BIST 9.916
DOLAR 35,14
EURO 36,63
ALTIN 2.965,02
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Bakan Işık'tan olay yaratacak sözler!

Bakan Fikri Işık, "Eğer ben iktidara geliyorsam üst düzey kadroları belirleme hakkına sahip olmalıyım" dedi!

Abone ol

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Eğer ben iktidara geliyorsam üst düzey kadroları belirleme hakkına sahip olmalıyım" dedi. Muhalefet ise Bakan'a sert tepki gösterdi, Anayasa uyarısı yaptı.

MUHALEFETTEN ANAYASA'YA UYGUN DEĞİL UYARISI

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamuoyunda "Torba Kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı görüşülüyor.

Tasarının bugünkü görüşmeleri, ilk görüşmeleri dün yapılan ve tartışma yaşanan memurların atama, görevden alma ve son verme, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına dair mahkeme kararlarına ilişkin düzenlemeyi içeren 82. madde üzerinden başladı. Muhalefet partilerine mensup milletvekilleri düzenlemeyi eleştirerek, hukuk devleti ilkelerine ve anayasaya aykırı olduğunu savundu.

HASİP KAPLAN BİR DE KÜRTÇE SÖYLEDİ 

HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, maddeye ilişkin görüşlerini aktarırken anayasaya aykırılığını savunduğu bazı cümlelerini Kürtçe olarak da tekrarladı. Kaplan, "Başka nasıl anlatayım, hangi dilde anlatayım" ifadesini kullandı.

CHP'DEN KOMİSYON BAŞKANI'NA TEPKİ 

CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin de söz alarak, birleşimin başında hükümeti temsil eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın herhangi bir konuşma yapmadan yerini Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'a bıraktığını ifade ederek, Komisyon Başkanı Recai Berber'in tavrını eleştirdi. Berber'in milletvekillerinin konuşmaları sırasında sordukları soruların yanıtlanmasını sağlamadan birleşime ara verdiğini ve bakan değişikliği yaşandığını kaydeden Çetin, komisyonun çalışma yöntem ve usullerinin çiğnendiğini ileri sürdü.

BAKANLAR KOMİSYONA GELMEDİ 

Daha sonra söz alan muhalefet milletvekilleri de komisyon çalışmalarının uzun süredir devam ettiğini, koşulları ağır bir çalışma süreci yaşandığını, ancak ilgili bakanların komisyona katılmadıklarını ya da yeterli süre kalmadıklarını ifade ederek, durumu eleştirdiler.

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli de tasarının 82. maddesinin alt komisyonda tartışmalı bir oturumda eklendiğini ifade ederek, "Bunun yeri Plan Bütçe Komisyonu değil. Anayasa Komisyonu'na gitmesi gereken bir madde" dedi. Maddenin sakıncalı hususlar içerdiğini, kabul edilemez olduğunu ileri süren Türeli, yargıya müdahale anlamı taşıdığını, güçler ayrılığı ilkesini ihlal ettiğini söyledi.

İKTİDARIN POLİTİKASINI BENİMSEMEZSE NASIL OLACAK?

Türeli'nin ardından söz alan Bakan Işık, düzenleme hakkında bilgi verdi ve hükümetin görüşünü aktardı.

"Biz maddenin bu haliyle kapsamının çok geniş olduğu, uygulamada keyfiyete sebep olabileceği kanaatindeyiz" diyen Işık, iktidarların göreve gelirken halka verdikleri sözleri yerine getirebilmeleri için çalışacağı üst düzey bürokratları belirleme hakkı olması gerektiğine işaret etti. Işık, "Hükümet politikalarını uygulayacak olan bürokrasidir. Eğer siz iktidarsanız ve sizin politikalarınızı benimsemeyen bir genel müdür, müsteşar varsa sizin politikalarınız nasıl hayata geçecek?" diye sordu.

İKTİDARDAYSAM KADROLARI BEN BELİRLERİM

Işık şöyle devam etti:

Bütün kamu çalışanlarını ilgilendiren değil ama hükümet politikalarının uygulanmasında inisiyatif alması gereken bürokraside, hükümetin çalışıp çalışmamaya karar verme yetkisinin olması gerek. Belki bu anayasada düzenlenmeli. Hepimiz siyasetçiyiz. Bunu bana göre bütün partilerin savunması lazım. Neden? Eğer ben iktidara geliyorsam üst düzey kadroları belirleme hakkına sahip olmalıyım. Ben benden önceki dönemin genel müdürüyle çalışmak zorunda olmamalıyım.

HESAP SORULMASI KOLAY OLMAZ

Eğer, o genel müdür benim politikalarıma inanmıyorsa ben onunla nasıl yol yürüyeceğim? Bu demokrasinin en temel gereklerinden bir tanesi. Eğer ben bu politikaları uygulamakla ilgili halktan yetki aldıysam, halka hesabı da ben vereceğim. Eğer bir iktidar kendisiyle aynı düşünce yapısına sahip olmayan bir müsteşarla çalışmak zorunda kalıyorsa o zaman o iktidara hesap sorulması çok kolay değil. Siyasetin güç kaybettiği noktalar bu noktalardır.