Çelik, Sözen'in Afyon'da bir okula imam hatipli 1 müdürün atanmasıyla ilgili sözleri üzerine çılgına döndü.
Abone olTBMM Genel Kurulu'nda 2003 yılı bütçe müzakereleri sürüyor. Genel Kurul'da Milli Eğitim ve Kültür bakanlıklarının bütçeleri ele alınıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlık bütçesi ve politikasıyla ilgili CHP'lilerin eleştirilerini cevaplamak için yaptığı konuşmada, kendisinin bakanlığa geldiği dönemde öğrenci sayısı istediğini her seferinde ayrı bir rakamın getirildiğini bir hesaba göre Türkiye'de 17 milyon 700 bin öğrenci bir hesaba göre de 18 milyon 600 bin öğrenci olduğunun ortaya çıktığını ifade etti. Bunun bütün kurumlarda bu şekilde olduğunu belirten Milli Eğitim Bakanı Çelik, değiştirilmesi gereken yanının da bu olduğuna işaret etti. Bakan Çelik, CHP adına söz alan Sivas Milletvekili Nurettin Sözen'in yanlış bilgiler aktardığını ifade ederek, gazete bilgilerine dayanarak Genel Kurul'da konuşulamayacağını ifade etti. Kendisinin Bakanlığa geldiği günden bu yana bir atama yapmadığını belirten Çelik, göreve başladığının ertesi günü Müsteşar İsmail Bican'ı çağırdığını ve kendisiyle çalışamayacağını ifade ettiğini, bir partiden aday olduğunu Mumcu döneminde değiştirilmiş olmasının Mumcu ile Bican'ın yaklaşımlarının örtüştüğü anlamına gelmediğini söyledi. Kendisinin Paris'e eğitim müşaviri olarak gönderilmesini talep ettiğini ancak şu anki yönetmeliğe göre mümkün olmadığını ifade ettiğini belirten Çelik, 2 yılını doldurduktan sonra Fransa'ya gönderilebileceğini söylediğini açıkladı. Bican'ın daha sonra basın mensuplarına giderek "Biz sayın bakanla ayrı siyasi kadrolardan geliyoruz" dediğini belirten Çelik, "Bir sayın bürokrat düşününüz ki 'ben sayın Bakanla farklı siyasi kadrolardan geliyoruz' diyor. Ben bu sayın bürokratla çalışamam çalışmam mümkün değil" dedi. Çelik, CHP'nin de iktidar olması halinde kendi kadrolarıyla çalışacağını bunun Türk siyaset tarihinde bir gelenek haline geldiğini ifade ederek, CHP'nin iktidara gelmesi ve Sözen'in de Milli Eğitim Bakanı olması durumunda kendi atadığı müsteşar ile çalışmayacağını söyledi. Çelik, "Asaleten tek ama tek bir atama yapılmamıştır. Gazete kupürlerinden okuyarak 'kadrolaşma var, antilaik, Atatürk düşmanı bir kadrolaşma var' beyan modası geçmiş çok ucuz bir popülizmdir arkadaşlar" diye konuştu. Çelik, yine Sözen'in İstanbul'da öğretmenlik yapan Besim Er adlı bir öğretmenin Adalar'a tayin edilmesi ile ilgili eleştirilerine de cevap verdi. Çelik, şöyle konuştu: "Besim Er Adalar'a verilmiştir, öğretmenevi inşaatında yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle dava açılmıştır. Davanın selameti açısından bir ilçeden bir başka ilçeye gönderiliyor." ÇELİK'TEN CHP'LİLERE TEHDİT Cumhurbaşkanı'nın bile kendi çalışacağı sekreteri getirdiğini, Başbakan'ın da aynı şekilde çalışma arkadaşlarını kendisinin seçtiğini belirten Bakan Çelik, bu konuda en şık olanın bir yasa çerçevesinde müsteşar ve müsteşar seviyesindeki bürokratların istifasına imkan tanınması gerekliliğini vurguladı. Bu arada, Çelik'e bazı CHP'liler "Doğru söylemiyorsunuz" diye sataştı. Milli Eğitim Bakanı Çelik de bu sözün 'yalan söylüyorsunuz' anlamına geleceğini belirterek, "Sizi o sözleri sarf ettiğinize pişman ederim haberiniz olsun" dedi. Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: "Bir Bakan olarak Meclis denetimine açığım her bakan arkadaşım açık. Yargının verdiği her kararı lehte de olsa aleyhte de olsa uygularım. Ben yasalar çerçevesinde insanları mağdur etmeden onların kişilikleriyle oynamadan bir kişiyi bir yerden alıp bir yere verme hakkına sahibim. Mahkeme kadıya mülk olmaz. Eğer haksızlığa uğradığını iddia eden birilere varsa bu ülkenin bağımsız yargısı vardır. Yargının aldığı karar beni de bağlar, herkesi bağlar. Bizim hukuka karşı boynumuz kıldan ince." "İMAM HATİPLİLER CÜZZAMLI MI" Çelik, yine CHP'li Sözen'in Afyon'da bir okula imam hatipli 1 müdürün atanmasıyla ilgili eleştirilerine de şöyle cevap verdi: "Afyon'da 2 imam hatip müdürünün atandığını söyledi. Bir, bu şube müdürleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atanmamıştır. Valilik onayıyla atanmıştır. İki, AK Parti tarafından tayin edilen vali tarafından değil önceki hükümet döneminde atanmış vali atamıştır. Bir insanın imam hatipli olması onların cüzzamlı olduğu anlamına mı gelir. Eğer imam hatip mezunlarını bu şekilde değerlendirirseniz biz huzur ve barış içinde yaşayamayız. Demokrasilerde veyacı bir anlayış geçerli değildir. Sen ve ben dersek bu herkesi bu halkanın içine alır. Sen veya ben demeye devam edersek bu ülkede barış olmaz." Genel Kurul çalışmalarına ara verildi.