BIST 8.619
DOLAR 34,30
EURO 37,51
ALTIN 3.024,87
HABER /  GÜNCEL

Bakan Çelik 50 kişinin kim olduğunu açıkladı

Ermenek'teki maden faciası sonrası eleştirilerin odağındaki Bakan Faruk Çelik, o sözlerine açıklık getirdi.

Abone ol

Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamuoyuna, "madenleri kapatmak istediğimizde 50 kişi engel oluyor" şeklinde yansıyan sözlerine açıklık getirdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "İşçisiyle, işvereniyle, o ilin tüm dinamikleriyle, sivil toplum örgütleriyle herkes bir taraftan bu madenlerin işletilmesi konusunda bir tavır ortaya koyuyorlar. Şu anda Ermenek'te de olduğu gibi. 50 kişi dediğimiz bu" dedi.

Ermenek'te 18 işçinin mahsur kaldığı çok acı bir olayla karşı karşıya olduklarını dile getiren Çelik, günlerdir işçilerin maden ocağından çıkartılmasıyla ilgili devletin bütün kurumlarının seferber olduğunu söyledi. Çelik, "Kardeşlerimizi biran önce inşallah sağ olarak, ailelerine teslim etme gayretindeyiz" diye konuştu.

Bütün kurumlar ittifak ve organize içinde sorunu çözmeye çalışırken bölgeye bir çok ziyaret olduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Bu görüşmelerde bir çok konuyu konuştuğumuz, sohbet ettiğimiz doğrudur. Ama ne konuştuk? CHP'li milletvekili arkadaşlarımız gelmişlerdi, onlarla ayaküstü sohbet ederken Soma'dan, diğer madenlerden değerlendirmeler yaparken dedik ki 'Şimdi geldiğimiz yerde çok yakın, birinci derece akrabaları şu anda yerin altında olan aileler, maden ocaklarının kapatılmamasıyla ilgili talepte bulunuyorlar. Ne olur kapatmayın, çünkü bizim gerek Ermenek Havzası'nda gerekse Zonguldak gibi yerlerde madenden başka geçim kaynağımız yok' ifadelerinde bulunuyorlar.

Kim bunlar? Burada çalışanlar, buradan geçimini temin edenler. Bir taraftan da madenciliğin yapısal sorunları var. Bu yapısal sorunlar gereği kapatma işlemleri, birçok şey oluyor. Vatandaş da diyor ki 'Geçim kaynağımız bu, bundan başka bir şey yok' şeklinde taleplerini ortaya koyuyor.

Bu çerçevede dedim ki 'İşçisiyle, işvereniyle, o ilin tüm dinamikleriyle, sivil toplum örgütleriyle herkes bir taraftan bu madenlerin işletilmesi konusunda bir tavır ortaya koyuyorlar'. Şu anda Ermenek'te de olduğu gibi. 50 kişi dediğimiz bu. Yani izafi olarak işçisi, işvereni, sivil toplum örgütleri, yöredeki tüm dinamikler, 50 kişi diyor ki 'bu madenler açık olsun.' Bunu getirip '50 kişi baskı yapıyor, 50 kişi kimdir' noktasına getirme gibi bir bahtsızlığı, talihsiz değerlendirmeyi bu acı olayları yaşadığımız ortamda kim yapıyor doğrusu bunu anlamakta zorlanıyorum." 

BU NASIL MİLLETVEKİLLİĞİ

Bu yönde açıklama yapan milletvekillerine tepki gösteren Bakan Çelik, "Bu nasıl bir milletvekilliğidir ki bu tabloyu burada görmek için geliyorsunuz ve buralarda konuşulmayan maksadı aşan bir çok değerlendirmeleri kamuoyuna taşıyorsunuz. Buradaki çalışmaları adeta aksatmaya dönük farklı değerlendirmelere sebebiyet veriyorsunuz. Bunlar son derece yanlış yaklaşımlardır" diye konuştu.

Kastettiğinin, maden bölgelerinde özellikle madene endeksli bir çalışma hayatı söz konusu olduğu için insanların her türlü tehlikeye rağmen, buraların açık olması konusundaki taleplerine işaret etmek olduğunu dile getiren Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yoksa kanunsuz, usulsüz, hukuka aykırı şekilde madenler faaliyet göstersin diye bir bakandan talepte bulunulur mu, böyle bir şey olabilir mi? Bunu anlamalarına rağmen sırf siyaset uğruna, çarpıtma uğruna bu ve benzeri değerlendirmeler yapıyorlar. Bizim meşgul olduğumuz konu belli, vatandaşımızla şu anda burada 18 yavrusu, damadı, oğlu, babası toprak altında, ocak altında olan insanlarla sürekli iç içeyiz. Onların dertlerini, yükünü alma; onların gönülleri bir nebze de olsa rahatlatma gayretindeyiz. Birilerinin de buradan siyasi rant peşinden koştuklarını bu değerlendirmelerle görüyoruz.

Tekrar ediyorum, söylenen cümle gayet açık: Bu havzalarda madenler çok önemlidir ve işçisi, işvereni, yetkilileri, etkilileri kim varsa bu iş alanlarının kapatılmamasıyla ilgili taleplerini dile getiriyorlar. Bunu getirip kanunsuz, hukuksuz bir talebe dönüştürme şeklinde değerlendirme yapmayı ahlaki bir durumla bağdaştırmıyorum."