BIST 9.423
DOLAR 34,42
EURO 36,44
ALTIN 2.842,21
HABER /  GÜNCEL

Bakan Çiçek'ten hortumcu isyanı

Cemil Çiçek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Adalet Bakanlığı'na bağlı kurumların 2004 yılı bütçelerini sunarken, VİP salonundaki hortumcuyu anlattı.

Abone ol

Adalet Bakanı Celim Çiçek, yolsuzlukla mücadele yargının çok önemli bir sınavla karşı karşıya kaldığını belirterek, ''hiçbir hukuk devletinde, hiçbir demokratik hukuk düzeninde milleti soyma hakkı diye bir hak yok'' dedi. Çiçek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay'ın 2004 yılı bütçelerini sunarken, yolsuzluk konusuna da değindi. Türkiye'nin son bir kaç yıldır, büyük boyutlarda yolsuzluk yaşandığını anlatan Çiçek, bu durumun ister istemez toplumun dikkatini yargının üzerine çektiğini söyledi. VIP SALONUNDAKİ HORTUMCU Çiçek, bu sabah yurtdışından gelirken VIP salonunda bankasına el konulmuş birisini gördüğünü bildiren Çiçek, şöyle konuştu: ''Nasıl oluyor diye benim de garibime gitti. Adamın giyiminde kuşamında bankası batmadan önceki durumla sonrası arasında hiçbir fark yok. Sizi temin ederim ayağındaki ayakkabının fiyatına bir ay evrak memuru çalıştırıyorum. Kullandığı parfüm kokusuna baktığınızda, adam neredeyse parfümeri dükkanı gibi... Her yerinden ayrı bir koku geliyor. Daha iyi bir duruma gelmiş ve VIP salonunda oturuyor. Bakınız İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı o salona giremez. Ama şu anda bu adamın batırdığı paranın bedelini hepimiz ödüyoruz. Adam keyfinde... Yaşayışında en ufak bir değişiklik yok. VIP salonundan hizmet alabiliyor. Oradaki insanlar, yakasına yapışacağı bu kişiye hizmet veriyor çok önemli şahıs diye. Nasıl olur diye baktım. Kapıda o salondan istifade edecekler sıralanırken (devletten madalya alanlar) deniliyor. Bu mantıkla baktığımızda devletten madalya almak kadar kolay bir şey yok. Gider 50 trilyon lira çalarsınız 1 trilyonu ile okul yaptırırsınız, biz de o kişiye büyük törenle (iyi ki çaldın da 1 trilyonu ile okul yaptın) diye madalya veririz. Ömrübillah o salondan hizmet almaya devam eder... Bunların yakasına yapışılamadığı sürece Türkiye bu nevi gariplikleri yaşamaya devam eder.'' Bir ülkede yolsuzlukla mücadeleyi edecek devlet erkinin yargı olduğunu ifade eden Çiçek, yaşanan büyük boyuttaki yolsuzluk olayları karşısında yargının ne yaptığını, ne yapacağını vatandaşın bilmek istediğini kaydetti. AB süreci ile ilgili çıkarılan yasaların uygulamasını büyük oranda yargının yaptığını bu özelliği de yargının dikkatleri üzerine toplandığını anlatan Çiçek, Türkiye'de yargının gündeme gelmesi ve tartışılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. YOLSUZLUKLA MÜCADELE Yolsuzlukla mücadele yargının çok önemli bir sınavla karşı karşıya kaldığını kaydeden Çiçek, şunları söyledi: ''Biz de yargının bu süreçten başarıyla çıkması noktasında elimizden ne gelirse yargıya destek vereceğiz. Destek vermek bizim görevimizdir, bu mücadeleden başarılı çıkmak onların görevdir. Yolsuzlukla mücadele evvela devletin itibarı açısından önem arz ediyor. Yargıya güven açısından önem arz ediyor. Yargıya güven devlete güvendir. Eğer Türk yargısı yolsuzluk mücadele ve AB sürecindeki uygulamayı başarıyla sona erdirirse devlete olan güven büyük ölçüde artacaktır. Biz Adalet Bakanlığı olarak, yargının işini kolaylaştırmak için geçtiğimiz günlerde Meclis'e Bankalar Kanunu ile ilgili bir yasa tasarısı sevk ettik. Vatandaşın cebinden çıkmış olan paranın tahsiline imkan sağlayalım diye... Bu yetkiler yargıya verilmezse o zaman bu boşluktan istifa edenler oluyor ama bu işin faturası da sonuçta yargıya çıkıyor. (Yargı serbest bırakıyor, yargı böyle karar verdi) deniliyor. Vur abalıya... Önüne gelen yargıya vurmuş oluyor. İş noktaya gelinceye kadar devletin diğer kurumlarının da yapması gerekenler var, onların hiçbirisi vatandaş için anlam ifade etmiyor. Çünkü vatandaş değerlendirmesini sonuçtan yapıyor. Vatandaşın değerlendirmesine göre, (simit çalanlar içerde ama hortumcular dışarıda) bunun izahını yapmakta vatandaş zorlanıyor.'' Bu tür yaklaşımlarla vatandaşın devlete ve yargıya olan güvenin sarsıldığını ve ''yapanın yanı kar kalıyor'' anlayışının egemen olduğunu ifade eden Çiçek, devleti güçlü ve yargıyı itibarlı kılmaya çalıştıklarını anlattı. ''SOYMA HAKKI'' Çiçek, Türkiye'de yolsuzluklarla ilgili topyekün mücadeleyi başlatmak için yasal düzenlemeleri yapmaya gayret ettiklerini belirterek, ''Hiçbir hukuk devletinde, hiçbir demokratik hukuk düzeninde milleti soyma hakkı diye bir hak yoktur. Bu hakkın kullanılmasıyla ilgili sağlanmış hiçbir özgürlük de olamaz'' diye konuştu. Millet soyulurken, yargının ve devletin acz içinde olduğu gibi bir düşüncenin bir devlete yapılacak en büyük kötülük olduğunu kaydeden Çiçek, herkesin yolsuzluk mücadele destek vermesini istedi. AB SÜRECİ Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan sürece de değinen Çiçek, uyum yasalarının büyük bir bölümünün çıkarıldığını hatırlatarak, ''Yürütme ve yasama üzerine düşeni yaptı. Şimdi görev yapma sırası yargıda'' dedi. Çiçek, konuşmasında çıkarılacak yeni yasalar ve Anayasa değişikliğine de yer vererek, hukuk fakültelerinde yapılan eğitimi eleştirdi. Devlete, millete hizmet için iyi bir eğitim verilerek yetiştirilenlerin yolsuzluk yapanlara hizmet verdiğini kaydeden Çiçek, bunun için yargıda uzmanlaşmaya gittiklerini söyledi.