değerlidir, güzeldir. Ben de geçen zaman içinde, inşaat mühendisliğini daima değer katmak olarak gördüm, bu kubbede hoş bir seda bırakma gayesiyle çalıştım çabaladım.
“Mühendisler bu ülkenin en önemli devlet adamları”
Bakan Kurum, Türkiye’nin siyasi tarihinde de mühendislerin izleri olduğuna dikkat çekti: İnşaat mühendisleri hayatın tam ortasındadır. Bu siyasette de böyledir. Bugün Türk siyasi tarihine baktığımızda birçok mühendisin, bu ülkenin en önemli devlet adamları olduklarını görüyoruz. Eski başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız bir mühendisti. Rahmetli arkadaşlarıyla birlikte Gümüş Motor’u kurdu ve ilk yerli motoru üretti, böylece Türkiye’nin ağır sanayisinin mimarlarından oldu. Merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel de mühendisti. Bu ülkede baraj denilince, su denilince akla hala ilk önce onun adı geliyor. Yine Cumhurbaşkanımız Turgut Özal da hayatı başarılarla dolu bir mühendisti. O da Türkiye’yi dünyaya açan atılımlar yaptı. 12 Eylül’den sonra milletimizin yeniden özgüven kazanmasını sağlayarak tarihe geçti. Hiç şüphesiz, mühendislerimizin hem yurt içinde hem de yurt dışında altın çağını başlatan kişi, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Kendileri, 1994’teki o efsane belediye başkanlığı döneminden bu yana daima mühendislerle birlikte çalıştılar. Genç mühendislerin bilgisine, tecrübe ve aksiyonlarına, inisiyatif alma güçlerine, atılımcı ruhlarına daima güvendiler ve mühendisleri sonuna kadar desteklediler.