Bakan Babacan umut dağıttı

Ekonomik program konusunda şüpheye gerek olmadığını söyleyen Babacan, ‘‘Ne yapacağımız belli’’ dedi.

IMF ile yapılan stand-by anlaşması çerçevesinde bundan sonraki gözden geçirme hedeflerinde hükümetin uygulayacağı ekonomik program konusunda herhangi bir şüpheye gerek olmadığını söyleyen Devlet Bakanı Ali Babacan, ‘‘Ne yapacağımız belli artık’’ dedi. Babacan, gözden geçirme takvimlerini yeniden belirlediklerini, 6'ncı gözden geçirmenin ekim sonu kasım başı gibi, 7'nci gözden geçirmenin de aralık sonu ocak başı gibi belirlediklerini, bu takvimi belirlerken Meclis'in temposunu gözlemleme fırsatı bularak yaptıklarını söyledi. Bundan sonra üzerinde sıkı bir şekilde üzerinde duracakları konunun doğrudan yabancı yatırımlar olduğunu belirten Babacan, bugüne kadar akmakta olan yabancı sermayenin sembolik düzeyde olduğunu, bundan sonra özellikle yabancı yatırımcıya dönük pekçok program yapılacağını söyledi. Yatırımcı Konseyi girişimi bulunduğunu hatırlatan Babacan, ‘‘Tüm bu konsey üyesi kuruluş başkanlarına bir mektup yazdım. Dünya Bankası Başkanı, IMF Başkanı da konuyla yakından ilgileniyor. Sanırım Kasım sonu Aralık başı gibi böyle bir toplantıyı düzenleriz’’ dedi. Hem doğrudan yatırımcıya yönelik, hem de Türkiye'den hisse senedi ya da kamu kağıdı almak isteyen kuruluşlara yönelik programlar olacağını belirten Babacan, geçen yıl 10-15 ülkede buna benzer programlar yaptıklarını ve bunların çok faydasını gördüklerini anlattı. Programın uygulanmasıyla ulaşılacak noktanın, sadece programa bağlı kredilerden ibaret olmadığını vurgulayan Ali Babacan, Türkiye'nin doğru politikalar izlemekte olduğu ve şu anda gitmekte olduğu yönün, önemli problemleri çözecek ve aşacak politikalar olduğunu göstermek açısından önemli olduğuna işaret etti. İmar Bankası'nı IMF de izliyor Devlet Bakanı Ali Babacan, İmar Bankası'nın ek maliyet getireceği olasılığının IMF ile görüşülüp görüşülmediği sorusu üzerine, yapılan görüşmelerde bu konunun çok ön planda olmadığını kaydetti. Babacan, ‘‘Ama onlar da gelişmeleri takip ediyorlar’ dedi.