BIST 9.911
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.962,68
HABER /  GÜNCEL

Bakan Çelik'ten acı itiraf

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, mesleki ve teknik okullarda öğrenci sayısının gittikçe azaldığını kaydetti. Çelik'e göre teknik eğitim fakülteleri de yetersiz.

Abone ol

Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Gazi Üniversitesi ve Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği tarafından ortaklaşa düzenlenen AB Kopenhag Süreci ve Maastricht Bildirgesi Açısından Türkiye'de Mesleki Öğretim ve Eğitimi Bekleyen Zorluklar Uluslararası Konferansı'nın açılışına katıldı. Konferansın açılışında konuşan Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, mesleki eğitim alanında yaşanan sorunlara değindi. MEB'in, mesleki ve teknik eğitim fakültelerinden mezun olan gençlerin ancak yüzde 5'ini öğretmen olarak istihdam ettiğini belirten Yamaç, bunun sorun yarattığını söyledi. AB ülkelerinin eğitim alanında belirli standartları yakalamak amacıyla yürüttüğü çalışmalara işaret eden Yamaç, ''Türkiye'nin bu çalışmaların dışında kalma lüksü olmadığını'' vurguladı. PATİNAJ YAPMAYALIM ''Bir ülkenin eğitim politikasının belirlenmesinde siyasilerin elbette rol oynayabileceğini'' ifade eden Yamaç, şunları kaydetti: ''Ancak bizi patinaja zorlayacak kaygan zeminler üzerinde oynamaktansa, hareket etmektense, ülkem ve üniversitem adına yapılması gerekenleri gerçekleştirmek gerektiği kanısındayım. Bu konuda ortak zeminler yaratılmasıyla ilgili sorunlar yaşadığımız açık. Ortaöğretimde ve yükseköğretimde mesleki eğitim son derece önemli. Bu alan da dahil olmak üzere hepimizi sıkıntıya sokan, hepimizi gerecek olan konulardan başlamak yerine gevşeme alanları yaratabilecek daha kolay ve sorunları çözümleyebileceğimiz alanlara yüklenelim. Zaman kaybına yol açan birtakım sorunların zaman içinde bu gevşemeyle daha rahat çözülebileceği kanısındayım.'' SORUNLARI YOK SAYMAK ONLARI BÜYÜTÜR Milli Eğitim Bakanı Çelik de problemleri görmezlikten gelmenin onları ortadan kaldırmayacağını belirterek, şunları söyledi: ''Eğer biz problemleri gün ışığına çıkarıp tartışmazsak, kendi kendimizi kandırmış oluruz. Onlara yok saymak onları besler ve büyütür. Eğer mesleki ve teknik eğitim alanında bir problem varsa, mesleki ve teknik eğitimin yükseköğretim ayağında bir problem varsa bunu ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde masaya yatırmak ve çözmek Türkiye'nin yararınadır ve bir parçası olmaya çalıştığımız AB sürecinde de bunu yapmamız gerekir.'' AB'nin siyasi ve ekonomik alanda olduğu gibi eğitim, bilim ve teknoloji alanında da güçlerini birleştirme yoluna gittiğini anlatan Çelik, bu alanda yapılan çalışmalara ve alınan kararlara değindi. AB ülkelerinin 2010 yılına kadar gayri safi milli hasılalarının yüzde 3'ü araştırma geliştirme için ayıracaklarını kaydeden Çelik, böylece rekabet edebilir ve bilgi temelli bir ekonomi oluşturulacağını belirtti. Bu çerçevede mesleki ve teknik eğitime önem verildiğini ifade eden Çelik, Türkiye'nin kendinden önde olan AB ülkelerinden daha fazla çalışması gerektiğini söyledi. ''Onlar yürüyorsa biz koşmalıyız, onlar 2. vitesle gidiyorsa biz 4. vitesle gitmeliyiz'' diyen Çelik, şunları kaydetti: ''Biraz önce sayın rektörümüz ifade etti, biz artık patinaj yapmamalıyız. Kurumlar olarak, kimin ne gücü varsa birbirimizin eksikliklerini de tamamlayarak yola devam etmek zorundayız. Mesleki teknik eğitim sadece ilköğretim, ortaöğretim düzeyinde bitmez. Sadece çıraklık eğitimi ve ortaöğretim düzeyinde bu meseleye önem vererek çözemeyiz. Çünkü mesleki ve teknik eğitimde öğretmenlik yapan insanlar yükseköğretimden yetişerek geliyorlar. Teknik eğitim fakültelerinin maalesef bugünkü durumu da iç açıcı değildir. Rektörümüz de ifade etti, buradan mezun olanların ancak yüzde 5'i öğretmen olarak istihdam edilebilmektedir. Neden bu kadar az insan alabiliyoruz? Çünkü mesleki ve teknik okullarımızda öğrenci sayısı gittikçe azalmıştır, bu okullarımıza rağbet azalmıştır. Şimdi 300 küsür motor öğretmenimiz fazlayken, torna-tesviye öğretmeni fazlayken, 150 kişiyi daha alıp oturtmak kesinlikle akılcı değildir. Bu gençlerimiz teknik eğitim fakültelerinden mezun olup iş bulamayınca bunalıma giriyorlar. İş bulamayan ve bunalıma giren sadece onlar değil. 'Ben o okuldan mezun olduktan sonra mühendis olamıyorum, piyasanın aradığı nitelikte bir teknik eleman olmuyorum' diyen gençler bu okulları tercih etmemeye başlıyorlar veya bu okulları tercih eden öğrencilerin kalitesinde düşme meydana geliyor.'' BAŞARILI OLANLAR DA MESLEKİ EĞİTİME GİTSİN ''Mesleki ve teknik eğitimdeki kalite probleminin de çözülmesi gerektiğini'' ifade eden Çelik, bu eğitimin sadece el becerisine dayanmadığını belirtti. Elektrik-elektronik ve bilişim dallarıyla ilgili bir alana sadece el becerisine sahip olanların alınamayacağını kaydeden Çelik, özellikle fen konularına yatkın olan çocukların da bu okullara yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı. ''Başarılı öğrenciler akademik eğitime gitsinler, başarısı düşük öğrenciler mesleki ve teknik eğitime gitsinler'' yaklaşımının yanlış olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti: ''Böyle olduğu zaman mesleki ve teknik liselerden mezun olan gençler teknik eğitim fakültelerine gidiyorlar. Zemini sağlam olmayan gençler teknik eğitim fakültelerinde öğretmenlik eğitimi alıyorlar ve çok başarılı olamıyorlar. Daha sonra okullara döndüklerinde bu nitelik düşüklüğü katlanmış oluyor. Mesleki ve teknik eğitimde kendimizi bu çıkmazdan çıkarmaz zorundayız.'' AB ülkelerinin deneyimli ve vasıflı kişilerin göçünü desteklediğini ifade eden Çelik, nitelikli gençlerin Avrupa ülkelerinde daha kolay iş bulabileceklerini, böylece Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne bu anlamda bir katkı sağlayabileceğini söyledi. Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkatibi Holger Schröder de Avrupa'da ''sınırları aşan bir eğitim sisteminin'' yaygınlaştığını belirterek, AB'nin bu yöndeki çalışmalarını anlattı. Türkiye'de yükseköğretimde merkezi bir yapı bulunduğunu kaydeden Schröder, bu yapının iş gücüne yönelik bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.