İzmir'in düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümü kutlamalarında protesto edilen Günay, eleştirilere cevap verdi.
Abone olKültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen 90. Yıl Zafer Yürüyüşü'nde kendisine yönelik atılan olumsuz sloganlara ilişkin, "Kendileri, programa koymadıkları etkinliğe sahip çıkıp, 'Bayrağını kap da gel' yaptılar. Halbuki bayrak çekme töreni benim müdahalemle İzmir'in programına girdi" diye konuştu.
Cermodern'de basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle yemekte bir araya gelen Günay, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 90. yıl dönümü kutlamalarıçerçevesinde düzenlenen "Zafer Yürüyüş"nde yaşananların kendisini çok incittiğini belirten Günay, "Girdik ki biz meydana, bir de şey dolmuş oraya...Apo'yla beraber çeteleri teftiş eden kişinin siyasi militanları karşı safa dolmuşlar. Var ya öyle birisi... Hepiniz bilmiyor musunuz o fotoğrafları? Abdullah Öcalan ile beraber parkalarla silahlı çeteleri beraberce tebrik edip, denetleyen siyasi.. Hepiniz biliyorsunuz, isim söylemedim. Bunlar da olmuşlar milliyetçi, Atatürkçü. Onlar da doldurmuşlar, bayrağa sahip çıkıyorlar. Bunlar biliyorsunuz ki 'Jandarma kalksın, köyleri milis güçler yönetsin' diye makaleleri vardı. Bunlar olmuşlar milliyetçi, meydanı doldurmuşlar" diye konuştu.
Geçen hafta Kıbrıs'tan döndüğünü ve gazeteyi açtığında, "İzmir'de bayrak töreni, yönetmeliğe kurban oldu" başlığıyla bir haber gördüğünü belirten Günay, gazetedeki haberde, yönetmelik kapsamında vilayet binasına bayrak çekilmesinin kaldırıldığının yazdığını dile getirdi.
Haber üzerine hemen ilgili vali yardımcısını aradığını anlatan Günay, şöyle konuştu:
"Aradığım kişi bana dedi ki 'kutlama komitesi böyle karar verdi'. Ben de 'böyle karar veremezsiniz' dedim. İzmir'de valilik binasına bayrak çekilince 19 Mayıs'ta çıkılan yol, İzmir'de zaferle sonuçlanmış demektir. 'Bundan vazgeçemezsiniz' dedim. Çünkü yönetmeliğin yapmayın dediği, resmi geçitler var ya kaymakam, vali ayağa kalkar ve milletin önünden 1 saat boyunca geçer veya vilayette dizilirler, herkes başını eğer, selamlamaya geçer. Bu resmi geçidi kaldırın ama halkın katılacağı etkinlikleri çoğaltın, yönetmeliğin özü bu, yönetmeliği açın bakın.Yönetmelik diyor ki 'tiyatro, halk oyunları, bilimsel toplantı, şenlik, gösteri yapılır'. Kim karar verir, Ankara'da Ankara Valiliği, illerde illerin valiliğinin başkanlığında garnizon komutanlıkları, belediyeler ve mili eğitim, gençlik müdürlükleri. Bunlar oturmuşlar, Bu tutanağı getirttim. Yarın basınadağıttıracağım İzmir'de. Tutanakta vali yardımcısı, garnizon adına bir görevli, İzmir Büyükşehir Belediyesi adına bir görevli, milli eğitim ve gençlik sporgörevlileri mutabakatla programı yapmış."
Programda halk oyunları, sergi açılışı, konser gibi etkinliklerinolduğunu ancak vilayette bayrak çekilmesinin söz konusu olmadığını dile getirenGünay, şunları kaydetti:
"Bütün programın sorumluluğu belediyeye verilmiş. 9 Eylül yerel kutlansın, halk katılsın falan... Valiliğe bayrak çekme ritüelini o komitekaldırmış. Ben, 'Bu olamaz' dedim, görür görmez. Belediye'den gelmedi bize, başkabir yerden gelmedi. Ben gazetede gördüm ve müdahale ettim ve bunu koydurtturdum.Bunu basın yazınca, sosyal bir tepki oluşmuş, o tepkiyi belediye sahiplenmiş.Valilik kaldırmamış, orada valilik neyse sen de osun. Kendileri, programa koymadıkları etkinliğe sahip çıkıp, 'Bayrağını kap da gel' yaptılar. Ankara'nınbundan ne haberi olur, Ben Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı ile konuştum.'Aptallık' dedi herkes. İzmir'de valilik binasındaki ritüelin kaldırılması, bayrağın çekilmemesi olayını herkes, aramızda hiçbir tartışma olmaksızın ve gazetede okuduktan 1 saat sonra benim müdahalemle İzmir'in programına girdi.
Benim İzmir'e çektiğim faks vardır, 'bu program aynen uygulanacak, geçmiş yıllarda neyse' diye. Benim açıklamamdan 15 dakika sonra, vilayetin düzeltmesi açıklandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, programın sorumlusu, başkan oraya konuşmasını koydurmuş ama vilayete bayrak çekilmesini koydurmamış fakat sosyal medyada tepki konusu olunca...Hükümet yaptırmıyor ya bu işleri, bayrağı da hükümet çektirmiyor, İstiklal Marşı'nı da hükümet okutturmuyor, bayramları da hükümet kaldırıyor. Olay, çokayıp bir şey. Bu kadar milli duyguları, bu kadar ortak değerleri siyasi istismarvasıtası yapmak çok ayıp bir şey."
"Bayram yeri, siyasi hesaplaşma yeri değil"
Kendisinin olaya müdahale ettiğini ve bunun belgelerinin de mevcut olduğunu bildiren Günay, şunları söyledi:
"Girdik meydana ki biz yasaklamışız da birileri koydurmuş, biz geri adımatmışız... Sen koydurmamışsın, ben düzelttim. Ben dün İzmir'de bu üslupla anlatmadım doğrusu, bayram ortamını daha fazla germemek için. Ben, incindim burada. Çünkü ben buna müdahale ettim, programı ben düzelttim.
Fakat bunu bir istismar vasıtası yaptılar. Ben bundan incindim ama şu bayram yeri, siyasihesaplaşma yeri değil.Girdik ki biz meydana, bir de şey dolmuş oraya... Apo'yla beraberçeteleri teftiş eden kişinin siyasi militanları karşı safa dolmuş. Var ya öyle birisi... Hepiniz bilmiyor musunuz o fotoğrafları? Abdullah Öcalan ile beraberparkalarla silahlı çeteleri beraberce tebrik edip, denetleyen siyasi.. hepiniz biliyorsunuz, isim söylemedim. Bunlar da olmuşlar milliyetçi, Atatürkçü. Onlar dadoldurmuşlar, bayrağa sahip çıkıyorlar. Bunlar biliyorsunuz ki 'Jandarma kalksın, köyleri milis güçler yönetsin' diye makaleleri vardı. Bunlar olmuşlar milliyetçi,meydanı doldurmuşlar."
Durumu gazete de görür görmez düzelttiğini vurgulayan Bakan Günay, sözlerine şöyle devam etti:
"Düzeltilsin diye uğraşılmamış. Belediyeden bana, vilayete gelmiş birbaşvuru yok. Tutanakta, 'Oy birliği ile aşağıdaki program kabul edilmiştir' diyor. Belediye garnizon, valilik, vali yardımcısı beraberce imzalamışlar. Benbunu basından gördüm, müdahale ettim. Pazar günü sabah yani... Kolayından tutmuşlar işi. Şimdi Cumhuriyet Meydanı'ndan valiliğin önüne gideceksin, askerler bayrak çekecek. Sen onuselamlayacaksın, falan. Fakat bu, bence kutsal bir ritüele dönüşmüş. Bundan vazgeçilmemesini ben söyledim. Basındaki tepkiyi görünce birden bire sahipçıktılar. Meydan, İşçi Partililer, militan belediye işçileri... Belediye onları bağırtmaya alışmış. Bir miktar kimliğini gizlemiş başka siyasi akımlarıntemsilcileriyle doluydu. İzmir'de 5 milyon insan yaşıyor, meydanda var 2 binkişi. Bin 500 kişi bağırdığı zaman, meydan bağırdı oluyor. Gerginlik çıkacak oldu, onu yatıştırdık."
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olacak mı?
Gelecek dönem hükümette görev almayı düşünüp düşünmediğiyle ilgili soruya Günay, "Geçen dönem burada epey iş yaptık. Bu dönem Suru Sultani'nin içindesaray konseptine bağlı hiçbir şey kalmasın, içinden yapılar, işgaller çıksın veburası Kremlin'i gezerken, Louvre'u gezerken nasıl böyle bir bütünüyle bir kültürmekanı nasıl bir saray geziyorsan burası da öyle bir hale gelsin. 'Bunun için birvadeniz var mı?' dediler. Bende 'bu dönem burayı boşalttık, bu çerçevede bitirmekistiyoruz' dedim. Bu dönem derken en fazla 2015'e kadardır. Tabi bir sonrakidönem tekrar bakan olacağım diye ne bir hayalim ne de bir niyetim var. Tabi bunuduyan 'vay bırakıyor musun' diye söyledi. Bırakıyorum demedim. Zaten iki sene varönümüzde. Ama bu dönem biter, bitmez ben bilmem. Hükümeti kuran bilir ama ben bu dönemde bu işleri tamamlayıp bitireyim gözüm arkada kalmasın. Önümüzdeki dönem parlamentoya girersem ne ala" yanıtını verdi.
Gelecek dönem de bakanlığının sona ermesinin ardından "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olmayı isteyip istemediği" yönündeki soruya ise Günay, "Efendim katiyen katiyen" diyerek cevap verdi.