Bakan Çelik işverenlere isyan etti!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AK Parti'deki üç dönem kuralını hatırlattı, yorulduğunu ve soluklanacağını söyledi. Özgecan Aslan cinayetini de değerlendiren Çelik, idam tartışmalarıyla ilgili olarak "bu tip insanların her gün ölmesi gerekir" diye konuştu. İş güvenliği konusundaki tartışmaları da değerlendiren Çelik, Türkiye'de denetlenen 100 inşaattan 70'inin durdurulduğunu söyleyerek işverenlere tepki gösterdi.

Faruk Çelik, Habertürk TV'de Ankara Temsilcisi Veyis Ateş'in sorularını cevapladı. Yanlış düzenlemeler nedeniyle, çalışanların geçmişte 38 yaşında bile emekli olabildiğini hatırlatan Çelik, hükümetleri döneminde bozulan güvenlik sisteminin tekrardan ele alınma mecburiyeti doğduğunu söyledi. Çelim canlı yayında şunları söyledi;

SOSYAL GÜVENLİK PRİMİ

 

Öncelikle sosyal güvenlik priminin neden gündeme geldiğini ifade etmeliyim. Olmaması gereken aslında bir katkı payı, kesinti diyelim. Emekli maaşı olarak 1000 TL alan bir kardeşimizden 150 TL'lik kesinti yapılıyor. İlk etapta baktığımız zaman bunu haksız bir uygulama olduğunu görürsünüz. Şöyle bir durum, Türkiye emeklilik sistemiyle çok fazla oynamış. Eski Türkiye'de, siyasilerin her seçim döneminde oy deposu gibi gördükleri alan sosyal güvenlik alanı olmuş. Bunların neticesinde sistem bozulmuş. Bozulan bu sistem bizi 38 yaş emekliliğe kadar getirmiş. Genç yaşta emekli olunca sistemin sürdürülebirliliği tartışılmaya başlanmış ve o günün hükümeti tarafından '1991-1999 arasında yaklaşık 8 yıl içerisinde bozulan sosyal güvenlik sistemini nasıl toparlarız' diye ele alınmış. Bazı kurallar konma zorunluluğu gelmiş. 

 

 

Sosyal Güvenlik Kurumu popülizmin yapılamayacağı, politikanın yapılamayacağı yerlerden bir tanesi. Sosyal güvenlik primi, sosyal güvenlik sisteminin 1991'den sonra sürdürülemez noktaya gelen açıklarının kapatılmasıyla ilgili argümanlardan bir tanesi.

 

Deniyor ki, maden insanlar 40 yaşında emekli oldu, bu genç yaşta emekli olanları evde oturtmak mümkün değil. Bu insanlar çalışacaklar, çalışırlarken bunlardan bir destek primi alalım böylece çocuklarına ve torunlarına bir pay almış oluruz anlayışından ortaya çıkmış bir durum. 

40 yaşında emeklilik, gelecek nesillerden çalışıyorsunuz demek.

 

Hükümet olarak biz bunu tartışıyoruz. Acaba yaştan sonra almasak mı, 60'dan sonra almasak mı ya da yüzde 15'i düşürsek mi gibi bu tartışmaları biz Çalışma Bakanlığı bünyesinde yapıyoruz. Bu konuda bir çözüm gelirse sayın Başbakanımız tarafından açıklanır.  

 

Gününde primini ödeyenler yüzde 5 prim indiriminden yararlanıyor.

 

İŞSİZLİK NASIL ÇÖZÜLECEK?
 

Türkiye'de ilk etapte 3 milyon işsiz var. Aralıkta 50 bin açık iş var ama işçi bulamamışız. 

 

Ücretleri yüzde 40 artırıldı. 

 

İşverenleri rahatsız edecek bir düzenleme yok. Kadınlara yarı zamanlı çalışma imkanı getirdik, işveren yük yok. 

 

2037'lerde 65 yaş üstü nüfusun yüzde 15'leri bulma durumu var. 

 

2023'te hedef işsizliği yüzde 5'e çekmek. 

 

Öncelikle kızımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Ben T.C Bakanı olarak da o anne ve babanın ellerinden öpüyorum. Türkiye'ye ders verecek konuşmalar yaptılar, çok metanetli davrandılar. 

 

Sorunun kaynağı bana göre insan olabilmekle ilgili. Biz Mevlana'ların, Yunus Emre'lerin coğrafyasında yaşıyoruz. Bunları niye söylüyorum; sevgi, hoşgörü, birlik, kardeşlik. Biz bunlardan böyle mi yaralandık? Mevlana'ya hangi yüzle bakacağız?

 

Bizim maalesef Hacı Bektaş ile Mevlana aynı çağda yaşamalarına rağmen, o manevi şahısları bile kavga ettirecek bir  yaklaşım içerisinde olduğumuzu da görmemiz gerekiyor. 

 

"BU KİŞİLERİN HER GÜN ÖLMESİ GEREKİYOR"
 

İdamla ilgili çok şey söylendi. Birey olarak bunu sorduğunuz zaman çok aykırı fikirlerin çıkacağı kanaatinde değilim. Herkes bu konuda bireysel görüş olarak, bu kadar vahşice bir davranışın, bir caninin neye müstehak olduğu çok açık. Fakat bir de devlet var. Devlet sorumluluğu içerisinde baktığınız zaman, belki idam onun için kurtuluş. Bu konunun 'ağırlaştırılmış müebbet olarak her gün idam edilmesi mi' daha doğru, birçok açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Bu kişilerin her gün ölmesi gerekiyor ve ibret olması gerekiyor.

 

İŞ GÜVENLİĞİ DÜZENLEMESİ
 

Büyük bir kazayla karşılaştık yüreklerimiz dağlandı. Bakıyoruz ki diğeri vurdum duymaz. Böyle bir kazadan sonra insan bir kendini sorgulmaz mı? 

 

 

Biz İş Sağlığı Güvenliği Yasası'nı çıkarırken çağdaş bir yasa çıkardık. Bu yasa farkındalığı öne çıkaran bir yasa. Ceza içinde yok mu, var. Ceza öncelilikli bir yasa olmaması gerekiyor. Sorumluluk gerekiyor, işverende, işçide sorumluluk ve kamuda sorumluluk. Böyle bir yasanın kıymetini bilemedik. Şimdi Meclis'e getirdiğimiz düzenleme cezaları getiriyor. Hapis cezası getiriyor. Düşünebiliyor musunuz, bir madeni mühürlüyorsunuz, adam gece açıyor, üretim yapıyor ve iki gencin yanarak ölmesine neden oluyor. Birçok ceza geliyor. 

 

Asansör olayı mesela bir switch takılacak. Bunun sorumluları var. Bu asansör işinin sorumlu bakanlığı, sorumlu makine mühendisleri odası var. Bir switch kontrol edilmiyorsa bunların müeyyideleri ağırlaştırılmalı. 

 

İŞ KAZALARI NASIL ÖNLENECEK?
 

Bu kadar olaylar oluyor. 100 inşaat denetleniyor 70'i durduruluyor. Buradan sesleniyorum; böyle bir işverenlik olur mu? Olmaz olsun böyle bir işverenlik. Bu para kazanma hırsı, hep kazanma anlayışından kurtulmamız lazım. 

 

7 HAZİRAN'A DOĞRU
 

Biraz da yoruldum, soluklanmak lazım.