Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Kıdem tazminatı ve taşeron işçilik sorunu ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde taraflara bi...
Abone olÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Kıdem tazminatı ve taşeron işçilik sorunu ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde taraflara bir taslak sunduk” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğu ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Toplu sözleşme konuları, akademisyen ücretlerinde iyileştirme, 4/C’ ye kadro, İş ve Meslek Danışmanları için düzenleme, fazla mesai ücreti, aile yardımı gibi konuları Bakan Çelik’e bildirdi.
Bakan Çelik, Akademisyenlerle ilgili çalışmaların Yök tarafından yapılması gerektiğine işaret ederek Yök ile irtibatta olacakları belirtti. 4/C’lilerin kadro talebi ile ilgili olarak ise 4/C’lilere ciddi oranlarda zam yaptıklarını ifade eden Bakan Çelik, statü konusunun bir bakan ile bir konfederasyonun değerlendirip karar verebileceği bir konu olmadığını ancak konunun Bakanlar Kurulu düzeyinde ele alınabileceğini söyledi. Maaşlarında yüzde 40’lık bir artış yaparak mağduriyeti büyük oranda giderdiklerini ifade etti.
Kabulünün ardından, basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Çelik,“Dershanelerin kapatılmasının yanında etüt merkezlerinin de özel etütlerinde yasaklanacağı ve 500 TL para cezası kesileceği gibi haberlerin gazetelerde yer alması üzerine siz dershaneleri iş yeri olarak düşündüğümüzde böyle bir şeyin yasal dayanağı var mı? Bu konuda ne düşünüyorsunuz.” Sorusu üzerine Bakan Çelik, “Milli Eğitim Bakanlığımız çerçevesinde bir çalışma olduğunu biliyoruz ama ben Milli Eğitim Bakanlığımızın nasıl bir çalışma yaptığına sahip değilim. Dolayısıyla gazetelerde çıkan bir haber üzerine Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalarını değerlendirmeyi doğru bulmuyorum ama konu taslak olarak elimizde olur ise o çerçevede bir şey söylemek olur. Dershaneler ile ilgili öteden beri söylediğimiz bir şey var. Dershanelerimiz uzun süredir eğitim sistemimizin doğurduğu müesseseler bunlar kendiliğinden doğmadı sınav sistemlerinden, sistemin değişikliğinden bu dershane sistemini gündeme getirdi. Bizim iddiamız hükümet ve bakanlık olarak sınavlara ihtiyacı eğitim döneminde okullarda çözebilecek bir eğitim anlayışının oturtulması ile ilgili Milli Eğitim çok yoğun bir gayreti çalışması var. Bu başarılır ise inşallah dershaneleri doğuran sistem ortan kalkar. Tamamen ne boyutta onları görmedim o yüzden tam bir şey söylemek mümkün değil” diye konuştu.
GÜNDOĞDU: "DERSHANELER SEBEP DEĞİL SONUÇTUR"
Genel Başkan Gündoğdu ise “Eğitim sendikası olarak baktık. Raporumuzu da buna göre hazırladık. Raporumuz yüzde 80 gerçekleşti. Dershane sebep değil sonuçtur. Devletin görevi eğitim de fırsat eşitliğini dört dörtlük sağlamaktır. Dershaneler sistemin boşluğundan doğan merkezlerdir. Kaliteli eğitimi vererek dershanelere gerek kalmayacak bir yapıya gelmek lazım. Eğer okullar diploma doldurma yeri öğretmenler ise diploma dolduran kişiler olmaktan çıkması gerekir. Yani kısaca şunu söylemek gerekirse dershaneler kapanmalı, kapatılmamalı. Eğitimde kaliteye ulaşıp vatandaş dershanelere ihtiyaç duymaması gerekir” ifadelerini kullandı.
“ASGARİ ÜCRET BİR GEÇİM ÜCRETİ DEĞİLDİR, BİR TABAN ÜCRETİDİR”
“Taşeron işçiler ile ilgili iyileştirme olacak mı, olacak ise hangi noktalarda iyileştirmeye gidilecek?” sorusu üzerine Bakan Çelik, “Taşeron işçiler ile ilgili yaklaşık 2 yıldır tüm tarafların görüşleri var. Bu görüşleri biz bakanlık olarak derli toplu hale getirdik. Kim neyi talep ediyor kimin ne talebi var bunlar bir taslak haline getirildi ve biz taraflarla son görüşmemizde bunu görüştük. Alt işveren işçileri taşeron işçileri asgari ücrete mahkum diye bir ifade vardı. Oysa asgari ücret bir geçim ücreti değildir, bir taban ücretidir. Çalışan işçilerin asgari ücrete mahkum edilmemesi ve eğitim durumlarına göre ücretlerinin farklılaşmanın olması gibi talepleri biz taslağın içine koyduk ve taraflara sunduk. Taslak haline dönüştürdüğümüz gerek taşeron işçinin söyledikleri gerek alt işverenlerin söyledikleri gerekse sendikaların söylediklerinden oluşan bu bilgiler acaba tasarıya dönüşebilecek mi? Onun çalışmaları içerisindeyiz. Uzlaşma konusunda sizlere bilgi vereceğiz bunlar zor konular hem çalışan açısından hem de işveren açısından” şeklinde konuştu.
“İŞ VE MESLEK DANIŞMANI GİBİ GÖREV YAPAN AMA O UNVANDAN YOKSUN OLANLARI BİR STATÜYE BAĞLANMALARI İŞİN GEREĞİ”
İş ve meslek danışmanları konusuna ilişkin bir soru üzerine Bakan Çelik,“ Hizmet danışmanları çok farklı amaçlar ile işe başladılar. Başarı da elde ettiler. Burada bu talebi biz haklı buluyoruz. Kadro imkanı kendilerine sağlandığına göre iş ve meslek danışmanı gibi görev yapan ama o unvandan yoksun olanları bir statüye bağlanmaları işin gereği olarak gereklidir diye düşünüyoruz. Yasal düzenleme konusunda olumlu bakıyoruz. Ama günü saati ile bir şey söyleyemiyoruz” dedi.
Kıdem tazminatına ilişkin son durumun sorulması üzerine Bakan Çelik, “ Bizim burada yapmak istediğimiz bir kargaşa ortamı oluşturmak değil. Çalışma ortamını bozmak için değil aksine çalışma ortamını bozan durumları ortadan kaldırmasına yönelik çalışma yapıyoruz. İş yeri kapandığı için tazminatını alamayanlar, iş yeri açık olduğu halde işten çıkarılanların tazminatlarını alamayanlar ve benzeri yargıya konu olmuş yüz binlerce dosya çalışma hayatına ilgili bizde diyoruz yargıya bu kadar ihtiyaç duymayan bir yapı oluşturalım. Yargı ile oluşmuş bir çalışma hayatı bizim beklentilerimizi karşılamaz. Bundan dolayı kıdem tazminatı durumu fon uygulaması olur ise tüm bize gelen bu şikayetler artık işçi iş veren arasında sorun olmasından çıkıyor” diye ifade etti.
Kıdem tazminatı kalkıyor gibi değerlendirmeler yapmak çalışma hayatı açısından haksızlık olacağını dile getiren Bakan Çelik şöyle devam etti:
“Kıdem tazminatı sistemi içerisinde çalışan iki yüz bin kamu işçisi var emekli olana kadar onların tazminatları ile ilgili bir düzenleme yok mevcut sistem de kalmak isteyenler kalabilirler. Özel sektörde çalışanlar biz memnunuz bu işten kıdem tazminatı sisteminde kalmak istiyoruz diyorlarsa kalabilirler ama sistemin sıkıntıları var bu sıkıntıları gidermek için muhtemel yargıya konu olacak sıkıntıları bertaraf etmeye dönük bir düzenleme teklif ediyoruz. Uzlaşırsak eyvallah uzlaşamazsak artık itilaflarla yaşanmaya devam eder. Ama bir gün çözüm konusunda masaya itilaflar büyüdüğü zaman çok daha rahat bir şekilde otururlar. Biz ön almaya çalışıyoruz, bu sorunu önden çözelim anlayışıyla değerlendiriyoruz umarım uzlaşılır sağlıklı bir şekilde çalışma hayatı devam eder. Uzlaşılmazsa mahkeme önlerinde dosya sayısı daha çok devam eder.”
Bakan Çelik, “Çalışma grubu ile önümüzdeki hafta yoğun programlarımızı da gündeme alarak en uygun günü ayarlayarak nihai kararı vereceğiz. Biz de sonuçlandırmak istiyoruz. Uzlaşmak istiyoruz. Amacımız bugün var olan sorunları çözmek” diye konuştu.