BIST 9.673
DOLAR 35,23
EURO 36,75
ALTIN 2.963,89
HABER /  GÜNCEL

Bakan Çiçek'ten şok açıklama

Cumhuriyet savcılarının sanıldığı kadar aşırı yetkilerinin olmadığını söyleyen Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yargı ile ilgili yıllardan beridir söylenen acı gerçeği itiraf etti.

Abone ol

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, Türk yargı sisteminde soruşturma birliği olmadığı için yolsuzluğa karşı etkili bir mücadele yürütülemediğini bildirdi. Çiçek, cumhuriyet savcılarının sadece vatandaşla ilgili soruşturmaları yapabildiklerini, imtiyazlı kişilere dokunamadıklarını belirtti. Yolsuzluktan arınmış bir ülke olarak Türkiye'nin dünya sıralamasında 74, 75 veya 76. sıralarda değil, bir Avrupa ülkesi gibi ilk 10 veya 15. sırada yer almasını arzu ettiğini söyleyen Çiçek, ''Temizlik ve yolsuzluktan arınmışlık konusunda bizden sonraki ülkelere baktığımızda, onların liginde yer alıyoruz. Bu hepimizi düşündürmeli, hepimizi vicdanen rahatsız etmelidir'' dedi. Çiçek'in itirafı Yolsuzlukla mücadele herkese görev düştüğünü hatırlatan Çiçek, cumhuriyet savcılarının bu konudaki yetkilerinin sınırlı olduğunu, sanıldığı kadar aşırı yetkilerinin olmadığını bildirdi. Çiçek, cumhuriyet savcılarının sadece vatandaşla ilgili soruşturmaları yapabildiklerini, imtiyazlı kişiler söz konusu olduğunda soruşturmaların eksik kaldığını belirterek, ''Sansasyonel ve toplumda uzun süre iz bırakan soruşturmalara bakın, bunların bir kısmında istenilen netice elde edilemediyse, bu imtiyazlar sebebiyledir. Çünkü soruşturmalar idari, adli ve siyasi birimlerce ayrı ayrı yürütülüyor. Böyle olunca da sağlıklı bir sonuç alınamıyor. Dosyaları toplamak zor oluyor'' dedi. 'Yolsuzluklar canımızdan bezdirdi' Çiçek, Türkiye'nin bir süredir yoğun olarak yolsuzluklar bataklığına sürüklendiğine dikkat çekerek, bu durumun devleti zayıf düşürerek güçsüzleştirdiğini, toplum olarak herkesi canından bezdirdiğini anlattı. Bu yolsuzluk ortamının, halkın devlete olan güvenini de sarstığını ifade eden Çiçek, ''Tüm bunların yanı sıra siyasiti kirletti, kurumları kirletti. Bunun bedelini Türkiye olarak çok ağır ödedik. Şimdi biz, buna karşı mücadele verme çabası içindeyiz'' dedi. Çiçek, şunları söyledi: ''Tecrübelerimizden de görüyoruz ki, yolsuzlukla mücadelenin toplumsal bir talep haline gelmesi ve devlet hizmetlerinin çok açık, saydam şekilde yapılması, toplumun olup bitenlerden olabildiğince haberdar olması, millet adına, toplum adına kim yetki kullanıyorsa, onun hesap verebilir duruma gelmesidir. Yani hiç kimse hesaptan kaçmamalıdır. Herkes yaptığı işin sonuçlarını kamuya, ilgili yere, topluma açıklayabilmelidir. Bunun hesabını verebilmelidir. Bu sistemi kurabildiğimiz sürece bugün şikayet ettiğimiz hususlar, büyük ölçüde ortadan kalkacaktır.'' 'Mücadele eden insan sayısı az' Türkiye'de yolsuzlukla mücadele eden insan sayısının az olduğuna dikkat çeken Çiçek, ''Hükümet olarak biz bu mücadeleyi Türkiye için yapacağız, çocuklarımız için yapacağız ve yapmamız da gerekiyor'' dedi. Çiçek, yolsuzluk illetiyle daha etkili mücadele için yeni kanun tasarıları hazırladıklarını hatırlatarak, ''Yolsuzlukla mücadelede bir başka sıkıntımız mevzuattan kaynaklanıyor. Yasalara uyarak sorunları çözme yerine, yasaları dolanarak, ya da dolanmak için birilerini devreye koyarak çözmeye çalışıyoruz. Yolsuzluk deyince, nakit para akla geliyor. Oysa usulüne uygun olarak yapılmayan her iş, bir yolsuzluktur'' dedi. 'Kırcı dosyası tamam' Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ukrayna'da yakalanan Haluk Kırcı ile ilgili iade dosyasının pazartesi günü gönderileceğini ve bir hafta içinde iade edilebileceğini söyledi. Çiçek, Kırcı'nın ne kadar hapis yatacağı konusunda ise ''Bu neviden konuları değerlendirecek olan yargının kendi mekanizmalarıdır. Hukuk objektiftir, kişiye özgü değildir'' diye konuştu. 'Ben açık toplum istiyorum' Açık toplum özlemi duyduğunu ifade eden Çiçek, içinden geçtiğimiz sürecin de bunu zorunlu kıldığını bildirdi. Çiçek, ''Avrupa Birliği dediğimiz husus, her şeyin halkın gözü önünde cereyan ettiği, yanlış yapan varsa bunun da ilgili makamlara hesap verebildiği bir toplumun ve dünyanın içine girmeye çalışıyoruz'' dedi. Çiçek, şöyle devam etti: ''Madem ki AB'ye giriyoruz, hangi mesleğin imtiyazı nereye kadar olması gerekiyorsa, oraya kadar olmalıdır. Olmaması gerekenleri ayıklamamız lazım. Bunun getirdiği sıkıntılar var. Yolsuzlukla mücadeleyi bir toplumsal mücadele kabul etmeyip, adete bir derbi maçı gibi kenarda seyredip, 'Haydi bakalım falanca davaya bakanlar ne yapacak? İki hakim, bir savcı veya bu işlere gönül vermiş olanlar ne yapacak?' diye bakanlar var. En azından bir tavır koyması gerekenler tavır koymuyor, bir bildiri dahi yayınlamıyor. Mesala ben yolsuzlukla mücadele konusunda tüm meslek kuruluşlarımızın tamamının bir araya gelip, bir miting yaptığını hatırlamıyorum. Acaba kaçının bu noktada bir bildirisi var? Toplumsal bir tepkiyi getirip ortaya koyamadık. Gündem oluşturamadık.''